Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6628 E. 2024/4490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tarafların tazminat taleplerinin kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/647 E., 2023/680 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/129 E., 2022/121 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının alkol bağımlılığı bulunduğunu, alkollü eve geldiğinde bağırarak ortak çocukları korkuttuğunu, eline ne gelirse fırlatarak kırdığını, bazen kırdığı eşyalar nedeniyle kendini yaraladığını, kadına hakaret ettiğini, kötü muamelede bulunduğunu, alkollü olduğu esnada cam kırıkları ile kadının da yüzünü keseceğinden bahisle tehdit ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kazandığı parayı ailesi için harcamadığını, kadının kazandığı parayı şiddet uygulayarak elinden aldığını, tehdit ettiğini, borçlanarak alkol içmeye devam ettiğini, defalarca kadını ve çocukları kapı önüne koyduğunu, kadına kredi kullandırıp borçlarını ödettirdiğini, eve geç saatte ya da sabah geldiğini, çocuklar Ankara dışında üniversite kazandığında gönderip okutmadığını, her iki çocuğuna da "iş bulun çalışın" dediğini, çocukların elinden maaşlarını aldığını, "ben enayi değilim size para harcayayım, tipine bak maymun suratlı, kadına bile benzemiyorsun" dediğini, 2011 yılında açılan boşanma davasından tarafların feragat ettiğini, ancak geçen zamanda erkeğin kadına ettiği zulme devam ettiğini, barışmadan sonra aynı olayların tekrar yaşandığını, erkeğin başka kadınla yazışarak sadakatsiz davrandığını, fare zehri içip kendini öldüreceğinden bahisle kadını tehdit ettiğini, insanların önünde kadına hakaret ettiğini, bağırdığını, hor gördüğünü, küçümsediğini beyanla, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda TEFE uyarınca arttırılmasına ve 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin sürekli gözü dışarıda davrandığını, flört sitelerine kaydolduğunu, eve rakı masası kurduğunu iddialarına eklemiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında 2011 yılında açılan boşanma davasından feragat edildiğinden, bu tarihten önceki olayların af kapsamında kaldığını, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, kadının agresif bir kişi olduğunu, evlilik birliği içinde erkeğe sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, rencide ettiğini, "sen erkek misin, senin yaptığın erkekliği herkes yapar git kardeşin karılık yapsın, şerefsiz, adi" gibi hakaretler ettiğini, paraya düşkün bir kişilik sergilediğini, ilgisiz ve sevgisiz davrandığını, erkeği sevmediğini, ondan tiksindiğini söylediğini, cinsel olarak ilgisiz davrandığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, ev işleriyle ilgilenmediğini, tehdit ettiğini, erkeğin ailesine tavır aldığını, erkeğin da onlarla görüşmesini engellemeye çalıştığını, erkeğin kız kardeşini tehdit ettiğini, ortak evdeki eşyaları tarafların diğer evine taşıdığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin gece hayatının olduğu, alkol probleminin bulunduğu, bu nedenle kendisine ve evdeki eşyalara zarar verdiği, eve maddi olarak katkı sağlamadığı, kadına "sen kadınsın, eşek gibi çalışıp tabii ki eve para getireceksin, ben enayi miyim de kadına para yedireyim" dediği, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadına fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, tehdit ve hakaret ettiği, kadının da erkeğe hakaret ettiği, terlik fırlatmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin öz kardeşi için "gelsin karılığı o yapsın" dediği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği boşanmalarına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebi ile erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesini kabul etmediklerini, erkeğin tam kusurlu hareket ettiğini, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu, kadının adına kayıtlı iki adet taşınmazın mal rejimi davasına konu olduğunu, kadının boşanma ile yoksulluğa düştüğünü, tedbir nafakası taleplerinin değerlendirilmediğini, kadın lehine tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadına yüklenen kusuru ve karşı davada kadın aleyhine hükmedilen vekâlet ücretini kabul etmediklerini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, lehine hükmedilmeyen tedbir nafakası ile yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminatların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediklerini, tek kusurlu tarafın kadın olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadın lehine maddî-manevî tazminat koşullarının oluşmadığını, erkek lehine tazminat koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadını kabul edilen davası ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, erkek tarafından açılan karşı davanın kabulüne karar verilmesi karşısında, karşı davada kendisini vekil marifetiyle temsil ettiren erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden kadının temizlik işlerine giderek geçimini sağladığı, başkaca bir geliri bulunmadığı, 2019 yılına kadar düzenli ve sürekli çalışması bulunmakla birlikte bu yıldan sonra bir süre çalışmadığı, sonraki çalışmasının da aralıklı ve kesintili olduğu, 21.09.2021 tarihi itibariyle SGK kaydının son bulduğu, buna karşılık erkeğin emekli maaşı almakla birlikte ayrıca çalışarak asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiği ve çalıştığı iş yerinden kendi isteği ile ayrıldığı, kadın için boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadının tedbir nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı, öte yandan, düzenli ve sürekli bir geliri bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda az kusurlu olan kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği, diğer yandan; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda kadının talebi gözetilerek TEFE uyarınca arttırılmasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadına yüklenen kusurları kabul etmediklerini, karardaki miktarların, günümüz ekonomik koşullarında değerlendirildiğinde oldukça düşük kaldığını ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tedbir ve yoksulluk nafakası ie maddî ve manevî tazminat miktarı ile erkek için hükmedilen vekalet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile tazminatlar ve erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.