"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının sürekli şikayet ettiğini, temizlik ve yemek konusunda yetersiz olduğunu, müvekkili ile ilgilenmediğini, müvekkilinin ailesi ve arkadaşları ile görüşmesine karşı çıktığını, müvekkilinin ailesine soğuk davrandığını, müvekkilinin annesine hakaret ettiğini, tehdit ve psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilini arkadaşları ve çevresine karşı küçük düşürdüğünü, müvekkili işi nedeniyle geç geldiğinde sorun çıkardığını, telefon, bilgisayar ve sosyal medyadaki tüm hesaplarını kontrol ettiğini, davalının annesinin davalının maaşına haciz koydurduğunu, müvekkilinin de borcunu ödediğini, bakımına dikkat etmediğini, kadınlık görevini yerine getirmediğini, kendisine mercedes araç aldırdığını, çocukları alarak kendisini terk edeceğinin söyleyerek müvekkilini tehdit ettiğini, isteği üzerine Karşıyaka adliyesine tayin olduğunu, çocukları da yanında götürdüğünü iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyraınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, 200.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacı karşı davalı erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, ilgisiz davrandığını, eve geç ve alkollü geldiğini, sadakatsiz olduğunu, yaptığı yemeklerini yemediğini, yaptığı temizliği beğenmediğini, defalarca şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, ailesini küçümsediğini, gece kulüplerine gittiğini, başka bayanlarla görüşüp mesajlaştığını, kilosuyla alay ettiğini, cinsel yükümlülüğü ihlal edip, yatakları ayırdığını, 15 Temmuz'da kendisini yalnız bıraktığını, ilgilenmediğini, evden kovduğunu, evlilik yüzüğünü takmamaya başladığını, ekonomik şiddet uyguladığını, kendisine ait hesaptan para çektiğini, bu ev benim diyerek evden kovduğunu, çocukların ve evin ihtiyacını karşılamadığını, görüş sormadan taşınmaz mal sattığını, evin kilidini değiştirdiğini, çocuğun ve kendisinin eşyalarını balkona attığını, dinsel anlamda boşandım dediğini, arkadaşlarını arayarak kayıp ihbarında bulunduğunu, küçük düşürdüğünü, beddua ettiğini, davacı karşı davalı erkeğin kişilik bozukluğunun bulunduğunu iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 6.000,00 'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaya yıllık %16 oranında faiz uygulanmasına, kendisi için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 1.500.000,00 TL maddi, 1.500.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının haber vermeksizin tayin talebinde bulunduğu, ...'e tayininin çıktığı, erkeğin bundan haberdar olmadığı, kadının ise fiziksel ve psikolojik olarak şiddet gördüğü iddialarına karşın, davalı karşı davacı kadının dava açılmadan önce çocukları ile birlikte davacı karşı davalı erkeğin evine döndüğü, 12 gün kadar sömestr tatilinde birlikte yaşadıkları, bir daha denemek için bir araya geldikleri, tatilden sonra birbirlerine gönderilen mesajlarda "seni seviyorum canım" gibi mesajlar gönderdikleri, her iki tarafın birbirlerini suçladıkları, önceki olaylarla ilgili birbirlerini affettikleri, affetmeseler dahi hoş görüyle karşıladıkları, sonrasında davalı karşı davacı kadının ispatlanan kusurlu bir davranışının bulunmadığı, buna karşın kadın davacı karşı davalı erkeğin 2018 yılı Mart ayından sonra dava açılana kadar yabancı kadınlarla görüştüğü, sadakatsiz davrandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı karşı davalı erkeğin kusurlu olduğu, tarafların barışmalarından sonra davalı karşı davacı kadının kusurunun ispat edilemediği, ortak çocukların uzun zamandır anne yanında yaşaması karşısında velayetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için nafakaya, davacı karşı davalı erkeğin bankada 2.000,000,00 TL civarında parasının olması karşısında mevcut ve beklenen menfaatleri zarar gören davalı karşı davacı kadın için bir miktar maddi, kişilik hakları zarar gördüğü için bir miktar manevi tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...nin velayetlerinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk ... için Karşıyaka 1. Aile mahkemesince verilen aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, karar tarihinden itibaren ... için aylık 6.000,00 TL, Efe için aylık 4.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsil edilerek kadına ödenmesine, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, nafakaların Şubat 2023 tarihinden başlamak üzere birer yıllık dönemler halinde yıllık TÜFE oranında arttırılmasına, davalı karşı davacı kadın yararına 100.000,00 TL maddi, 70.000,00TL manevi tazminata, nafaka ve tazminatlara ilişkin fazlaya ilişkin taleplerin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme gücünün üzerinde iştirak nafakasına ve tazminatlara hükmedildiğini, müvekkilinin bankada 2.000.000,00 TL parasının olmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların fahiş olduğunu, müvekkilinin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığındaki görevinden istifa ettiğini, henüz emekli maaşı almadığını, stajyer avukat olduğunu ve gelirinin olmadığını, davalı karşı davacı kadının ekonomik durumunun müvekkilinden çok dahi iyi olduğunu, müvekkili adına kayıtlı mal varlıklarının mirasen intikal ettiğini, müvekkili aleyhine ikame edilen davalar nedeniyle mal varlığının yarısını kaybetmek üzere olduğunu belirterek nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece talepte bulunulmasına rağmen kullanılan tüm cep telefonu numaralarının tespitinin yapılmadığını, karşı dava tarihine kadar olan süre içerisindeki telefon görüşme kayıtlarının celp edilmediğini, erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, buna ilişkin delilerin toplanmadığını, erkeğin mal varlığının tam olarak tespit edilmediğini, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin yatılı olarak kurulmasının, babanın olumsuz eylemleri, bağırıp çağırması, çocukları korkutması ve benzeri davranışları karşısında usul ve yasaya aykırı olduğunu, çocukların psikolojisini olumsuz etkileyeceğini, davacı karşı davalı erkeğin fiziksel şiddet, hakaret, psikolojik şiddet, tehdit eylemlerinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu, mahkemece takdir edilen tazminat miktarlarının son derece düşük olduğunu, davacı karşı davalı erkeğin ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, taşınmazlarının ve bankada yüklü miktarda mevduatının olduğunu, çocukların mevcut ihtiyaçları karşısında nafakaların da çok düşük takdir edildiğini, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların ispat edilmesine rağmen davacı karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığını, her bir çocuk için aylık 9.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, yıllık artışın okul fiyatlarındaki artış ile ÜFE artışı kıyaslanarak, lehe olanın uygulanması gerektiğini, kendisi için yasal faiaiz ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin tamamına hükmedilmesi gerektiğini, kendisi için aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, çocuklarla baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulması, nafaka ve tazminatların miktarı, nafakaya uygulanacak faiz ile maddi ve manevi tazminata faize hükmedilmemesi reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, çocuklarla baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulması, nafaka ve tazminatların miktarı, nafakaya uygulanacak faiz ile maddi ve manevi tazminata faize hükmedilmemesi reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan tazminatların, çocuklar için hükmedilen nafakaların ve uygulanacak faizin miktarı, baba ile ortak çocuklar arasında kurulacak kişisel ilişkinin süresi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 323 üncü, 324 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
4. Davalı karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat için talep ettiği faiz hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminatın miktarları ile tazminatlara faiz talebi hakkında hüküm kurulmaması yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminatın miktarları ile tazminatlara faiz talebi hakkında hüküm kurulmaması yönünden davalı karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Melek'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.