"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/911 E., 2023/1235 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/708 E., 2023/230 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, evlilik birliği içinde Konya İli Selçuklu İlçesi 20557 ada 1 nolu parsel 3 nolu bağımsız bölümün 2004 yılında davalı adına edinildiğini, müvekkiline Belçika'da işsizlik maaşı bağlandığını, davalının bu parayı kendi hesabına yatırtarak tamamen kendisinin kullandığını belirterek mal rejiminin tasfiyesi sureti ile şimdilik 5.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işsizlik maaşı almadığını, taşınmazın 1995 yılında arsa olarak alındığını, daha sonra kat karşılığında kooperatife verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın davalı tarafından 20.12.1995 tarihinde edinilen arsa hissesinin kat karşılığı kooperatife verilmek suretiyle taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davacının dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısının olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalının cevap dilekçesinin süresinde olmadığını, bu durumda davalının delillerinin Mahkemece dikkate alınmasının hatalı olduğunu, yurt dışına yazılan müzekkere cevabının beklenilerek karar verilmemesinin hatalı olduğunu, davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıya ... Mahallesi ... Konya'da bulunan adresine dava dilekçesinin 16.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği ancak davanın açıldığı tarihte yurt dışında yaşadığı dosya kapsamı ile sabit olan davalıya yapılan bu tebligatın davalının savunma hakkını kısıtladığı için geçerli olmayacağı, hal böyle olunca davalının verdiği cevap dilekçesinin süresinde olduğu, davacının, dava dilekçesinde Belçika'da aldığı işsizlik maaşının davalının hesabına yatırıldığı ve tamamen davalı tarafından tasarruf edildiğini iddia ettiği, her ne kadar 05.12.2018 tarihli dilekçe ile davacı, işsizlik maaşı alması halinde davalının maaşından belli bir kesinti yapılacağı gerekçesiyle işsizlik maaşını almadığını ancak bu nedenle davalının maaşından kesinti yapılmaması nedeni ile davalının maaşına bu şekilde katkıda bulunduğunu belirterek tasfiye alacağının hesaplanmasını talep etmiş ise de, davacının işbu dilekçesinin vakıa ıslahını içerir bir dilekçe olmadığı, hal böyle olunca 31.05.2018 tarihli duruşmada davacı vekilinin, davacının yurt dışında işsizlik maaşı almadığı yönündeki beyanı ve dava dilekçesindeki iddia birlikte değerlendirildiğinde, yurtdışı makamlarına yazılan müzekkere cevabının beklenilmemesinde ve bu alacak kalemi yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, dava konusu taşınmazın kat mülkiyeti sureti ile 27.04.2004 tarihinde davalı adına kaydedildiği, ancak öncesinde taşınmazın 2/12 hissesinin 20.12.1995 tarihinde davalı tarafından alındığı, daha sonra S.S Esen Bahçe Konut Yapı Kooperatifi ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalının hissesine düşen taşınmazın 2004 yılında davalı adına tescil edildiği, hal böyle olunca taşınmazın ilk olarak arsa vasfıyla 1995 yılında davalı tarafından edinilmesi ve aynı tarihte yapılan sözleşme gereğince davalının hissesine düşen taşınmazın da mal ayrılığı rejimine tabii olduğu, hal böyle olunca davacının işbu taşınmazda somut bir katkısını iddia ve ispat etmesi gerektiği, bu yönde bir iddia ve ispat olmaması sebebi ile bu taşınmaz yönünden de davanın reddine karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın doğru olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.