"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1177 E., 2023/1194 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/236 E., 2023/9 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, kadına her türlü desteği verdiğini, kadının gerek ev temizliği, gerek çocuklarının eğitim, temizlik ve düzeni gibi konularda gereken özeni göstermediğini, kadının evde çocuklara bağırması, darp etmesi ve küfür etmesi nedeni ile alt komşularının şikayeti üzerine eve polis memurlarının geldiğini ve kadını uyardığını, kadının erkeği aldattığını, sosyal medya üzerinden farklı erkeklerle görüştüğünü, yabancı erkeklere müstehcen fotoğraflarını gönderdiğini, olanları inkar etmediğini, tüm bu sebeplerle kadının, müvekkilini aldatması, onur ve haysiyetini zedelemesi sebebiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin affettiği olayları dahi boşanma sebebi olarak belirttiğini, iddiaların asılsız olduğunu, erkek ve erkeğin ailesi tarafından şiddet gördüğü gibi sürekli hakaret ve onur kırıcı davranışlarda bulunduklarını, takdir görmediğini, başkaca ailelerin çocuklarının evlilikleri ve gelinleri ile kıyasa tabi tutulduğunu, yarım kalan eğitiminin dışarıdan tamamlanmasında erkeğin bir desteğinin bulunmadığını, yine erkeğin iddia ettiği ''hakaret içeren söz ve eylemlerde'' bulunduğuna yönelik iddiaların doğru olmadığını, eve polis ekiplerinin geldiğini ancak o gün çocuklarının doğum gününün kutlanması nedeniyle evde kalabalık olduklarını ve gürültü olması sebebiyle polis memurlarının geldiğini, her şeyi kasıtlı olarak çarpıttığını, bunlarında evlilik birliğini ve kadının yıprattığını, tüm bu sebeplerle davalarının kabulü ile müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, davalıya ait ziynet eşyaların aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde nakden karşı davalıdan alınarak davalıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davacı tarafça zina nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmışsa da, zinanın şartı olan cinsel ilişkinin ispatlanamadığı, erkek tanıklarının bu hususta görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, aşağıladığı, ilgisiz davrandığı, kadının da evine ve çocuklarına yeterince özen göstermediği, erkeğe ve çocuklarına hakaret ettiği, başka erkeklerle telefon aracılığıyla görüşme sağlayıp güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, tarafların belirtilen bu davranışları nedeniyle, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, bilirkişi raporu, ortak çocukların yaşı, beyanları, kadının velâyet hususundaki isteksizliği ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde çocukların velâyetinin babaya verilmesinin, çocukların gelişimi, huzuru ve de mutluluğu için daha uygun olacağı, kadının ziynetlerin varlığını ve erkek tarafından alınarak bir daha verilmesini ispatladığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin zina nedeniyle boşanma talebinin reddine, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının iştirak nafakası talebinin reddine, kadın lehine aylık 450,00 TL tedbir ve 800,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; evlilikte kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece erkeğin ilk talebi bakımından red kararı ile ikinci talebi bakımından kabul kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını, erkeğin kabul edilen asıl davası, müvekkili lehine hükmedilen nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflara yüklenen kusurların hatalı tespit edildiği, erkeğin kadını 2020 yılının aralık ayında bir başkası ile mesajlaşırken yakaladığı, bunun üzerine kadının amcası ve erkek kardeşinin gelerek kadın ve çocukları alıp götürdüğü, 1 hafta ya da 10 gün sonra erkeğin gelerek kadını ve çocukları alarak müşterek haneye getirdiği, son olaya kadar yani aralık ayından 2021 yılının haziran ayına kadar tarafların bir evde yaşadıkları, dolayısıyla bu tarihe kadar eşler arasında olan tüm kusurların affedilmiş sayılacağı, dolayısıyla değerlendirilmesi gereken olayların ancak son 6 aydaki olaylar olduğu, dilekçelere göre son 6 ayda gerçekleşen olaylar kadın yönünden, erkek ile ayrı odada yatmaya başladığı, erkeğe yabancı gibi davrandığı, erkeği eşi yerine koymadığı, erkeğin kardeşine hakaret ettiği, erkeğin ailesi konuşmak için geldiğinde ortada hiç bir şey yokken camı ve kapıyı açarak "yetişin beni öldürüyorlar" diye bağırdığı, en son olayda kollarını sıkmak ve çizmek suretiyle erkeğe şiddet uyguladığı, erkek yönünden ise kadının telefon kullanmasının engellenmesi, çocuğa alınan telefon üzerinden haberleşmek zorunda kaldığı, erkek ve ailesinin sürekli aşağıladığı, hakaret etmesi ve fiziksel şiddet uygulaması, erkeğin karılık yapmıyor diyerek aile sırlarını paylaşması olduğu, son 6 aydaki olaylar dikkate alındığında, erkeğin en son olayda eşine fiziksel şiddet uyguladığı, önceki yaşanan güven sarsıcı davranışlarından dolayı kadının telefon kullanmasına izin vermediği, kadının çocuğa ait telefon üzerinden haberleşmek zorunda kaldığı(dosyada bulunan mesaj kayıtlarından anlaşılacağı üzere), kadının ise yine son olayda eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tüm tespit edilen kusurlara göre evlilikte " kadının az, erkeğin ağır kusurlu " olduğu, tarafların kusurlu hareketleri sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, dolayasıyla her iki tarafın da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davalarının kabulünde bir hata olmadığı, ancak kusurların ve derecelerinin değiştirilmesi gerektiği, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, her hangi bir isabetsizlik görülmediği, zina terditli açılan davada zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının kabulünde bir isabetsizlik de olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kadının istinaf başvurusunun reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için yasal faiziyle birlikte 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde; erkeğin yaşanan sürecin hiçbir aşamasında kadını affetmediğini, bu süreçte çocuklarının daha fazla yıpranmaması ve çevreye olayların yansımaması, yaşanan olayların gizli kalması için anlaşmalı boşanma yapmaya ikna etmeye çalıştığını, evlilik birliğinin sonlanmasında sadakat yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal eden kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kadın için hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın temyiz dilekçesinde; nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.