Logo

2. Hukuk Dairesi2023/660 E. 2023/3084 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanmaya sebep olan olaylar ve maddi manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1307 E., 2022/1692 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/465 E., 2021/202 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin önceki evliliğinden iki çocuğunun olduğunu, davalının bu durumu kabul ederek evlendiğini, sonra bu durumu sıklıkla müvekkilin yüzüne vurduğunu, rencide ettiğini, hatta cinsel beraberlik sırasında dahi eski eşinden bahsederek müvekkili yaralayıcı sözler söylediğini, müvekkilinin vardiyalı çalıştığını, vardiyadan çıktığında erkeğin almaya gelmediğini, hakaret ettiğini, ihtiyaçlarında yardımcı olmadığını, erkeğin borçlarını karşıladığını, ilgisiz olduğunu, beni ilgilendirmiyorsun diye söylediğini, ortak hanenin tüm masraflarını müvekkilinin karşıladığını, davalının borçlarını kredi çekerek kapattığını, cinsel birliktelik yaşanacağı zamanlarda yakın davrandığını, sonrasında ilgisiz tavırlara devam ettiğini, 'ben seni istemiyorum zaten, seni başkalarına pazarlayacağım, senin üzerinden para kazanacağım' tarzında sözler söylediğini, cinsel birlikteliğe zorladığını, yatak odasından kovduğunu, müvekkiline cinsel içerikli mesajlar yazdığını, kimi zamanlar iş çıkışı eve hiç gelmediğini, müvekkili rahatsızlandığında ilgilenmediğini, doktora götürmediğini, istemediğinden müvekkilinin ailesinin ortak haneye gelemediğini, ailesine de birlikte gidemediklerini, evde üç adet silah bulundurduğunu, eskort kadınlarla görüştüğünü, bu kişilere evlenmeyi düşünüyorum diyerek mesajlar attığını, evi terk ettiğini, yalnız bıraktığını, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili karşı davaya cevap dilekçesinde iddiaların asılsız olduğunu ve külliyen iddiaları reddettiğini, erkeğin kadının karalamaya çalıştığını, suç duyurusunda bulunacağını belirterek erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının cinsel birliktelikte eski eşim daha iyiydi diyerek rencide ettiğini, eski eşi ve sevgilileriyle olan ilişkilerini anlattığını, müvekkilinin davacıyı işten almaya gittiğinde bana güvenmiyorsun diyerek hakaret ettiğini, istekleri yüzünden borç altına girdiğini, gelirini ortak haneye harcamadığını, müvekkilinin çektiği 35.000,00 TL krediyi harcadığını, aynı odada yatmadığını, eviyle ilgilenmediğini, temizlemediğini, yemek hazırlamadığını, çamaşır yıkamadığını, müvekkili askere giderken ... etmeye gelmediğini, hakaretler ettiğini, uyuşturucu haplar kullandığını, bir kaç kez intihara kalkıştığını, kapı ve camları kırdığını, sürekli ölümle tehdit ettiğini, müvekkilinin tüm eşyalarını çöp poşetine koyarak merdiven boşluğuna koyduğunu, evden gitmesini istediğini, müvekkili eşyalarını götürmek isterken davalının ailesi ile birlikte saldırdığını, daha sonra kalan eşyalarını almak için giden müvekkilinin telefonunu alarak parçaladığını, müvekkili elini kestiğinde ilgilenmediğini, sürekli yalan söylediğini, işten eve geç geldiğini, Halil isimli şahısla aldattığını, gizli telefon görüşmeleri yaptığını, bu şahısla cinsel içerikli mesajlarını gördüğünü, eve davet ettiğini, bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadının önceki evliliğinden olan çocuklarını yeterince sahiplenmediği, kadına hakaret ettiği, kadının yemeklerini çöpe dökerek gururunu incittiği, kadın ve evi ile yeterince ilgilenmediği, kadının da güven sarsıcı hareketler içerisinde bulunduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu boşanmakla eşinin maddi desteğini yitiren ve kişilik hakları ihlal edilen kadın yararına maddî- ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle her iki davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tanığının beyanını kabul etmediklerini, yalan beyanda bulunduğunu, erkeğin iddialarını ispatlayacak bir tanığı ve delili bulunmadığını, bu nedenle karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat miktarlarının az olup nafakaya da karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tazminatların miktarları, reddedilen nafaka talebi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun olmadığı, aldatan kadının ağır kusurlu olduğu, tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı gerekçeleri ile kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına güven sarsıcı davranış kusur olarak yüklenilmiş ise de dinlenen erkek tanığı ... Uygun, kadınla hiç karşılaşmadıklarını, sadece fotoğrafını gördüğünü belirtmesine rağmen, kadını akşam saatlerinde uzak mesafeden ve arkasından yüzünü görmeden, başka bir erkekle el ele gezerlerken görüp tanıması hayatın normal akışına uygun olmadığı halde, Mahkemece kabul edilerek, kadına güven sarsıcı davranış nedeniyle kusur yüklenilmesinin doğru olmadığı, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında erkeğin tam kusurlu olup davacı kadının kusurunun olmadığı, Mahkemenin kusur değerlendirmesinin doğru olmadığı, kadının çalıştığı, sürekli ve düzenli bir işinin bulunduğu, karşı davacı erkekle aynı gelir düzeyine sahip olduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun tanık beyanı ile ispatlandığını, davasının reddinin hatalı olduğunu, günümüz şartlarında sosyal medyanın da yaygınlaşması ve kişilerin neredeyse her gün fotoğraf paylaşması sebebiyle insanlar birbirlerinin hayatına dahil olmakta, paylaşılan her ayrıntıya hakim olduğunu, Türk hukukundaki yerleşmiş kabul gereği asıl olan tanıkların gerçeği söylediği olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu, kadının duyuma dayalı beyanda bulunan tanıkları ile kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, hangi delillere hangi gerekçeyle üstünlük tanındığının gerekçeye açıkça yansıtılmadığını, aldatan kadının ağır kusurlu olduğunu, davalarının reddinin hatalı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.