"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2075 E., 2022/2133 K.
DAVA TARİHİ : 25.09.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/581 E., 2022/585 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1970 yılında evlendiklerini, ortak 3 çocuklarının olduğunu, erkeğin zina eylemini gerçekleştirdiğini, müvekkiline karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ... isimli sekreteri ile ilişki yaşadığını, bu durumu meşrulaştırmaya çalıştığını, müvekkilinin bu durum nedeni ile kansere yakalandığını, yine bu kadının soy ismi değişikliği davası açarak, Haskaraman soy ismini aldığını, bu durumu müvekkilinin yakın tarihte öğrendiğini, erkeğin ...'da bu kadın ile yeni hayat kurarak evli bir çift gibi yaşadığını, yine bu kadından erkeğin iki tane çocuğunun olduğunu, davalının evlilik birliğindeki görevlerine aykırı davrandığını, müvekkili ile ilgilenmediğini, belirterek öncelikle zina sebebiyle tarafların boşanmalarına, bunun mümkün olmaması halinde haysiyetsiz hayat sürme eyleminin kabulü ile tarafların boşanmalarına, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 20.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ilişkisinden kadının haberinin olduğunu, bu ilişkiyi kabullendiğini, hoş gördüğünü, evliliğini devam ettirdiğini, bu ilişkiden olan çocukların varlığından da haberdar olduğunu, müvekkilinin 2008 yılında prostat kanseri sebebi ile ameliyat olduğunu, müvekkilinin bu durum nedeni ile cinsel hayatının bittiğini, bu nedenle müvekkilinin 2008 yılından beri bir başkası ile de cinsel birliktelik yaşamasının hastalığı ve tıbbi sebeplerle mümkün olmadığını, yani uzun zamandır müvekkilinin evlilik dışı bir ilişkisinin olmadığını uzun zamandır sadece çocuklarına sahip çıkma adına çocukları ile ilgilenmek için onlarla bir araya geldiğini, davacının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, yine müvekkilinin davacının da geçmişte muvafakat ettiği, hoş gördüğü ve hukuki bir yaptırıma bağlamayacağına dair müvekkilde güven oluşturduğu bu ilişkiden doğan çocuklar sebebi ile müvekkilinin devam eden diyalog ve yaşamını haysiyetsiz hayat sürme gibi lanse edip özel boşanma sebebi olarak ileri sürmesinin iyiniyetten yoksun olduğunu, bu nedenle de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi kapsamında bir özel boşanma sebebinin varlığından bahsedilemeyeceğini, evlilik birliğinde müvekkilinin kusurlarının da bulunmadığını belirterek boşanma talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarıyla ve de tüm dosya kapsamına göre kadının zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığı, davalının başka bir kadınla olan ilişkisinin dava tarihi itibariyle de sürdüğü, bu nedenle, kadının, eşinin bu ilişkisinden, başından beri haberi olsa da, erkeğin dava tarihi itibariyle de bu ilişkisi devam ettiğinden yasa maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin burada uygulanamayacağı, bu nedenle bu sürenin dikkate alınmadığı, kadının dava açmakta haklı olduğu, kadın vekilinin davasını öncelikle zina nedenine dayalı olarak açtığı ve zinanın ispatlandığı gerekçesiyle kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddeye dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata, davacının 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açtığı boşanma davaları hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ekonomik durumunun detaylı bir şekilde araştırılmadığını, hükmedilen nafakalar ve tazminatların düşük olduğunu, nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedildiğini, sadece zina yönünden karar verildiğini, diğer talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın hatalı olduğunu, bu nedenle kararın müvekkili lehine kaldırılması gerekçeleri ile kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile haysiyetsiz hayat sürme eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar ve vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın terditli olarak açıldığı, Mahkemece ilk talep hakkında karar verildiği, dolayısıyla diğer taleplerle ilgili bir karar verilmesi gerekmediği, davacı vekilinin diğer taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karara ve yine boşanma ve ferilerine ilişkin davada maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünden yaptığı itirazın yersiz olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin zina eylemini gerçekleştirdiği sabit olup, davanın kabulü ile tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile haysiyetsiz hayat sürme eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, olmadığı takdirde 163 üncü veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı terditli boşanma davasında yalnızca 161 inci maddesi yönünden davanın kabulü ile, diğer sebepler yönünden hüküm kurulmamasının doğru olup olmadığı, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.