"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/895 E., 2023/1543 K.
KARAR : Kısmen esastan ret, kısmen usulden ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/502 E., 2022/980 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekilinin katılma yolu ile ziynet alacağı yönünden istinaf talebinin usulden reddine, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde; tarafların 22.03.2006 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığı, müvekkilinin eve aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla ilk özel sektörde daha sonra KPSS sınavına girerek memur olarak Erzincan'a atandığını, 2.5 yıl burada çalıştığını, Erzincan'da çalıştığı süre zarfında müvekkilin tek kaldığını, davalı eş müvekkilin yanına gelmediği gibi müvekkili görmek onunla iletişim kurmak için de bir çaba sarf etmemiştir, daha sonra davacı eşin yanına Antalya'ya tayinini talep ettiğini, müvekkilin Antalya İli'ne tayininin istemesi sorunları çözmediğini, davalı eşin ailesinin de evlilikle alakalı her şeye müdahil olduklarını ve müvekkile sürekli baskıda bulunduklarını, müvekkili için evlilik hayatı çekilmez bir hale geldiğinden müvekkil tayin işlemini Tokat iline talep ettiğini, davalı eş müvekkili ile birlikte Tokat'a gelmediğini, davalı eşin müvekkile gerekli ilgiyi, sevgiyi göstermediğini, tarafların 15 yılı geçen bir evlilikleri olmasına rağmen çocukları olmadığını, bunun sebebinin davalı eş da bulunan bir takım cinsel sorunlardan kaynaklı olma ihtimali olduğunu, sorunların çözülebilmesi için müvekkil elinden geleni yaptığını, ancak aynı çabayı davalı eş göstermediğini, doğal yollardan çocuk sahibi olamayan müvekkil tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmak istediğinin eşine ilettiğini, davalı eşin bu aşamada desteği olmadığını, davalı eş cinsel sorunların varlığını kabul etmediğini, davalı eşin müvekkilden habersiz cinsel sorunlar için ilaç kullandığını, müvekkillin düğün merasiminde her biri 21'er gram olan ayar 15 adet bilezik, her biri 19'ar gram olan 22 ayar 20 adet bilezik, 37 adet cumhuriyet altını ve 188 adet çeyrek altından oluşan ziynet eşyalarının iadesini istediğini, evliliğin katlanılmaz bir hale geldiğini, bu nedenle tarafların boşanmalarına karar verilerek 150.000 TL maddî ve 150.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçelerini ve karşı dava dilekçelerini sunmuş olduğu eklerde belirttiğini davacı karşı davalı eşin müvekkilin ailesine yanlış beyan vermesinin istediğini, müvekillin baldızının nişanına çağrılmamasına ilişkin kayıtları sunduğunu, müvekkilden habersiz ortak konutun satılmasına ilişkin müvekkil ile komşuları arasında geçen yazışmayı belirtiğini, müvekkilin Tokat iline gelmesinin istenmemesi ve oyalanmasına ilişkin kayıtları sunduğunu, müvekkilin aramalarına ve buluşma isteğinin kayıtsız bıraktığını, tarafların boşanmalarını, 200.000 TL maddî, 200.000 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı-karşı davalı tanık anlatımlarından; davalı-karşı davacı erkeğin ailesinin evliliklerine müdahil olduğu, psikolojik baskıda bulunduğu, davalı-karşı davacı erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, çocuklarının olması yönünde çaba sarf etmediği ve gerekli tedavileri olmaktan kaçındığı, ortak çocukları olmadığı için evlat edinmek istediğine davalının duyarsız kaldığı, davalı-karşı davacı tanık anlatımlarından ve davalı karşı davacı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan mesaj kayıtları içeriğinden, davacı karşı davalı kadının, davalı karşı davacı erkeğin ailesine karşı soğuk davrandığı, ortak evlerine gelmek istediklerinde çeşitli bahaneler öne sürdüğü, davalı karşı davacı erkeğin çalıştığı işinden ayrılması yönünde baskı kurduğu ve işinden ayrılmak zorunda kaldığı, Tokat'a tayin olduktan sonra irtibatı kestiği, habersizce ortak konuttaki eşyaları sattığı, tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu anlaşılmakla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu kabul edildiği anlaşılmakla maddî ve manevî tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine, davacı taraf dosyaya sunmuş olduğu delillerle ziynetlerin varlığını ispat edemediği, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilinin de 27.12.2022 tarihli celsede hatırlatıldığı, davacı tarafın yemin deliline başvurmayacağını beyan ettiği anlaşılmakla ispatlanmayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili ve davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tazminat isteklerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; ziynet alacağı davası davasının reddi, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü ve tazminat isteklerinin reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla kendi ziynet alacağı davası yönünden; katılma yoluyla istinaf hakkı, asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, davalı karşı davacı koca kusur, kadının davası, tazminat isteklerinin reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurduğuna ve ziynete ilişkin başvurusu bulunmadığına göre kadının katılma yoluyla kendi ziynet alacağı davasına yönelik istinaf yasa yoluna başvurma hakkı bulunmadığından kadının kendi reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik katılma yolu ile istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 348 inci maddesi gereğince usulden reddine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemleri yönünden ise kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı-karşı davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlenmesi, erkeğe yüklenmeyen cinsel ilişkiden kaçınması kusuru, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı-karşı davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla, kusur belirlemesi, tazminat isteklerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında tarafların tazminat taleplerinin reddine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik katılma yoluyla istinaf talebinin Bölge Adliye Mahkemesince esası incelenmeksizin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup omadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 74 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 348 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.