"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10 Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.11.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı karşı davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı karşı davalı ... ... vekili Av. ... ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline ağır hakaretler ettiğini, kapıyı gösterdiğini, bana kadın mı yok diyerek aşağıladığını, para istediğinde tartışma çıkardığını, maddî yönden baskı altında tuttuğunu, "para yetiştiremiyorum" diyerek birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin hiç bir ihtiyacını sormadığını, karşılamadığını, olağandışı talepleri ve zorlamaları ile cinsel birliktelikte bulunmak istediğini, gizli telefon görüşmeleri yaptığını, sürekli borçlandığını, evi satıp bir kısmını borçlarına ödediğini, kalan kısım ile ilgili bilgi vermediğini, kendisini duvarlara vurarak anormal davranışlar sergilediğini, kayınpederi tarafından kiralanan eve gelmediğini, "benim karım yok, çocuğum yok, hiçbirinizi istemiyorum" dediğini, sürekli kovup tehdit ettiğini, müvekkilinin ailesini aşağıladığını, iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı karşı davalı kadın vekili cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, davalı karşı davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi onları borç bataklığına sürüklediğini, müvekkilinin kişisel harcamaların kendi ailesi tarafından karşılandığını, erkeğin olağan dışı talepleri nedeni ile cinsel birliktelik yaşayamadıklarını, erkeğin müvekkilinin komşuları ve ailesi ile görüşmesini kısıtladığını iddia etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadın ve çocukların ihtiyaçları için kredi çekildiğini, kadının sürekli alışveriş yaptığını, müvekkilini umursamadığını, bir buçuk yıl içinde nadir ilişkiye girdiğini, uzak durduğunu, sürekli telefonla konuşup mesajlaştığını, sadakatinden şüphe duyulduğunu, yüksek faturalarını ödemek zorunda kaldığını, kiminle görüştüğünü açıklamadığını, ablasının her gün eve gelerek huzurlarını bozduğunu, ... isimli kişi ile ilişkisinin olduğuna dair söylentiler çıktığını, gece Elif A. isimli kişiye ziyarete gittiğini, ev satıldıktan sonra 40.000,00 TL'nin hesabına yatırıldığını, müvekkilini evden gönderdiğini, eşyaları kaçırdığını, ev parasını babasına verdiğini, çocuklarla görüştürmediğini iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı karşı davacı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, kadına sözel tehditlerde bulunduğu, psikolojik baskı yaptığı hususlarının sabit olduğu, davacı karşı davalı kadına atılı bir kusur ispat edilemediği, davalı karşı davacı erkeğin kusurlu hareketleri ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ortak hayatın çekilmez hale geldiği sabit olduğundan asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların anne yanında bulunduğu, mahkeme uzmanlarından alınan rapor ve danışmanlık tedbirleri kapsamında velâyetinin anneye verilmesinde çocukların menfaatinin olduğu, anne ile çocuk bağının güçlü olduğu, bakım koruma ve gözetiminde davacının ailesinin desteğini aldığı belirtildiğinden , çocukların velâyetinin anneye verilmesine, davalı baba ile de şahsi ilişki kurulmasına, velâyeti kendisine verilmeyen eşin müşterek çocuğun eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılması gerektiğinden tarafların sosyal ve ekonomik durumu ve çocuğun ihtiyaçları dikkate alınarak yargılama sırasında dava tarihniden itibaren verilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline karar verildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceği, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde belirtilen şartların kadın yararına oluştuğu, boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, boşanma ile davacı karşı davalı kadının eşinin maddî desteğini de yitireceği, 4721 sayılı Kanun'un 174 ünü maddesindeki maddî ve manevî tazminat şartlarının oluştuğu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve kusur durumları dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamı ve tanık beyanları ile müvekkilinin kusurunun bulunmadığının sabit olduğu, mahkemece müvekkiline yüklenen birlik görevlerini ihmal kusuruna ilişkin kanaatın nasıl oluştuğunun anlaşılamaz olduğunu, müvekkilinin evi geçindirmek için sürekli fazla mesai yapmak zorunda kaldığını, evde münferit olarak yaşanılan müvekkilinin kendisini banyoya kilitlemesi olayının, kadının psikolojik baskıları neticesinde meydana geldiğini ve müvekkiline kusur olarak yüklenilemeyeceğini, kadının müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, kadının güven sarsıcı davranışlarının telefon kayıtları ve banka kayıtlar ile ispat edildiğini, kadının Yaşar isimli kişi ile olağan dışı görüşmeler yaptığını, bankadaki tüm parasına başka birine gönderdiğini, boşanma davası ile sadece maddî kazanç sağlamayı amaçladığını, müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatların fahiş olduğunu, müvekkilinin işsiz olduğunu ve nafaka ödemesinin de usule aykırı olduğunu, boşanma ve velâyet dışındaki hükümlerin kaldırılması gerektiği belirtilerek, kadının davasının kabulü, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre karşı davacı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, psikolojik baskı yaptığı, kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından sözel tehditlerde bulunması karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenilmiş ise de; yargılama esnasında dinlenen davacı kadın tanıklarının, karşı davacı erkeğin davacı kadına tehdit sözleri söylediğini beyan etmedikleri, bu sebeple tehdidin karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenilemeyeceği, davacı kadının ise ... İsimli kişi ile dava tarihinden önce bir çok kez, alışılmışın dışında, farklı tarih ve saatlerde görüşme yaptığı, kadının yabancı bir erkekle bu şekilde görüşmelerinin güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında tarafların eşit kusurlu oldukları, kusur tespitinin doğru olmadığı, asıl davada boşanmanın kabul kararının doğru olduğu, karşı davacı erkeğin davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, reddine karar verilmesi doğru olmadığından, erkeğin istinaf talebi bu yönüyle kabul edilerek karşı boşanma davasının da kabulüne karar verildiği,
Boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşıldığıdan, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği,
Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin gerçekleştiği,
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile çocuklar için iştirak nafakası takdiri doğru olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının da uygun olduğu, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın ve müşterek çocuklar yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafakaların miktarlarında uygun olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun bulunmadığını, ... İsimli kişi adına kayıtlı telefon hattı ile yapılan görüşmelerinin esasen ... İsimli kişinin eşi ile yapıldığını, bu kişi ile ailecek görüştüklerini, halen davalı karşı davacı erkeğin bu kişi ile görüşmeye devam ettiğini, asıl kusurun erkekte olduğunu, ilk derece mahkemesinin kusur tespiti ve tazminat kararının yerinde olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesi kararına müvekkilinin kusurlu olmadığının açıkça belirtilmesine karşın tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün çelişkili olduğunu, kadının sadakatsiz davranışları ile ağır kusurlu olduğunun göz ardı edildiğini, müvekkiline yüklenen kusurların hangi delile dayandığının, hangi deliller ile ispatlandığının açıklanmadığını, kadının psikolojik baskısı neticesinde münferit gerçekleşen bir olayın müvekkiline kusur olarak yüklenilemeyeceğini, kadın yararına nafaka hükmedilemeyeceğini, müvekkili yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kadının eldeki dava kesinleşmeden başka bir erkekle dini nikahla yaşamaya başladığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı karşı davacı erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, taraflar adına maddî ve manevî tazminatın koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadının davasında verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeyerek 06.04.2022 tarihinde kesinleştiği ve kesinleşme tarihinden sonra 13.10.2022 tarihinde açılan boşanma davasının eldeki dosya ile birleştirme olanağının bulunmadığının anlaşılmasına göre göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Ergül'den alınıp Serap'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.