Logo

2. Hukuk Dairesi2023/69 E. 2023/2748 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların kusur durumu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu olduğuna ve kadının da evlilik birliğine zarar veren davranışlarda bulunduğuna kanaat getirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1485 E., 2022/2175 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/207 E., 2022/447 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine, tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının tüm, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiklerini ve iki çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasındaki evliliğin erkeğin kadına karşı uyguladığı dini inanç ve yaradılışa aykırı cinsel taleplerde bulunmak suretiyle uyguladığı cinsel şiddet, hakaret, fiziksel şiddet, aşağılama, cinsel beraberlikten sonra para bırakarak kadını aşağılama, alkol alarak farklı cinsel taleplerde bulunma eylemleri sebebiyle kadın açısından çekilmez hale geldiğini, erkeğin eylemlerinin devam ettiğini ve erkeğin kendi kusurunu tanıklar önünde açıkça kabul ettiğini ileri sürerek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; aleyhe iddiaların ... olmadığını, kadının kendisine karşı hakaret içeren eylemlerde bulunduğunu, asıl sorunun kadının sürekli olarak telefonla meşgul olmasıyla başladığını ve bu yüzden sürekli tartışma çıkması sebebiyle erkeğin boşanma kararı aldığını, ancak süreç içerisinde ameliyat olduğu için hemen dava açamadığını, çocukların durumu öğrenmemesi adına anlaşmalı boşanma için görüşmeler yapıldığını, bu görüşmelerde uzlaşı sağlanamadığını, kadının kullandığı telefon dökümlerinin incelenmesinde değişik telefon numaralarıyla çok sayıda ve sabahlara kadar mesaj ya da sesli mesajlarla görüşmeler yaptığının ortaya çıktığını, kusurun kadında olduğunu belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmaları, velâyetin babaya verilmesine ve erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.06.2019 tarih ve 2016/658 Esas, 2019/481 Karar sayılı kararı ile; erkeğin kadınla cinsel ilişkiyi girdikten sonra masanın üzerine para bıraktığı, ters ilişkiye girmeye zorladığı, ortak konutta haftada iki üç kere içki masası kurduğu ve kadını beraber oturmaya zorladığı, alkol aldıktan sonra kendisini kaybettiği ve kadına kötü davrandığı, kadını evde çıplak gezmeye zorladığı ve "sen ancak bu kadar edersin, seni bunlara satayım da babanla abin gelsin kurtarsın" diyerek hakaret ettiği, her ne kadar tanık Gökhan'ın anlatımından erkeğin kadına cinsel ve psikolojik şiddet uyguladıktan sonra tarafların arasını düzeltmek için uğraştığını tarafların üç dört ... daha beraber yaşamaya devam ettikleri anlaşılsa da tanık Ertuğrul ve Gökhan beyanlarında kadının, erkeğin yaptıklarını hoşgörü ile karşılamadığı, beraber yaşamalarının kayıtsız şartsız bir af niteliği taşımadığının anlaşıldığı, yine erkeğin kadın ile beraber yaşadığı üç dört aylık süreçte de eşini evde çıplak gezmeye zorladığı ve "sen ancak bu kadar edersin, seni bunlara satayım da babanla abin gelsin kurtarsın" dediği, tarafların boşanma davası açılmadan önceki görüşmelerinde kadının erkeğe daha önce şans verdiğini fakat aynı davranışların devam etmesi sebebiyle ayrılmaya karar verdiğini belirttiği, her ne kadar erkek kadının başka erkeklerle kısa mesaj, sesli mesaj ve internet yoluyla mesajlaştığı ve bu suretle eşine sadakatsizlik yaptığı, ... sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia etse her iki taraf tanık beyanlarından son yaşanılan olaydan sonra erkeğin özür dilediği, boşanmak istemediğini belirttiği, erkeğin affı gösterir fiili tutum ve davranışlar içine girdiği, erkek kadına yönelik sürekli cinsel ve duygusal şiddette bulunarak kusurlu olduğundan evlilik birliğinin sarsılmış olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, babayla çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2022 tarih ve 2019/2145 Esas, 2022/483 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, kadın tarafından açılan boşanma davasına süresinde cevap verdiği ve esasa cevap süresi içerisinde verdiği, aynı tarihli dilekçesi ile de karşı boşanma davasına ilişkin dilekçesini sunduğu bu dilekçenin kayıtlara geçtiği, dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı, karşı dava dilekçesinin verilmesi esnasında 29,20 TL olarak tek harç alındığı, başvuru harcı ise hiç alınmadığı ve hükümle beraber sadece maktu harcın tamamlanmasına karar verildiği, başvuru harcına ilişkin eksiklik yargılama sırasında da giderilmediği, harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılmazyacağı, bu sebep ile karşı dava başvuru harcının yatırılması için erkeğe usulüne uygun olarak süre verilmesi, harç noksanlığı giderildiği takdirde erkeğin de karşı davasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, aksi