Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6733 E. 2024/3255 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının affedildiği ve evlilik birliğinin devam edebileceği iddiasıyla, boşanma kararına ve kusur belirlemesine itiraz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin şiddet uygulaması, hakaret ve küfür içeren mesajlar göndermesi gibi davranışlarının evlilik birliğini temelinden sarstığı ve davalının af iddiasını destekleyecek yeterli delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1942 E., 2023/712 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/537 E., 2021/1155 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 11.02.2016 tarihinde resmi nikah yaptıklarını, yaşam şartları nedeniyle Haziran 2017'de fiilen Almaya'da bir arada yaşamaya başladıklarını, Mart 2018'e kadar bir arada kaldıklarını, davalının bir arada yaşadıkları dönemde müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, hor görüp aşağıladığını, Mart 2018'de davalının, müvekkilinin boğazını sıktığını,müvekkilinin artık canına kast boyutuna ulaşan şiddet nedeniyle şikayetçi olduğunu ve evden ayrıldığını, şikayet dosyasının Almanya'da olduğunu, müvekkilinin annesinin "Kızımı neden dövdün" şeklinde sorduğunda, davalının "Şükret ki canını almadım"şeklinde söylediğini, tarafların o tarihten beri ayrı yaşadıklarını, davalının bir süre Almanya'da otelde kaldığını, 2018 yılı yaz ayında da Türkiye'ye döndüğünü, fiilen ayrıldıktan sonra da mesajlarıyla hakaret ve küfür etmeye devam ettiğini, mesajlarında dövdüğünü de itiraf ettiğini, davalının evlilik birliği süresince Türkiye'de ya da Almanya'da çalışmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, boğazını sıktığı, ayrı yaşamaya başladıktan sonra davacıya mesaj atarak hakaret ettiği, gerçekleşen bu olaylara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek, boşanma davasından iki yıl önceki ve sonrasında eşi ile barıştıkları olaylardan kusur yüklenilemeyeceğini, affın söz konusu olduğunu, otel kayıtlarının istenmesinden vazgeçilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ile boşanma ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğu, akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığı, davacı tarafça tarafların Almanya'da iken erkeğin otelde kaldığına dair kayıtlara delil olarak dayanılmış, bu kayıt için neticede istinabe yazılmış ise de, Almanya'da polis tarafından düzenlenen tutanak, tanıkların yeminli beyanları dikkate alındığında tarafların aralarında yaşanan olay sonrasında fiilen ayrı yaşamaya başladıkları sabit olmakla, otel kaydına ilişkin delilin neticeye etkili olmayacağı anlaşılmakla, bu delilden Mahkemece vazgeçilmesinin doğru olduğu ve bu haliyle davalının tanık ve delillere yönelik itirazının yerinde olmadığı, dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurlu eylemlerin sabit olduğu, davalı istinaf dilekçesinde af olgusundan bahsetmiş ise de, taraflar arasında davalının şiddet uygulamasından sonra evlilik birliğinin devam etmediği dikkate alındığında af ya da hoşgörüyle karşılanan bir durum bulunmadığı, davalının kusura yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı, davacının iddiasını ispatlamış olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinin usule, kanuna ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, boşanma davasından iki yıl önceki ve sonrasında tarafların barıştıkları olaylardan kusur yüklenilemeyeceğini, affın söz konusu olduğunu, otel kayıtlarının istenmesinden vazgeçilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ile boşanma ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların af kapsamında kalıp kalmadığı, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.