"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1061 E., 2023/736 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Erzurum 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/78 E., 2022/92 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne, davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2001 yılında kaçarak evlendiklerini, 24.05.2004 yılında resmi nikah yaptıklarını, bu evlilikten 3 ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin şiddet uyguladığını, müvekkilini tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, başka bir kadınla aldattığını, ortak yaşadıkları evden gitmesini söylediğini, ortak kızları Feyza'nın sınavına kadar müvekkiline evde durmasını daha sonra evden çıkmasını istediğini, bunun üzerine tarafların tartıştıklarını, erkeğin müvekkiline sinkaflı küfürler ettiğini, müvekkilini darp ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin darp raporu aldığını, darp olayına komşularının şahit olduğunu, erkeğin çocuklarını da darp ettiğini, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığını, her gün yaşanan tartışmalar ve kavgaların ortak çocuklarının psikolojisini olumsuz etkilediğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuklar Muhammet Asaf, Fatih Miraç, ...'nın velâyetlerinin anneye verilmesine, iştirak nafakasının ortak çocuklar yönünden ayrı ayrı aylık 750,00 TL, ayrıca kadın için 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskançlıkları nedeniyle evlilikte sorunlar yaşadıklarını, karşı tarafın kıskançları nedeniyle sürekli evde tartışmalar yaşandığını, müvekkilini küçük düşürerek aşağıladığını, müvekkiline cam bardak fırlatıp üzerine saldırdığını, bu olayın çocukların gözünün önünde olduğunu, müvekkilinin kendisini korumak için kadını ittiğini, bu arbede de oluşan küçük morlukla kadının darp raporu ile birlikte uzaklaştırma kararı aldığını, davacı eşin çocukları babalarından uzak tutarak gerçeğe aykırı ilgilenmediği iddiasını öne sürdüğünü, kadının evlenmeden önce müvekkilinin ilk eşinden olan oğlu İkbal Erinkarlı'yı kabul ettiğini, ancak sonrasında oğluna bakmaktan rahatsız olduğunu, istemediğini, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin erkeğe verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, her iki tarafın da aşırı kıskanç olduğu, birbirlerine hakaret ve beddua ettikleri, birbirlerini evden kovdukları; bunun yanında kadının, erkeğin ilk eşinden olma çocuğunu kıskandığı, bakmak istemediği, davalı birleşen davacının çocuğun masraflarını karşılamasını istemediği; davalı- davacı erkeğin de kadını akrabalarına dahi göndermediği, kadına ve çocuklara şiddet uyguladığı, kadının kardeşine sahtekar diyerek hakaret ettiği, başka kadınlarla sosyal medyada görüşerek güven sarsıcı harekette bulunduğu, kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadın vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ..., ... ve ...'nın velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsili ile kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkilinin ağır kusurlu olarak değerlendirildiğini, kadının müvekkilini kıskançlıkları ile bunaltarak toplum içerisinde küçük düşürdüğünü, kusur tespitinin hatalı olduğunu, müvekkilinin asgari ücret ile geçimini sağladığını, hükmedilen nafakalar ile geçiminin zor duruma düşeceğini, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin ilk evliliğinden olan oğlunun da ihtiyaçlarını karşıladığını, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü ve fer'îleri ile birleşen davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ev hanımı olduğunu ve çevresinin yardımı ile geçimini sağladığını boşanma sonrası yoksulluğa düşeceğini, kadının ise ilaç mümessili olarak çalıştığını ve yüksek gelirinin bulunduğunu, buna rağmen hükmedilen yoksulluk nafakasının son derece düşük olduğunu, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, ortak çocukların hepsinin okuduğunu ve giderlerinin fazla olduğunu, boşanmada kusurlu olan tarafın davalı olmasına rağmen hükmedilen düşük miktarlarda tazminatların hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu bulunmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediği, somut olayda, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında az kusurlu olduğu anlaşılmasına göre birleşen davanın da kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu,bu nedenle erkek vekilinin birleşen davanın reddine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları az olduğundan, yoksulluk ve iştirak nafakasına yönelik kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerektiği, ayrıca hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, kadının tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, bu yönlere ilişkin İlk Derece Mahkemesi hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuklar ... ve ... lehine artırım yapılarak ayrı ayrı aylık 500,00’şer TL iştirak nafakası; kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkemece müvekkilinin ağır kusurlu olarak değerlendirildiğini, kadının müvekkilini kıskançlıkları ile bunaltarak toplum içerisinde küçük düşürdüğünü, kusur tespitinin hatalı olduğunu, müvekkilinin asgari ücret ile geçimini sağladığını, hükmedilen nafakalar ile geçiminin zor duruma düşeceğini, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin ilk evliliğinden olan oğlunun da ihtiyaçlarını karşıladığını, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirelemsi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin ev hanımı olduğunu ve çevresinin yardımı ile geçimini sağladığını boşanma sonrası yoksulluğa düşeceğini, erkeğin ise ilaç mümessili olarak çalıştığını ve yüksek gelirinin bulunduğunu, buna rağmen hükmedilen yoksulluk nafakasının son derece düşük olduğunu, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, ortak çocukların hepsinin okuduğunu ve giderlerinin fazla olduğunu, boşanmada kusurlu olan tarafın erkek olmasına rağmen hükmedilen düşük miktarlarda tazminatların hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararı, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.