Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6662 E. 2024/4109 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların boşanmalarına, velayet, nafaka ve tazminat konularında karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, yargılama usulü ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/582 E., 2023/942 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/175 E., 2021/1267 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, aile konutu şerhi konulması istemi ile ziynet alacağı isteminin tefrikine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin zina eyleminin olduğunu, eve geç geldiğini, bazen hiç gelmediğini, erkeğin ailesinin tarafların geçimlerine sürekli karıştıklarını, erkeğin eşini ailesiyle görüştürmediğini, erkeğin babasının kadına çok kötü davrandığını, hakaret ettiğini, erkeğin buna ses çıkarmadığını, erkeğin eşini sürekli olarak aşağıladığını, bir işte çalışmasına engel olduğunu, kadını evin dışarısına bile çıkarmadığını, çocuklarıyla ilgilenmediğini, erkeğin ablasının bile tarafların geçimine karıştıklarını, erkeğin yaklaşık 7 yıldır .... isimli bir kadınla birlikte yaşamaya başladığını, bu birlikte yaşama halinin halen devam ettiğini, bu kadından bir çocuğunun olduğunu, erkeğin eşini beğenmediğini söylediğini, kadına ve ailesine tehdit ve aşağılayıcı mesajlar attığını, birlikte yaşadığı kadına ev ve araba aldığını, altınlarının elinden zorla alınarak erkeğin babasına araba alındığını iddia ederek, zina ve evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ... ve ... için aylık 1.500,00'er TL, ... için aylık 1.000,00 TL tedbir- iştirak nafakasına, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TUİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artırılmasını, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL'de manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine mümkün değilse bedelinin iadesine, müşterek konuta aile konutu şerhi konulmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarının gerçek dışı olduğunu, .... isimli adınla olan birlikteliği eşinin affettiğini, aralarında daha önce bu hususlarda tartışma yaşanıp kadın evi terk etse de Kasım 2019'da tekrar müşterek haneye döndüğünü, dolayısıyla eylemin affedildiğini, zina sebebi ile açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kadının erkeği sürekli olarak aşağıladığını, hakaret ettiğini, soğuk davrandığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, kadının evlendiğine pişman olduğunu ve erkeği sevmediğini söylediğini, bütün amacının maddîyat olduğunu, kadının, erkeğin başka kadın ile olan birlikteliğini şantaj yaparak maddî çıkar sağlamaya çalıştığını, kadının babasının erkeği daire vermezse boşanmakla tehdit ettiğini, kadının erkeğe hakaret ettiğini, kadınlık görevini yapmadığını, hatta erkeği başka kadınlarla olmaya teşvik ettiğini, sürekli maddî istemlerde bulunduğunu, kadının babasının erkeği silahla tehdit ettiğini, bu olaydan sonra kadının altınlarını babasına verdiğini, kadının ailesinin istekleriyle hareket ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri için aylık 500,00'er TL tedbir- iştirak nafakasına, yasal faiziyle birlikte 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile .... isimli kadınla erkeğin zina eyleminin sabit olduğu, erkek ile .... isimli kadının birlikte yaşadıkları, halen birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu birliktelikten bir de çocuklarının olduğu dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hak düşüm süresinin işlemediği, eylem devam ettiği için af durumunun da söz konusu olmadığı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayanan genel boşanma sebebine dayalı davası olması sebebiyle yapılan değerlendirmede; bizzat erkeğin 27.04.2021 tarihindeki beyanları değerlendirildiğinde; evine hafta içi bazen hiç uğramadığı, haftada üç gün .... isimli kadında kaldığı, diğer kusurlarının tanık beyanlarıyla ispat edilemediği, erkeğin genel sebebe dayanan boşanma davası açısından yapılan değerlendirmede; kadının eşine karşı hakaretinin sabit olduğu, eşine soğuk davranmasının erkeğin .... isimli kadınla ilişkisinin devam etmesine karşı haklı haklı bir tepki olduğu, bu nedenle kendisine kusur olarak atfedilemeyeceği, süreç içerisinde evi terk ettiği, fakat Kasım 2019 tarihinde tekrar eve geri geldiği, bu durumun kendisinin maddî çaresizliğinden kaynaklandığı, gelirinin bulunmadığı, af ya da hoşgörü bir durumun söz konusu olmadığı, çünkü erkeğin Songül isimli bayanla ilişkisinin devam ettiği, diğer kusurlarının ise görgüye dayalı somut tanık beyanlarıyla ispat edilemediği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl boşanma davasının, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin babaya, ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, anne ve baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için aylık 450,00 TL tedbir ve aylık 600,00 TL iştira nafakasına, kadın için aylık 600,00 TL tedbir ve aylık 900,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesinin nazara alınmasını talep ederek, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyeti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina sebebi ile açılan boşanma davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kadın tarafından öncesinde bu durumun bilindiğini ve bu durumu kullanarak maddî çıkar talep ettiğini belirterek kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen manevî tazminat, ortak çocuk ...'nin velâyeti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen manevî tazminat, ortak çocuk ...'nin velâyeti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın tarafından zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanma davasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, zina sebebine dayalı olarak açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, erkeğin manevî tazminata hak kazanıp kazanamayacakları, asıl boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.