"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2752 E., 2023/1261 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/380 E., 2022/377 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre davalı-davacı kadın vekilinin temyize konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.735,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki diğer temyiz itirazları ile davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, ev işlerini yapmadığını, erkeğe özen göstermediğini, hakaret edip saygısız davrandığını, anlayışsız olduğunu, devamlı suretle düzensiz ve dağınık olduğunu, evde deterjan, gıda, yiyecek ve içecek adına ne olup ne olmadığını bilmediğini, ortak çocuğun sağlıksız ortamda kaldığını, erkeğe ve ailesine hakaret mesajları gönderdiğini, ortak çocuğu göstermemekle tehdit ettiğini, erkeğin ailesi ve akrabaları geldiğinde sıcak davranmadığını, "sana yemek yapmak zorunda değilim, senin çocuğuna bakmak zorunda değilim" dediğini, bir defasında erkeğin anne ve babasını evden kovduğunu, 23.07.2017 tarihinde erkeğin anne ve babasına sinkaflı küfürler ettiğini, devamlı surette erkeğe "şerefsiz" dediğini, kadının anlamsız emirler verdiğini, kirli olmayan eşyalara kirli dediğini, çocuğun psikolojisini bozduğunu, psikolojik sorunları olduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olup ıslah dilekçesi ile de 200,000,00TL maddî ve 200.000,00TL manevî tazminat talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu belirterek dava dilekçesindeki vakıalarını tekrarlayarak birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın asıl davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin evliliğin ilk gününden itibaren ailesinin dolduruşuyla kadına maddî ve manevî şiddet uyguladığını, kadına "sen akıl hastasısın, delisin, seninle evlendiğim güne lanet olsun, dışarıda ne kadınlar var, sen de kadın mısın, şişko, gamsız, bakımsız, seni boşayacağım" gibi hakaretler ettiğini, ortak çocuk ile ilgilenmediğini, sürekli telefon ve bilgisayarla ilgilendiğini, telefonuna şifre koyduğunu, evine iğne dahi almazken kendisine yeni çıkan model telefonlar aldığını, kadın da telefon isteyince "sen bebek arabası kullanamazsın, sen kim telefon kim" diyerek aşağıladığını, erkek ve ailesinin kadının ailesinden hakaretlerle bahsettiklerini, kadının kanser hastası babasına erkeğin bir kez geçmiş olsun demediğini, kadının babası vefat ettiğinde ise kadını teselli etmek yerine sevgisiyle mesajlaştığını, kadına ve kadının annesine baş sağlığı dilemediğini, kadının bu yaşananlar sonucu doktora gittiğini, OKB teşhisi konulduğunu, erkeğin hastalıkla ilgili destek olmadığını, kadına "muzarrat " ya da "özürlü" diye seslendiğini, misafiri sevmediğini, en ufak tartışmada sofrayı alt üst ettiğini, sonra da kadına "eşek gibi temizleyeceksin" dediğini, para gitmesin diye ortak çocuğu servise yazdırmadığını, erkeğin kadını aldattığını, eve bir şey almazken birlikte olduğu kadına hediyeler aldığını, kadın bu durumu erkeğin ailesine anlatınca yapacak bir şey olmadığını söyleyerek kadını evden kovduklarını, erkeğin kadına harçlık vermediğini, yatak odalarında gardrop olmadığını, kadın bunu dile getirince "seninle mi yaşlanacağımı sanıyorsun" dediğini, kadının bir haftalığına annesinin evine gittiğinde erkeğin evi çöplüğe çevirdiğini, bunu boşanma davasında delil olarak sunmak için hazırladığını, erkeğin açtığı davadan sonra da tarafların aynı evde yaşayıp karı koca olduklarını, erkeğin kadını evden kovduğunu, tehdit ettiğini, bu nedenle uzaklaştırma kararı aldığını belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlilik süresince evin temizliği, tertibi ile ilgilenmediği, evinin düzensiz olduğu; erkeğin ise eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ortamlarda eşi ile konuşmadığı, evin temel ihtiyacı olan yatak odası takımını temin etmediği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.250,00TL tedbir ve iştirak nafakasını, kadın yararına aylık 1.250,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat talepleri ve kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin davayı açıp evden ayrıldığını, af durumunun söz konusu olmadığını, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması gerektiğini, asıl davanın tümüyle kabulü ve birleşen davanın ise tümüyle reddi gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin kadının evde olmadığı bir hafta evi kötü duruma getirerek fotoğraf çekip delil yaratmaya çalıştığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, buna rağmen kadın yararına tazminata hükmedilmediğini, kadına ve çocuğa hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğunu, ziynet alacağı talebinin kabulü gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen tazminatlar ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurların doğru olduğu, erkeğe yüklenen kusurların yanında temizlik konusunda kadını aşağılayarak kadına manevî şiddet ve baskı uygulama kusurunu işlediği,erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve tazminatlara ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına 40.000,00TL maddî ve 40.000,00TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin ağır kusurlu bulunmasının haksız olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılması ve lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kadının babadan kalma mal varlığının bulunduğunu, erkeğin ise sadece maaşının bulunduğunu, kadının davasının tamamen reddi ile erkeğin davasının tamamen kabulü gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi gerektiğini, kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, boşanma davasının açılmasından sonra birlikte yaşamın devam ettiğini, ziynet alacağı talebinin reddinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin asıl davası ile kadının birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarları, velâyet, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. İlk Derece Mahkemesince taraflar eşit kusurlu bulunarak her iki boşanma davasının kabulü ile
tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Tarafların istinaf yoluna başvurmaları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe kusur eklenmek suretiyle erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın yararına tazminatlara hükmedilerek, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe mevcut kusurlarının yanında "temizlik konusunda kadını aşağılayarak kadına manevî şiddet ve baskı uygulama" kusuru yüklenmiştir. İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen "evin temizliği, tertibi ile ilgilenmeme, evin düzensiz olması" kusuru yanında erkeğe Bölge Adliye Mahkemesince eklenen kusurun çelişki oluşturduğu anlaşıldığından bu kusurun erkeğe yüklenmesi doğru görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince tarafları yüklenen kusurların sabit olduğu ve tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Davalı-davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden erkek yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'e iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.