"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/946 E., 2023/713 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1110 E., 2021/296 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının kaprisli olduğunu, ilgisiz ve savurgan olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, Kurban Bayramında davacı ile memleketine gelmediğini, davacı eve döndüğünde de eve almadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, davacı erkeğin şiddet uyguladığını, bıçak çektiğini, tehdit ettiğini, başka bir kadınla aldattığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, kadının çalışmasına izin vermediğini, maddi desteğini kestiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı- karşı davalı erkekten alınarak davalı- karşı davacı kadına verilmesine, nafakaların her yıl %10 oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı erkeğin ikrarlı beyanına göre başka bir kadın ile birlikte olmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, kadına ve ortak çocuklardan ...'e fiziksel şiddet uyguladığı, kadına sinkaflı küfürler ettiği, davacı erkek tanık beyanlarının sebep ve saiki belli olmayan görgüye dayalı olmayan beyanlar olduğu, geçimsizliğe sebebiyet veren olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı, bizzat kusurun erkekte olduğu, erkeğin eylemlerinin hayata kast pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış boyutunda görülmediği ve yine zina olgusu ispat edilemediği gerekçeleri ile asıl davanın reddine, davalı- karşı davacı kadının zina ve hayata kast sebebiyle açılan karşı davasının reddine, davalı- karşı davacı tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, dava tarihinden itibaren davalı kadın için aylık 500,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına, hükmün kesinleşmesinden itibaren davalı- karşı davacı kadın için aylık 650.00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, iş bu nafakaya her yıl %10 oranında arttırım yapılmasına, hükmün kesinleşmesinden itibaren 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî olmak üzere toplam 35.000,00 TL tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, davacı- karşı davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı -karşı davacı kadın vekili; zina nedeni ile açılan boşanma davasının kabulü gerektiği yönünden, tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası reddedilmiş ise de davalı erkeğin dosya kapsamındaki deliller ve özellikle aldatmayı itiraf ettiğine dair yeminli tanık beyanı dikkate alındığında davacı kadının kurban bayramında yaşanan son olayda aldatıldığını öğrendiği ve süresi içerisinde zinaya dayalı boşanma davası açtığı, başka kadınla birlikte olan erkeğin eyleminin güven sarsıcı davranış değil zina olduğu kanaati oluşmakta zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının az olduğu gerekçeleri ile davalı- karşı davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının infazda karışıklığa neden olmamak üzere 2. bendinin zina hukuki sebebine dayalı kısmının ve 3.bendinin kaldırılmasına, davalı- karşı davacı kadının zina hukuki sebebine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun`un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 5 inci bendinin kaldırılmasına, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren kadın için aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının kesinleşmeyi takip eden yıldan itibaren her yıl %10 oranında artırılmak suretiyle erkekten alınarak kadına verilmesine, davalı- karşı davacı kadının, maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6 ncı bendinin kaldırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili; zina nedeni ile açılan davanın kabulü, tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla; tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zinanın ispatlanıp ispatlanmadığı, kadının zinaya dayalı boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri
3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
b)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı- karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davalı -karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.