"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/820 E., 2023/923 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesinin kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadın çalışmadığı halde erkeğin evin alışverişi, özel işleri dahil bütün işleri yaptığını, çocukların okul işleri, alışverişleri, ders sorumluluğunun da erkeğin üzerinde kaldığını, kadının, eşinin ailesi ve sosyal çevresiyle görüşmediğini, bir süre sonra erkeğe kapıyı açmamaya başladığını, onu eve almak istemediğini, tarafların yaklaşık 6 yıldır ayrı yaşadıklarını, erkeğin fabrika ve şirket sahibi olduğunu, bankalarla, kredi kurumları ve ticari şirketlerle sözleşme ve kredi ilişkisi bulunduğunu, erkeğin... Oto Makine Sanayi ve Ltd. Şirketini satıp 3. kişilere devrettiğini, kadının, hisse vererek ortak yaptığı bu şirketteki hissesini devretmeyerek zor durumda bıraktığını, iş ve ticari yaşamına zarar verdiğini, şirketlerin ekonomik sıkıntı yaşamasına neden olduğunu, uzun yıllardır 2 yabancı gibi yaşadıklarını, aralarında hiçbir paylaşım ve birliktelik bulunmadığını, iş gereği haftanın büyük bölümünü ...'da geçirdiğini, tarafların bir araya gelmesi, evliliğin yürütülmesi imkanı bulunmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kusurun tamamen erkekte olması nedeniyle asıl davanın reddini, erkeğin 6 yıl önce haklı bir neden yokken evden ayrıldığını, çocuklarla birlikte ...’de yaşamaya devam ettiğini, erkeğin Kocaeli İli Darıca İlçesinde tek başına yaşadığını, davacı- davalının mal varlığının artması, ekonomik olarak güçlenmesiyle davranışlarının değiştiğini, aşağılamaya başladığını, hayatına, sosyal çevresine uyum sağlamamakla suçlayarak küçük gördüğünü, iş seyahatleri, toplantıları bahane ederek 15 günde bir eve uğradığını, nerede olduğunu sorunca sen kim oluyorsun, hesap soruyorsun, ben istediğimi yaparım dediğini, son dönemlerde şiddet dahi uyguladığını, ortak çocukların ikisinin akraba evliliği nedeniyle doğuştan mikrosefali rahatsızlığı olduğundan, çocukların özel durumu nedeniyle sosyal hayatın içinde yeteri kadar yer alamamış olmasının kusur gibi gösterilmeye çalışıldığını, erkeğin 6 yıl önce ben artık senle yaşamayacağım, mankenlerle, şarkıcılarla beraber olacağım diyerek tüm eşyalarını toplayarak evi terk ettiğini, iddiaların doğru olmadığını, erkeğin baba ve eş olmanın sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınarak evi terk etmesi suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına 50.000.000,00 TL maddî ve 50.000.000,00 TL manevî tazminata, çocuk yararına aylık 30.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 50.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.10.2017 tarih ve 2016/105 Esas, 2017/837 Karar sayılı kararı ile davacı- davalı erkeğin evini terk ederek eşine duygusal şiddet uyguladığı, tarafların uzun süredir ayrı yaşadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı- davacı kadının kusursuz, davacı- davalı erkeğin ise kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... olduğundan velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun kısıtlanıp, kısıtlanmaması hususunda gereği için ... Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve kadın yararına 600.000,00 TL maddî tazminat verilmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek; her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden; davalı- davacı kadın ise tanıkların dinlenilmesi taleplerinin göz ardı edilerek, yargılamaya son verilmesi nedeniyle savunma hakkının engellenmesi, kusur, nafaka, maddî tazminat miktarları ve manevî tazminatın reddi, ortak çocuk Evrim'in kısıtlanması, velâyetin anneye verilmesi, çocuk için nafaka talepleri hakkında karar verilmemesi, davacının ekonomik, sosyal durumunun eksik araştırılması yönlerinden istinafa başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2021 tarih ve 2018/2182 Esas, 2021/223 Karar sayılı kararı ile, davalı- davacı kadının cevap ve karşı dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, 22.06.2016 tarihli tanık listesinin dosyada mevcut olduğu, ... erkek vekiline de tebliğ edildiği, 23.06.2016 tarihli ön inceleme duruşmasından önce, usule uygun şekilde, davalı-davacının dilekçesinde dayandığı ve süresinde bildirdiği tanıkların, sonraki celselerdeki hakim değişikliği nedeniyle, dosya yeterince incelenmeden, kesin süre içinde delil listesi sunulmadığı gerekçesiyle davalı- davacının yeni vekilinin yazılı beyanda bulunmak için süre talebi ve tanıklarla ilgili