Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6732 E. 2023/4408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete ve Yargıtay’ın önceki bozma kararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin bozma kararına uygun olarak verdiği ve nafakalarla tazminat miktarlarını yeniden belirlediği kararında, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma dışı kalan kısımların kesinleştiği gözetilerek temyiz itirazlarının reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/928 E., 2023/329 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kısmen bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; nafakalara ve tazminatlara karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile, 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-karşı davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığı belirterek davanın reddi istemine ilişkin olduğu görülmektedir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davada boşanma hariç tüm taleplerin reddine, açtıkları karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- karşı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalının çocuğu göstermediğini belirterek kişisel ilişki kuruşmasını talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2021 tarihli 2019/256 Esas., 2021/154 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında yaşanan son olayda erkeğin kadının yüzüne havlu ile vurduğu ve kadına "sen benim karım değil b... olamazsın, annemin b.... ye" şeklinde hakarette bulunduğu, devamında erkeğin hem kadını hem de beraberindeki şahitleri ortak evden kovduğu, yine yaşanan son olayda erkeğin annesinin "30 yaşındaki kızlarını aldık, başımıza bela ettik, oğlum erkek değilmisin, kolunu, bacağını kır, ağzına sinkaf ederim, ben sana yeni gelin buldum" şeklinde beyanıyla oğlunu dolduruşu getirmek suretiyle tarafların evlilik birliğine müdahalede bulunduğu, hamilelik sürecinde tarafların küs olduğu dönemde erkeğin maddî ve manevî olarak eşiyle ilgilenmediği barıştıktan sonra yine gerek hamilelik döneminde gerekse doğum sürecinde erkeğin maddî ve manevî olarak kadın ve ortak çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, bu ihtiyaçların kadının ailesi tarafından karşılandığı, erkeğin sadece hastane ücretini ödediği bunda da fazla para ödememek için eşinin doğumdan sonra hastanede kalmasını istemediği ancak doktorun kadının taburcu olmasına izin vermediği, doğum sonrası kadının halasını eve götürürken erkeğin eşi hakkında "yeğeninizi istemiyorum, beceriksiz" şeklinde incitici söz sözlediği, erkeğin doğumdan sonra lohusalık döneminde eve gece saat on iki civarında geldiği bundan dolayı tarafların tartıştığı, kadının ve ailesinin ortak çocuk ile babasının görüşmesine engel oldukları, erkeğin çocuğu görmek istediği, araya çok defa aracılar da koyulduğu ancak kadın tarafın müsade etmediği, yine kadının babası erkeğe telefonda çocuğu hiçbir zaman göremeyeceksin, kimseyi boşuna gönderme dediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin fiziksel şiddete başvurması, kadına hakaret etmesi, evden kovması, kocanın annesinin birliğe müdahale etmesi, hamilelik ve doğum ihtiyaçları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaması, eve geç gelmesi eylemleriyle, kadının ortak çocuğu babaya göstermemesi eylemi birlikte değerlendirildiğinde erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için bağlanan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 23.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat takdirine, erkeğin tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası ve maddî, manevî tazminat taleplerinin reddine, birleşen kişisel ilişki tesis davasının kabulüne, ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1inci ve 3üncü Haftası cumartesi sabah saat 10.00 ile pazar sabah 10.00 arasında, dini bayramların 2 nci günü aynı saatler arasında ve her yıl babalar günü saat 13.00'den saat 16.00'e kadar yanına almak suretiyle kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile kusur tespiti, reddedilen talepleri ve birleşen davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.04.2022 tarihli 2021/1524 Esas, 2022/1150 Karar sayılı kararıyla; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ve maddî, manevî tazminat miktarları ile ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul olduğu, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu ve baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki tesisinin yeterli olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 19.10.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının ve ortak çocuk Zeynep’in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu yönlerden bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, tarafların ortak çocuğu lehine aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili; kadının iddia ettiği hususların tamamen gerçek dışı hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddialar olduğu, erkeğin 2018 yılında emlakçılık işini bıraktığı, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü ile erkeğin birleşen kişisel ilişki davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü ile erkeğin birleşen kişisel ilişki davasında kurulan kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.