"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/848 E., 2023/1626 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/650 E., 2022/28 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiklerini, düğünde tarafların ailesinden ve misafirler tarafından takı ve ziynetlerin takıldığını, tarafların Denizli 4. Aile mahkemesinin 2017/781 E.2019/280 K. sayılı ilamı boşandıklarını, dosyanın halen istinaf incelemesinde olduğunu, kadına takılan ziynetlerin davalı tarafın tasarrufunda kaldığını, davalının bu ziynetleri iade etmediğini, düğünde kadına 7 adet 22 ayar bilezik, 1 adet Trabzon takısı altın gerdanlık, 10 adet çeyrek altın, 1 adet tektaş yüzük, 1 adet altın yüzük, 800,00 TL para takıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ziynetlerin aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafından yasal süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça ziynet eşyalarının davalı tarafından nasıl kullanıldığına ilişkin herhangi bir somut iddia ve vakıanın ileri sürülmediği, tarafların davacının annesinin evinde oturdukları ve ziynetlerin annesinin evinde kasada saklandığı anlaşılmakla davacı tarafın ziynet eşyalarının davalının tasarrufunda kaldığı ve davacının bu takılara ilişkin hiçbir tasarrufta bulunamadığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, tarafsız olan davacı tanığının beyanına göre davacının evi terk ettiği gün kasada ziynet eşyalarının bulunmadığı beyan edilmiş olmakla, davacının annesi olan tanığın beyanları başkaca somut ve tarafsız delillerle desteklenmediğinden hükme esas alınmamış, tarafsız olan davacı tanığının beyanları, davacının başka biriyle kaçarak ortak evi terk ettiği, ziynetlerin nitelikleri itibarıyla kadının üzerinde taşınabilen ve kolayca götürülebilen türden eşyalar olduğu hususları gözetildiğinde davacı tarafça yeterli somut delillerle davanın ispatlanamadığı, ayrıca yemin deliline de başvurulmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ve davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davalı tarafın cevaplarının süresinde sunulmadığını, fotoğraflar ve video görüntülerinin dikkate alınmadığını, tanık beyanları ile iddianın ispatlandığını, boşanma davasındaki kusur durumu değerlendirilerek karar verildiğini, her türlü delil denmek suretiyle yemin deliline de dayandıklarının kabulü gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı, 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.