"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/980 E., 2016/206 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrasında davalı kadın vekilince tavzih talebinde bulunulmuş, davalı kadın vekilinin tavzih talebi İlk Derece Mahkemesi tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince reddedilmiştir.
Mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen bozma kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmayı talep etmiş olup, yargılama safahatinde taraflar arasında imzalanan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekilince 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince açılan boşanma davasına verilen cevapta davanın reddi talep edilmiş ise de, yargılama safahatinde tarafların anlaşması ile imzalanan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanma kararı verilmesi talep edilmiştir.
III.MAHKEME KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, dosyaya sunulan 25/02/2016 tarihli protokolün aynen tasdikine, protokol gereğince, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde istanbul ilinde 250.000,00 USD'yi aşmamak kaydıyla bir taşınmazın davacı tarafından satın alınarak müşterek çocuklar adına 1/2 şer hisse nispetinde tescil ettirilmesine, aynı taşınmazda davalı adına intifa hakkı tesisine, tapuya şerh edilmesine, bu taşınmazın alınması ile birlikte bir önceki maddede belirtilen davacının kira ödeme yükümüllüğü sona ermesine ancak satın alınan evin aylık 1.000,000 TL yi aşmayacak şekilde giderlerinin tamamının davacı tarafından karşılanmasına, bu tutarın da her yıl İstanbul ticaret odası tefe oranında arttırılmasına ve protokolün sair hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Mahkeme kararı taraflarca temyiz hakkından feragat edilmek suretiyle 21.03.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Davalı kadın vekilince kesinleşen karar hakkında 19.10.2022 tarihli tavzih dilekçesi ile; gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 10 uncu maddesindeki "....boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 5 yıl içerisinde ... İstanbul İl sınırları içerisinde 250.000 USD (İki yüz elli bin Amerikan Doları) bedeli aşmamak kaydıyla bir taşınmaz satın alarak..." şeklindeki ibarenin, Mahkemece aynen tasdikine karar verilen ve anlaşmalı boşanmaya dayanak olan 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 4/e maddesinde yer alan; "...boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 5 yıl içerisinde ... İstanbul İl sınırları içerisinde 250.000 USD (İki yüz elli bin Amerikan Doları) bedelli bir taşınmaz satın alarak...'" şeklinde tavzih edilmesi talep edilmiş, davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde tavzih talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
4.Mahkemece; tavzih yolu ile hüküm fıkrasında, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamayacağından, genişletilemeyeceğinden ve değiştirilemeyeceğinden bahisle ve tarafların 04.03.2016 tarihli celsede mahkeme huzurunda verdikleri beyanlar doğrultusunda tavzih şartları oluşmadığından 24.10.2022 tarihinde tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen, tavzih talebinin reddine dair 24.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 28.03.2023 tarihli ve 2022/11067 esas, 2023/1361 karar sayılı ilamı ile tarafların boşanma protokolü sonrasında protokolde varsa değişiklik iradesinin Mahkemeye taraflarca açıkça bildirilmesi ve irade değişikliğinin Hâkim tarafından onaylanması gerektiği, taraflarca açıkça bildirilmeyen ve Hâkim tarafından açıkça onaylanmayan irade değişlikliklerinin anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınamayacağı, buna göre Mahkemece, taraflar arasında imzalanan, geçerli olduğu belirlenerek Mahkemeye sunulan ve hükümde aynen tasdikine karar verilen 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca davalı kadın vekilinin tavzih isteminin kabulü gerekirken, duruşmada bildirilen ve protokolde değişikliğe sebebiyet veren taraf beyanlarının Hâkim onayı olmaksızın hükme esas alınmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı hakkındaki davacı erkek vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; tarafların duruşmada hazır bulunarak onayladıkları ve imzaları ile tasdik ettikleri, akabinde itiraz etmeyerek kesinleştirdikleri kararda yer alan hak ve yükümlülüklerin tavzih yolu ile değiştirilemeyeceği, tavzih talebinin reddi gerektiği, davalı kadının tavzihe esas iddialarını ancak temyiz yolu ile ileri sürebileceğini, buna karşın kadının temyiz hakkından feragat ettiğini, temyiz konusu olabilecek bir hususun tavzih ile düzeltilemeyeceği, bu durumun 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinde emredici şekilde düzenlendiğini, tavzih ile hüküm fıkrasının önemli ölçüde değiştiriliğini, müvekkiline yükümlülükler yüklendiğini, kararın kesinleşmesinden 6.5 yıl sonra kadının kötü niyetli olarak tavzih talep ettiğini, müvekkilinin edimini daha önceden yerine getirmeye çalıştığını ancak, davalı tarafından kötü niyetli olarak engellendiğini belirterek, karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Dairenin 28.03.2023 tarihli ve 2022/11067 esas, 2023/1361 karar sayılı ilamında düzeltilmesi gereken yanlışlık bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davalı kadının tavzih talebinin hükmü genişletmek ve değiştirmek kapsamında kalıp kalmadığı ve tavzih talebinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü. 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 1.470.00 TL para ceza ile 562.65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.