Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6704 E. 2024/4985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/406 E., 2023/1327 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/422 E., 2021/987 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kadının onurunu kıracak şekilde söylemlerde bulunduğunu, kötü davrandığını, sürekli kavga çıkarttığını, eve zarar verdiğini, sofrayı dağıttığını, şiddet uyguladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesini, 1.000,00 TL, tedbir-yoksulluk, çocuklar için aylık 1.000,00 'er TL tedbir-iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadın ve ailesinin erkeğe tüm evlilik süresi boyunca eziyet ettiklerini,kadının konutu haksız ve yersiz yere terk ettiğini, bu terke karşı aile mahkemesinin 2020/222 D. iş sayılı dosyasıyla eve dön çağrısı yapıldığını, eve dönmesi gerekirken buna rağmen haksız ve usulsüz davayı açtığını, erkeğin eşini evden kovmadığını, keyfi şekilde evi terk ettiğini, evine doğru düzgün bakmadığını,eşi ile ilgilenmediğini, haftanın 5-6 günün annesinin yanında geçirdiğini,eşinin aldığı eşyaları, ve yiyecekleri beğenmediğini, 2. çocuk doğduktan sonra müvekkilinden gizlice işlem yaptırarak rahimini bağlattığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi gereğince

boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2019 yılının sonundan beri ayrı olarak yaşadıkları, davalı karşı davacı erkeğin mahkemeye başvurarak eşinin eve dönmesi için ihtar isteminde bulunduğu, istek doğrultusunda Mahkemenin 2020/222-237 D.İş-Karar sayılı 07.05.2020 tarihli kararı ile davacı karşı davalı kadına müşterek haneye dönmesi hususunun ihtarına karar verildiği, kararın kadına tebliğ edildiği, iki aylık süre zarfında davacı karşı davalı kadının müşterek konuta dönmediği, tarafların 2. kızı ...'nın sezeryan ile doğumundan sonra davacı karşı davalı kadının annesinin kızına yardım amaçlı evlerinde kaldığı, davalı karşı davacı kocanın kayın validesini yatılı olarak evde istemediği, gündüz gel akşam git diye de söylediği, davalı karşı davacı kocanın kız kardeşi ve yeğeninin bebek doğumu için hayırlı olsun ziyaretinden sonra davacı karşı davalı kadının davalı karşı davacı kocaya balkonda yeğeni ile ne konuştuklarını sorması üzerine taraflar arasında tartışma çıktığı, ortak çocuk ...'nin tartışmadan korkması nedeniyle kayın valide olan tanık ...'in tarafları uyardığı, davalı karşı davacının da hem eşini hemde kayın validesini evden kovduğu, çıkın gidin evimden defolun diye söylediği, ertesi gün de davacı karşı davalı kadının, annesi ve çocukları ile birlikte evi terk ettiği anlaşılmış olup; her ne kadar davalı karşı davacı erkek, kendisinin terk ihtarında bulunduğunu, bir kaç kez ailesininde barıştırmak için girişimlerde bulunduğu ancak davacı karşı davalı kadının dönmediğini iddia etmiş ise de; tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere, davacı karşı davalı kadının taraflar arasında yaşanan tartışmadan sonra davalı karşı davacı kocanın kendisini kovması nedeniyle babasının evinde kalmaya başladığı, tartışma esnasında yanlarında bulunan davacı karşı davalı tanığı ...'in beyanına göre evden kovduğu, davalı karşı davacı kocanın eşini ortak konuttan kovmak suretiyle uzaklaştırmış olup, davacı karşı davalı kadının haklı sebeple ortak konuta dönmediği anlaşılmış, ortak konutu terk etmeye zorlayan davalı karşı davacı erkeğin terk sebebi ile boşanma davası açma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, ortak çocuklar için 200,00'er TL tedbir, 200,00'er TL iştirak, kadın için 300,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı karşı davacı vekili, karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı karşı davalı vekili, lehe hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminat miktarları yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin ek kusurunun ispat edilemediği, her ne kadar tanık ...'nin beyanından, erkeğin kadına fiziksel şiddette bulunduğu sabit ise de, olayın kadının ikinci hamileliğinin başında gerçekleştiği, evliliğin yaklaşık dokuz ay kadar daha sürdüğü, bu nedenle eylemin af kapsamında kaldığı, affa uğramış ya da en azından hoşgörü ile karşılanmış bir davranıştan ötürü karşı yana kusur yüklenemeyeceği, tanık ...'in beyanından anlaşılacağı üzere erkeğin, kadını ve kadının annesini evden kovup fiili ayrılığa neden olduğu, kadını evden kovarak terke zorlayan erkeğin terke dayalı olarak açtığı davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, erkeğin terk ihtarı göndermekle ihtar tarihinden önceki kadının tüm kusurlarını affetmiş olduğu, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan ve birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin kararın yerinde olduğu, kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası takdiri doğru ancak günün ekonomik koşulları nazara alındığında miktarı düşük olduğu, tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarına, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarına, kadın lehine hükmedilen maddî-manevî tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, ortak çocuklar için hükmedilen tedbir nafakalarıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere, çocuklar için dava tarihi olan 06.08.2020 tarihinden karar tarihi olan 07.06.2023 tarihine kadar ayrı ayrı aylık 200,00'er TL, 07.06.2023 tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL tedbir nafakalarının erkekten (babadan) alınarak kadına (anneye) ödenmesine, bu nafakanın (çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL) boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak devamı ile erkekten (babadan) alınıp kadına (anneye) ödenmesine, İlk Derece Mahkemesince kadın için hükmedilen tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere, kadın için dava tarihi olan 06.08.2020 tarihinden karar tarihi olan 07.06.2023 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 07.06.2023 tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakalarının erkekten alınarak kadına ödenmesine, bu nafakanın (aylık 1.000,00 TL) boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamı ile erkekten alınıp kadına ödenmesine, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların mıktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili;kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar, nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin terk nedenine dayalı davasının reddi işle kadının boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, velâyetin kadın yararına nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.