"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1106 E., 2023/1686 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/478 E., 2022/1043 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Irak'ta evlendikleri, davalının davacıya darp, cebir, şiddet ve tehditle baskı ortamı oluşturduğu, davalının davacıyı ölümle tehdit ettiği, kendisini aldattığına ilişkin hakaret ettiği, ailesine sahip çıkmadığı, davalının davacının uyurken çıplak fotoğraflarını çektiği ve bu fotoğrafları internette yayınlayacağına ilişkin şantaj yaptığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini talep ve dava etmiş ayrıca davacının kendisi için yoksulluk ve çocuklar için iştirak nafakası talebinin bulunmadığını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların ikisinin de dava tarihi itibari ile Irak vatandaşı oldukları, Irak Cumhuriyeti 1959 tarih, 188 sayılı Kişisel Durum Kanun'un 34. maddesi uyarınca, kadının, kanundaki istisnalar dışında evlenme akdi sırasında tarafına boşanma talep etme yetkisi veya vekaleti verilmiş olması halinde dava açabileceği, 188 sayılı Kişisel Durum Kanun'un istisnalar dışında kadına boşanma davası açma yetkisi vermemesi sebebiyle Türk kamu düzenine aykırı olduğu, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 5 inci maddesi gereğince Türk hukukunun uygulanması gerektiği, dinlenen tanık beyanlarından davalı kocanın eve bakmadığı, evin maddi ihtiyaçlarını çocuklarıyla ilgilenmediği, çocukların maddi ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalı kocanın davacı kadına karşı "seni öldüreceğim" ve "seni dışarı çıkarsan seni öldürürüm" dediği, davacı kadını tehdit ettiği, davalı kocanın davacı kadına karşı "şerefsiz" dediği, davacı tanığı Huda İbrahim Saleh'in beyanında "Davalı beni arayıp kızını öldüreceğim, kızını yakacağım, çocuklarını sokağa atacağım dedi..." şeklindeki beyanı, davalı kocanın davacı kadının saçını çektiği, tanık beyanlarından davalı kocanın davalı kadına vuracağı esnada tarafların müşterek çocuğunun araya girdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı, davacı kadın dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde iştirak nafakasına dair talepte bulunmadığı, 16.11.2021 tarihli duruşmada nafaka talebinde bulunduğu, davacı kadının iştirak nafakası talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin adli yardım talebinin kabulüne, tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, tedbir nafakası, velayet düzenlemesi, çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı, 169 uncu, 182 inci 327 inci, 328 inci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
4721 sayılı Kanun'un 182 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Somut olayda davacı kadın vekili dava dilekçesinde şimdilik çocuklar için iştirak nafakası talebinde bulunmadıklarını beyan etmiştir. 16.11.2021 tarihli duruşmada davacı kadın; "...Çocuklarımın her biri için aylık 1.000,00 TL nafaka talep ediyorum. Tedbir nafakası talebim vardır." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı kadın vekili tarafından sunulan 12.01.2022 tarihli beyan dilekçesinde de müşterek çocuklardan her biri için aylık 1.000,00 TL dava sonuçlanıncaya kadar tedbir, sonuçlandıktan sonra iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesi talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre herhangi bir işi ve geliri olmayan, Kızılay'dan aldığı yardımla geçinen davacı kadının, her an doğup işleyen bir hak niteliğinde olan iştirak nafakası talebinin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden davacı kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3. Davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.