"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/594 E., 2023/726 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/951 E., 2021/87 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekilli tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını, müvekkiline ait ziynetlerin erkek tarafından alındığını ve iade edilmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, çocuk için aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, 1 adet 5’i birlik (7.580,00 TL), 4 tane 25’er gramlık 22 ayar bilezik ( 21.532,00 TL), 4 tane 20’şer gramlık 22 ayar bilezik (17.224,00 TL), 1 çift küpe ( 400,00 TL), 10 adet çeyrek altın (3.438,00 TL) ve 2 adet tam altın (2.924,00 TL) takıldığını belirterek, ziynetlere ilişkin alacak davasının kabulü ile öncelikle aynen iadelerine, mümkün olmaması halinde ziynetlerin bedelinin tespit edilerek işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile verilmek üzere şimdilik 10.000,00 TL ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 12.10.2020 tarihli ıslah dilekçesinde; dava konusu taleplerini 41.187,00 TL arttırarak 51.187,00 TL'ye yükselttiklerini belirterek, ıslah dilekçesi ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının kusurlu davranışları ile birliğin temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, gezme amaçlı olarak annesinin evine geldiği, sonrasında erkeğin eşini arayıp sormadığı, ortak konuta götürmek amacı ile almaya gitmediği, kadının babasının, erkeğin ailesini aradığında onların da ilgilenmedikleri, kadının anne ve babasının evinde doğum yaptığı, erkeğin doğuma gelmediği ve çocuğu da görmediği, kadının ise kusurlu davranışlarının ispat edilemediği, aldırılan uzman raporları ile birlikte ortak çocuğun yaşı, göz önünde bulundurularak ve ortak çocuk doğduğundan beri annesi ile birlikte yaşadığından velâyetinin anneye verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, çocuğun masrafları ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek uygun miktarda iştirak nafakasına karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak boşanma ile mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kusursuz olan kadın için uygun miktarda maddî tazminata hükmedildiği, erkeğin eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilemeyeceğinden kadının manevî tazminat talebinin reddedildiği, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği kanaatine varıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın alım gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verildiği, kadının, kendisine düğünde takılan ziynetlerin da kaldığı iddiasında bulunduğu, kadının müşterek evden ziyaret sebebiyle ayrıldığı sonrasında geri dönmediği ve ziynetlerin annesinin evine geldiği esnada üzerinde olmadığının tanıklar tarafından beyan edildiği, kadının evden ayrılış sebebine göre ziynetlerin evde kalmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmayarak bu iddialara karşı herhangi bir delilinin olmadığı, bilirkişi raporu kapsamında ziynet talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, hükümde ayrıntıları yazılı, ziynet eşyasının aynen iadesine olmadığı taktirde 49.987,00 TL değerinin dava tarihinden itibaren faizi ile erkekten alınıp kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; baba ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin şekli ve süresi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuğun anneye olduğu kadar babaya da ihtiyacının bulunması, uzman raporunda babanın çocuğu ile görüşmek istediğini ilişkin beyanı ve babanın yaşadığı ortamın çocuk için uygun olduğunun belirtilmesi dikkate alındığında, ortak çocuğun babaya alışması ve güven duygusunun oluşabilmesi için tarafların farklı şehirlerde yaşadığı da dikkate alınarak karar kesinleşinceye kadar ortak çocuk ile baba arasında tedbiren şahsi ilişki kurulmasına karar vermek gerektiği, Mahkeme hükmü ile kurulan kişisel ilişki süresi, ortak çocuğun anne ile yaşaması, babayı sadece bir kez kısa süreli görmesi, babayı yeterince tanımaması nedeniyle fazla olduğu, bu nedenlerle davacı karşı davalı kadının kişisel ilişki tesisine yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verildiği, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesi karşısında kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesi yerinde olduğu ancak kadının yaşı, evlilik süresi, yeniden evlenme ve çalışma ihtimali dikkate alındığında, kadına lehine toptan yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği, bu bakımdan erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, kadının dava dilekçesinde maddî tazminat talebinde bulunmadığı, Mahkemece talep aşılarak kadın lehine maddî tazminata karar verilmesinin taleple bağlılık kuralı gereğince usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının ziynet eşyası talebi yönünden yapılan değerlendirmede; kadının dava dilekçesinde, ziynetlerin müşterek konutta, erkeğin tasarrufunda kaldığını iddia ettiği, erkeğin süresinde olmayan cevap ve karşı dava dilekçesinde, ziynet eşyası talebini kabul etmediklerini beyan ettiği, ziynetlerin akıbeti konusunda beyanda bulunmadığı, erkek vekilinin 02.02.2021 tarihli duruşmada, müvekkilinin evde kalan 3 bileziği ödemeyi kabul ettiğini beyan ettiği, dinlenen taraf tanıklarının ziynetlerin akıbetine ilişkin beyanları duyuma ve varsayıma dayalı olduğu, görgüye dayanmadığı, kadının ailesinin yanına ziyaret amaçlı gelmesi ve erkek vekilinin müvekkilinin evde kalan 3 bileziği ödemeyi kabul ettiklerini beyan etmesi karşısında, müşterek evden ailesini ziyaret amaçlı ayrılan kadının takıları yanında götürmesi ya da 3 bileziği bırakıp diğerlerini yanında götürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle ziynet eşyalarının müşterek konutta, erkeğin tasarrufunda kaldığının anlaşıldığı, kuyumcu bilirkişi raporunda tam altın takıldığının tespit edilmediği, bu nedenle Mahkemece tam altın yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ayrıca Mahkemece ziynet bedelinin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının da doğru olmadığı, istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kabulüne, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, Ramazan ve Kurban Bayramlarının 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar tedbiren kişisel ilişki kurulmasına, hükmün kesinleşme tarihinden itibaren ortak çocuk Tunahan ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, Ramazan ve Kurban Bayramlarının 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar, her yıl 01 Temmuz günü saat 10.00'dan 15 Temmuz günü saat 18.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına, kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 16.800,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadının ziynet eşyası davasının kısmen kabulüne, kadına takılan 4 adet 22 ayar 25 gr'lık bilezik 20.550,00 TL, 4 adet 22 ayar 20 gr'lık bilezik 16.440,00 TL, 22 ayar 5'i bir yerde altın 7.135,00 TL, 1 çift 14 ayar 4 gr küpe 762,00 TL ile 1 adet 22 ayar yarım altının 700,00 TL'nin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli olan 45.587,00 TL'nin, 10.000,00 TL'sine dava tarihinden itibaren, 35.587,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 12.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık ziynet alacağı davasının kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, nafaka, velâyet, kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 1 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 179 uncu maddesi, 182 inci maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, 285 inci ve devamı maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.