Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6921 E. 2024/5145 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu ve hükmedilen tazminatların miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/308 E., 2023/680 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/150 E., 2021/645 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin mal varlığını ve gelirini müvekkilinden gizlediğini, evliliğin ilk iki yılında erkeğin ailesinin de taraflar ile birlikte yaşadığını,erkeğin ailesi özellikle babasının tarafların evlilik birliğine müdahale ettiğini, erkeğin, babasının, taraflardan izinsiz eve girip çıkmasına sessiz kaldığını, babası ile birlikte müvekkilinin alışverişe gitmesine izin verdiğini, bir yere giderken babasından izin aldığını, müvekkili aşağılayarak psikolojik şiddet uyguladığını, mahrem konularını üçüncü kişilere özellikle babasına anlattığını, müvekkilinin ailesi ve akrabaları ile görüşmekten kaçındığını, özel günlere özensiz kıyafetlerle katıldığını, müvekkili ve çocuklarla ilgilenmediğini, sürekli internette vakit geçirdiğini, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, porno izlediğini, başka kadınlarla mesajlaştığını, müvekkiline sevgilisi olduğunu söylediğini, aynı binada bulunan komşularına cinsel tacizde bulunduğunu, 2018 yılı Ramazan Bayramında müvekkili ve çocukları istemediğini söyleyerek kadının baba hanesine bıraktığını, arayıp sormadığını belirterek tarafların Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli müvekkili aşağıladığını, ev ile ilgilenmediğini, müvekkilinin, ekonomik gücünü beğenmediğini, borcu olmadığı halde komşusuna borcu olduğunu söyleyerek müvekkilinden para istediğini, her işe gidişinde müvekkiline "inşallah ölürsün, kaza yaparsın" diyerek beddua ettiğini, annesinin, sürekli kadına boşanmasını söylediğini, kadının, çocukları alarak evi terk ettiğini, müvekkilini, çocuklarla görüştürmediğini, görüşmek istediğinde tehdit ve hakarette bulunduğunu belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu son tartışmalarında kadının ailesini arayarak siz gelmeyin, ben bunları istemiyorum, getiriyorum dediği, kadının evden rızası ile ayrılmadığı, erkeğin ailesinin tarafların evliliğine fazla müdahale ettiği, erkeğin babasından izin almadan eşinin dışarıya ve ailesinin yanına gidemediği, kadının akrabaları ile görüşmesini engellediği kocanın çocuklara karşı ilgisiz olduğu, evde telefonu elinden düşürmeyerek telefonla fazla vakit geçirdiği, kadının ise evin işleri ile ilgilenmediği, erkeğin maddî olarak elinden geleni yapmasına rağmen kadını memnun edemediği, kadının parasal konularda erkeğe yalan söylediği, borcu olmamasına rağmen yalan beyanla kocasından para istediği, erkek işe giderken "inşallah kaza yaparsın, ölürsün" şeklinde ağır beddua ettiği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına hükmedilen aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık ayrı ayrı 400,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesi ile iştirak nafakası olarak devamına, kadın için takdir edilen 450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlar yanında erkeğin manevî bağımsızlığı olan mesken temin etmediği, son olayda kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eş ve çocukları kadının baba hanesine bıraktıktan sonra arayıp sormadığı, buna göre evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek ve tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına kadın için 80.000 TL maddî, 70.000 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi ve maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.