"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/270 E., 2022/1719 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/363 E., 2019/368 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadın ile 2011 yılında evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, kendisinin önceki evliliğinden bir erkek çocuğunun olduğunu, davalı kadının oğlunun askerden gelmesinden sonra onunla görüşmesi, eve gelmesi, oğluyla ilgilenmesinden rahatsız olduğunu, eve geldiğinde ona saldırdığını, 2016 yılında açtığı boşanma davasının şahit ve delil bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, kararın 25.12.2017 tarihinde kesinleştiğini, bina görevlisi olarak çalıştığını, davalı kadının aşırı agresif olduğunu, kendisine ve oğluna ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, memleketine yerleştiğini, davalının burada da kendisini rahat bırakmadığını, telefonla arayarak küfür ve hakaretlerine devam ettiğini, 2 yıldır ayrı yaşadıklarını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra 3 yıllık sürenin geçmediğini, bu nedenle usulsüz açılan davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkiline atfettiği kusurların gerçekleşmediğini, daha önceki davada ileri sürülen sebeplerin aynısının tekrar edildiğini, anlatılan olayların hayal ürünü olduğunu, müvekkilinin tek başına yaşadığını ve geliri olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep emiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından 28.03.2016 tarihinde davalıya karşı boşanma davası açıldığı, mahkemece 29.09.2016 tarihli karar ile davanın reddine karar verilerek davalı lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 25.12.2017 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından davalının kendisine ve ilk evliliğinden olan çocuğuna hakaret ettiği ve boşanmadan sonra 2 yıl süre ile biraraya gelmedikleri iddiası ile eldeki davanın açıldığı, dinlenen tanıklardan davalının oğlu olan...ın davalının eşini ve kendisini arayarak küfür ve hakaret içeren sözler söylediğini beyan ettiği, iddia edilen olayın ilk boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra gerçekleştiği, tarafların haklı bir neden olmaksızın fiilen ayrı yaşadıkları, boşanmaya neden olan olaylarda davalı eşin kusurlu olduğu, bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında gerek eşler gerekse kamu düzeni açısından korunması gerekli bir menfaat kalmadığı, kusurlu olan davalı eşin yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, davalı kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı erkek tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan ilk davadan sonra 3 yıllık sürenin dolmadığını, bu nedenle boşanma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iddialarının hayal ürünü olduğunu, yeni bir dava açma sebebinin de bulunmadığını, davacının oğlunun beyanları esas alınarak olmayan bir durum varmış gibi kabul edilerek müvekkiline kusur yüklendiğini, tarafların ilk davadan sonra bir araya gelmediklerini, müvekkilinin tek başına yaşadığını ve hiç bir gelirinin olmadığını, bu kapsamda nafaka talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede sarsıldığının sabit olması gerekir. İlk Derece Mahkemesince, davalı kadının, davacı erkeğin ilk evliliğinden olma oğlu olan...ı arayarak küfür ve hakaret içeren sözler söylediği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının, davacı erkeğin ilk evliliğinden olma oğlunu arayarak hakaret ettiği yönündeki, tanık...ın beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olduğu, davalı kadının kusuruna esas başkaca bir delil de bulunmadığı, bu durumda davalı kadının ispatlanan kusurlu bir davranışı olmadığı gözetilerek, davacı erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kadın yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.