"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/603 E., 2023/1190 K.
DAVA TARİHİ : 15.09.2021
KARAR : Esastan ve usulden ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/691 E., 2022/884 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince reddedilen nafaka miktarı yıllık 7.200,00 TL olduğu ve istinaf kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşıldığından davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine, davalı- davacı kadının diğer, ... erkek vekilinin tüm istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı kadın vekili tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve birleşen tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davasında reddedilen ve temyize konu edilen yıllık nafaka miktarı toplam 7.200,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu hale göre davalı-davacı kadın vekilinin bağımsız tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ruhsal sorunlarının olduğunu erkekten gizlediği, kadının öğlen evden çıkıp gece geç saat eve geldiğini, erkeğin önceki evliliğinden olan kızlarını istemediğini, hakaret ve küçük düşürücü sözler söylediğini, kadının maddiyata düşkün olduğunu iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen bağımsız tedbir nafakası dava ve asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığını, malvarlıklarının çoğunu çocuklarına devrettiğini, başkalarının evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, televizyonu kırıp evi terk ettiğini, daha sonra da su, elektrik, doğalgaz aboneliklerini iptal ettirip, evin kilidini değiştirdiğini iddia ederek asıl davanın reddine, birleşen nafaka davasının kabulüne, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe sürekli olarak ''sen adam mısın, neden benim istediklerimi almıyorsun'' şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği, kadının gündüz saat 12:00-13:00'e kadar uyuyarak üzerine düşen birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının son zamanlarda müşterek konuta gece geç saatlerde geldiği, kadının erkeğe ''... nin b...ye '' şeklinde hakaret içeren sözler söylediği, kadının erkeğin ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediği, erkeğin de 2021 yılı Kurban Bayramından kısa süre sonra konuttan ayrıldığı ve konutun aboneliklerini iptal ettirerek kadına ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin kadına harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin kadına ''sen ne biçim insansın'' şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği, 2021 yılı Ramazan ayındaki olaydan sonra erkeğin kadına ''seni kardeşinin evine gönderirim'' şeklinde tehdit içeren sözler söylediği, erkeğin kadını istemediğini söylediği, erkeğin müşterek konutun aboneliklerini iptal ettikten sonra müşterek konutun kilidini değiştirdiği, bu haliyle birliğin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalı- davacı kadına 04.03.2022 tarihli duruşmada; birleşen dava tarihinden geçerli olmak üzere taktir edilen ve 19.07.2022 tarihli duruşmada aylık 800,00 TL'ye yükseltilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırım ile toplam aylık 900,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi ve birleşen tedbir nafakası davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kesin süre içerisinde tanık isimlerini bildirmediği, bu nedenle beyanlarının hükme esas alınamayacağı, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü ile birleşen nafaka davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadın tarafından istinaf konusu edilen birleşen davada reddedilen nafaka miktarı yıllık 7.200,00 TL olup istinaf kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL'nin altında olduğu, kadının reddedilen nafaka miktarına yönelik istinaf isteminin bu nedenle usulden reddine, tarafların sair itirazlarına yönelik yapılan incelemede; usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, süresi içinde usulüne uygun şekilde boşanmanın fer'î niteliğinde bulunan yoksulluk nafakası isteminde bulunmayan kadının yoksulluk nafakası istemi yönünden hüküm kurulmamasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, birleşen davada hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmü kesinleşmesine kadar devam edeceği bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kesin süre içerisinde tanık isimlerini bildirmediği bu nedenle beyanlarının hükme esas alınamayacağı, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü ile birleşen nafaka davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın 31.07.2023 havale tarihli beyan dilekçesinde; eşi ile barışması nedeniyle boşanma davasından vazgeçtiğini belirtmiştir.
3.Davalı-davacı kadın 10.08.2023 havale tarihli beyan dilekçesinde; lehine hükmedilen aylık 900,00 TL nafakanın aylık 3.000,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; geçimsizlik bulunup bulumadığı, bulunmaktaysa kusurun kimden kaynaklandığı, delillerin usul kurallarına uygun toplanıp toplanmadığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 243 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle ... erkek tarafından; her ne kadar verilen süre geçtikten sonra tanık listesi ibraz edilmiş ise de; 6100 sayılı Kanun'un 243 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince; erkeğin takip eden celse tanıklarını hazır ettiğinin, hükme de hazır edildiği için dinlenen tanıkların beyanlarının esas alındığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı- davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Nejla'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.