talepleri karara bağlanmaksızın, yargılamaya son verilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, mahkemece, dilekçeler aşamasında bildirilen tüm deliller toplanıp, davalı- davacı kadının tanıkları usulünce dinlenerek, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre, asıl ve karşı dava yönünden, açıkça dayanılan ve ispatlandığı kabul edilen vakıalara göre kusur değerlendirilmesi içerir, tarafların tüm taleplerini karşılayan, ayrıntılı ve gerekçeli bir karar verilmek gerektiğini belirterek tarafların istinaf başvurularının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin tamamının kaldırılmasına, yeniden usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2021 tarih ve 2021/274 Esas, 2021/744 Karar sayılı kararı ile ispatlanamayan asıl dava ve karşı davanın reddine, davalı-davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendi davasının kabulü istemiyle ve kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendi davasının kabulü istemiyle ve kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2022 tarih ve 2022/738 Esas, 2022/974 Karar sayılı kararı ile ... erkeğin müşterek konuttan ayrılarak ayrı bir evde yaşamaya başladığı, ayrılık öncesi kadını aşağıladığı, iş seyahatleri ve toplantılara giderek, evlilikle eşi ve çocuklarla ilgili sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediği, erkeğin kusuruyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadına yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddinin yerinde olduğuna, davalı- davacı kadının kusur belirlemesi ve karşı davanın reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın kusur gerekçesinin düzeltilerek, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğunun tespiti ile karşı davanın reddine ilişkin hükmün tümden kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, kadının karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ekonomik sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ... olduğundan velâyetle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk için hükmedilen aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu 06.05.2016 tarihine kadar devamına, davalı-davacı kadın lehine boşanmakla destekten yoksun kalacağı, kişilik haklarına saldırı oluştuğu belirtilerek 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, kadının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ... erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından tazminat ve nafaka miktarları ile nafakalara her yıl artış uygulanmaması yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Daire 09.01.2023 tarih ve 2022/9314 Esas, 2023/53 Karar sayılı kararında boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile hükmün bu yönlerden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı ile uyulan bozma ilamı gereğince, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu kabul edilen erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatlerini zedelediği, kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına daha uygun miktarda yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın yararına aylık 30.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 3.000.000,00 TL maddî ve 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tarafların maddî durumları hakkında iddialar dışında hiçbir delil bulunmadığını, kararda belirlenen rakamlar tamamen keyfi ve hukuka aykırı olduğunu, siyasi ve iş adamı kişiliği sebep gösterilerek tazminat miktarlarının az olduğu iddia edilemeyeceğini, belirtilen malvarlıklarının neredeyse tamamı erkeğe değil, ortağı olduğu T.T. ÇELİKYAY OTOMOTİV A.Ş.'ye ait olduğunu, şahsi malvarlığına ait olmayan ve kendi tasarrufunda olmayan malvarlıkları nedeniyle tazminat bedellerinin oldukça yüksek hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; bozma sonrasında yeniden ekonomik araştırma yapılmadığını, yargılama başında tarafa sorularak alınan ekonomik durum araştırmasına göre tazminat ve nafaka miktarının belirlenmesinin hatalı olduğunu, erkeğe ait birden fazla otel, şirket ve taşınmaz bulunduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında belirlenen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacı- davalı erkeğin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarları yönünden davalı- davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Tahsin'e yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran Arife'ye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.