"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/851 E., 2023/1053 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/23 E., 2022/134 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin agresif olduğunu, eşini aşağılayıp hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, gece geç saatlere kadar eve dönmediği, her iki tarafın çalışıyor olmasına rağmen davalı erkeğin hiçbir ev işine yardım etmediğini, çocuklarla ilgilenmediğini, davalı erkeğin kazancını eve ve giderlere harcamadığını, telefonundan pornografik içerikler izlediğini, izlediği şeyleri yapmaya zorladığını, cinsel şiddet uyguladığını, tarafların ayrılmasına konu son olayın ise davacı kadının kız kardeşinin taraflara misafirliğe geldiğinde davacı kadının ablası ile dışarı çıkmak istemesi üzerine davalı erkeğin buna karşı çıkarak davacı kadını şiddet uygulamak ile tehdit ettiğini, tehditlerin artması üzerine davacı kadının polisi aradığı ve uzaklaştırma kararı aldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı kadına verilmesini, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 2.500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın lehine 150.000,00 TL manevî, 150.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığı, davacı kadının sorumsuzca ve evlilik birliğinin gereklerine uymayan davranışlarının olduğunu, Deneyimsel Tasarım Öğretisi (DTÖ) adında bir oluşuma dahil olup 3-4 yıl boyunca hafta içi ve hafta sonu ilgili oluşumun şehir dışında düzenlenen etkinliklerine katıldığını, tarafların ortak çocuğu 5 aylık iken seminerlere katıldığını, çocuğu ihmal ettiğini belirterek açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin babaya verilmesini, her bir çocuk için ayrı ayrı 3.000,00 TL tedbir nafakasına, hükümle beraber iştirak nafakası olarak devamına, 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin fiziksel, sözlü şiddet ve hakaret eylemleri nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davacı kadının ise sorumluluklarını yerine getirmediği ve ailesel yükümlülüklerin ihlal niteliğindeki eylemleri nedeniyle az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında her yılın 1 Temmuz saat 10.00 ile 31 Temmuz saat 17.00 arasında, her yılın Ramazan bayramının 2. Günü saat 10.00 ile 3. Günü saat 17:00, Kurban bayramının 2. Günü saat 10.00 ile 3. Günü saat 17.00 arasında, her ayın 1, 2 ve 3. Cuma günü saat 17.00 ile Pazar günü saat 17.00 arasında tedbiren baba ile kişisel ilişki kurulmasına, yarı yıl tatilinin başladığı ilk cumartesi saat 10.00 ile takip eden Cumartesi saat 17.00 arasında şahsi ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı 1.100,00'er TL iştirak nafakası ve davacı-karşı davalı kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; kusur tespiti, karşı davanın kabulü, kişisel ilişki süreleri, nafaka ve tazminat miktarları ile tedbir/yoksulluk nafakası takdir edilmemesi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, velayet, nafaka ve tazminat takdiri ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak tanık beyanları ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı-karşı davalı kadına sorumluluklarını yerinde getirmediği ve ailesel yükümlülüklerini ihlal niteliğindeki eylemleri nedeniyle isnat edilen kusurun çıkarılması gerektiği, öte yandan kadının "eşine hakaret ettiği, şiddete meyilli eylemlerinin olduğu ve kıskançlık yaptığı" kusurlarının ispatlandığı, yine davalı-karşı davacı erkeğin de, diğer kusurları yanında, eşini aşağıladığı ve eşine hakaret ettiği kusurlarının ispat edildiği anlaşılmakla, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı erkeğin yine ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile, kusur durumunun bu şekilde değiştirilmesi gerektiği, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, tarafların ekonomik durumları, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında belirlenen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatları miktarı az olduğu. İlk Derece Mahkemesince kurulan "her ayın 1, 2 ve 3.cuma akşamı 17:00 'den Pazar akşamı 17.00'ye kadar" şeklindeki kişisel ilişki süresi çocukların üstün yararı ilkesine uygun olmadığı gerekçesi ile kadının kusur tespiti, kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarına yönelik, erkeğin ise kusur tespitine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun yukarıda gösterildiği şekilde değiştirilmesine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine, ortak çocuklar ile baba arasında; her ayın 1. ve 3.haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan ile Pazar günü saat 17.00'a kadar, yarı yıl tatilinin başladığı ilk Cumartesi saat 10.00'dan takip eden Cumartesi saat 17.00'a kadar, her yılın Temmuz ayının 1.günü saat 10.00'dan 31.günü saat 17.00'a kadar, her yılın Ramazan Bayramının 2.günü saat 10.00'dan 3.günü saat 17.00'a kadar, Kurban Bayramının 3.günü saat 10.00'dan 4.günü saat 17.00'a kadar, her yıl babalar günü saat 12.00'dan akşam 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuklar lehine 02.03.2020 tarihli ara karar ile hükmedilen ayrı ayrı aylık 900,00 TL toplam aylık 1.800,00 TL tedbir nafakasının babadan alınarak davacı-karşı davalı anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde aylık ayrı ayrı 2.500,00'er TL iştirak nafakası olarak devamına, 100.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın kadına ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı- karşı davacı erkek vekili; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyetler, kişisel ilişki, nafakaların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazmınatlar ile tedbir ve iştirak nafakası miktarı, aleyhe yargılama gideri hükmedilmesinın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafılarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, nafaka ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyetlerin anneye verilmesi ve yargılama gıderlerının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.