Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6622 E. 2024/4612 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin, eşinin Kırklareli'ne taşınmayı reddetmesi nedeniyle açtığı boşanma davasının kabul edilip edilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, karşı boşanma davasından feragat etmesinin erkeğe kusur yüklenemeyeceği anlamına gelmediği ve kadının çalıştığı, çocuğunun eğitim gördüğü yerleşik düzenini bozmadan Kırklareli'ne taşınmayı reddetmesinin haklı bir sebep olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/162 E., 2023/369 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/85 E., 2020/137 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18.08.2015 tarihinde Kırklareli ilinde çalışmaya başladığını, ancak davalının bu tarihten bu yana müvekkilinin tüm ısrarına rağmen Kırklareli'ne gelmediğini ve burada ortak yaşam kurulmasına engel olduğunu, bu ayrılık sürecine eklenen tartışmalar neticesinde müvekkilinin bu dönemde eşinden görmediği yakınlık ve ilgi gösteren bir bayan ile gönül ilişkisi yaşadığını, müvekkilinin eşine karşı duygusal bağının sona ermesi üzerine defalarca boşanmayı teklif ettiğini ancak davalının müvekkilinin cezalandırılmak istenircesine talebinin ret edildiğini, müvekkilinin gönül ilişkisi sona ermiş olsa da artık davalı ile ortak yaşama dönebilmenin mümkün olmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetinin ortak olacak şekilde karara bağlanmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ilinde öğretmen olarak çalıştığını, çocuğun da İstanbul ilinde okuduğunu, müvekkilinin oturmuş bir iş düzeni, ortak çocuğun iyi bir eğitim aldığı ve sevdiği bir okulunun olduğunu, müvekkilinin yakın çevresi ve ailesinin de İstanbul’da olduğunu, davacının, müvekkilinden tüm bu yerleşik aile düzenini, çevresini, eğitim ve iş imkânlarını bir yana bırakarak Kırklareli’ne taşınmasını istemesinin müvekkili tarafından haklı ve makul gerekçelerle kabul edilmediğini, ayrıca davacının gönül ilişkileri yaşayıp geri döneceğini söyleyerek gittiği halde bir daha geri dönmediğini belirterek erkeğin davasının reddine, karşı dava yönünden tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına ve aylık 5.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı kadın vekili 07.08.2020 tarihli dilekçe ile karşı davadan feragat ettiğini beyan etmiş, bunun üzerine İlk Derece Mahkemesince karşı dava yönünden tefrik kararı verilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının açtığı karşı boşanma davasından feragat ettiği, karşı davanın tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilip feragat nedeniyle ret kararı verildiği belirtildikten sonra kadının bu feragat ile karşı dava tarihine kadar erkekten kaynaklanan boşanmayı gerektirir kusurları affettiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, erkeğin ise Kırklareli ilinde bir firmada 2015 yılı Ağustos ayında itibaren çalışmaya başladığı, erkeğin tüm ısrarına rağmen kadının Kırklareli iline taşınmadığı, ancak bu tutumuyla öğretmen olan davalının, çalışabileceği bir iş ve ortak çocuğun okuduğu okul denginde devam edebileceği bir okul bulma imkanı bulunan Kırklareli ilinde ortak yaşam kurulmasına engel olduğu, davalının bu dönemde davacıya ilgi ve sevgi de göstermediği ve önceleri aralıklarla davacı tarafından müşterek konuta aile birliğinin devamının sağlanması açısından gidilmiş ise de tarafların 2015 yılı Ağustos ayından itibaren ayrı yaşadıkları, bu durumda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, çocuk için aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü ve çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının davasından feragati nedeniyle erkeğe artık kusur yüklenemeyeceği tespiti doğru ise de; kadının resmi olarak çalıştığı dikkate alındığında mahkeme tarafından kadına Kırklareli ilinde ortak yaşam kurulmasına engel olup eşine ilgi ve sevgi göstermediği şeklinde kusur yüklenilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kabulüne, ispatlanamayan davanın reddine, çocuk için dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.