halde 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin ... olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf istemi kabul edilerek ve İlk Derece Mahkemesi kararının bu sebep ile kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararına konu harç eksikliğin davalı-karşı davacı tarafça giderildiği, erkeğin kadınla cinsel ilişkiyi girdikten sonra masanın üzerine para bıraktığı, ters ilişkiye girmeye zorladığı, ortak konutta haftada iki üç kere içki masası kurduğu ve kadını beraber oturmaya zorladığı, alkol aldıktan sonra kendisini kaybettiği ve eşine kötü davrandığı, eşini evde çıplak gezmeye zorladığı ve "sen ancak bu kadar edersin, seni bunlara satayım da babanla abin gelsin kurtarsın" diyerek hakaret ettiği, her ne kadar tanık Gökhan'ın anlatımından erkeğin kadına cinsel ve psikolojik şiddet uyguladıktan sonra tarafların arasını düzeltmek için uğraştığını tarafların üç dört ... daha beraber yaşamaya devam ettikleri anlaşılsa da tanık Ertuğrul ve Gökhan beyanlarında kadının, erkeğin yaptıklarını hoşgörü ile karşılamadığı, beraber yaşamalarının kayıtsız şartsız bir af niteliği taşımadığının anlaşıldığı, yine erkeğin kadın ile beraber yaşadığı üç dört aylık süreçte de eşini evde çıplak gezmeye zorladığı ve "sen ancak bu kadar edersin, seni bunlara satayım da babanla abin gelsin kurtarsın" dediği, tarafların boşanma davası açılmadan önceki görüşmelerinde kadının erkeğe daha önce şans verdiğini fakat aynı davranışların devam etmesi sebebiyle ayrılmaya karar verdiğini belirttiği, her ne kadar erkek kadının başka erkeklerle yazılı, sesli ve internet yoluyla mesajlaştığı ve bu suretle eşine sadakatsizlik yaptığı, ... sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia etse her iki taraf tanık beyanlarından son yaşanılan olaydan sonra erkeğin özür dilediği, boşanmak istemediğini belirttiği, erkeğin affı gösterir fiili tutum ve davranışlar içine girdiği, erkek kadına yönelik sürekli cinsel ve duygusal şiddette bulunarak kusurlu olduğundan evlilik birliğinin sarsılmış olduğu, kadının geçimsizlikte herhangi bir kusurunun varlığı tespit edilemediği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, Erol ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına 17.05.2022 tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'ın yargılama sırasında ergin olması sebebiyle velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan, boşanmakla eşinin maddi desteğini kaybeden ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına ekonomik sosyal durum araştırması sonuçları, banka kayıtları, günün ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücü, tarafların giderleri nedeniyle ve nafakanın niteliği, hak ve nesafet ilkeleri gözönünde bulundurularak 17.05.2022 tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile hükmedilen nafakaların ve tazminatların yetersizliği gerekçeleriyle kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazlarının bulunmadığını, verilen kusurları kabul anlamına gelmemek kaydıyla af söz konusu olduğunu, Mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin kadının ... sarsıcı davranışlarına ilişkin affının söz konusu olmadığını, kadın lehine verilen tedbir ve yoksulluk nafakasıyla maddî ve manevî tazminat kararlarının haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, reddedilen davası ve tazminat talebi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar erkek dava dilekçesinde olmayan iddiaların Mahkeme tarafından kusur olarak verildiğini iddia etmiş ise de; kadın vekilinin dava dilekçesinde dine ve yaradılışa aykırı cinsel talepler olarak genel bir ifade ile erkeğin farklı cinsel taleplerine kusur olarak dayandığından ve Mahkemece verilen kusurlar bu başlık içerisinde yer aldığından ispatlanan bu eylemlerin erkeğe kusur olarak verilmesinde yanlışlık bulunmadığı, erkek vekili karşı dava dilekçelerinde kadının sadakatsizliğine dayandığı, Mahkemece son yaşanan olaylardan sonra erkeğin özür dilediği ve boşanmak istemediğini belirttiği bu haliyle bu eylemleri affettiğini gösterir tutum ve davranışlar içerisine girdiği gerekçesiyle karşı dava reddedilmişse de dinlenen tanık beyanlarıyla erkeğin özür dilemesinin kadına karşı gerçekleştirdiği cinsel eylemlere ilişkin olduğu, kadının iddia ettiği ... sarsıcı davranışlardan dolayı affettiğine ilişkin açık bir ispatın bulunmadığı, kadının sadakatsizlik boyutuna ulaştığı ispatlanmasa da kim olduğunu açıklayamadığı birden fazla erkekle diğer eşin güvenini sarsacak derecede fazla sayıda telefon görüşmesi ve mesajlaşması yaptığı sabit olduğundan kadına da ... sarsıcı davranış kusurunun verilmesi gerektiği, bu hali ile erkeğin Mahkeme kararında belirttiği bir dizi eylem ile kadına karşı uyguladığı cinsel şiddet ve kadını duygusal olarak aşağılar tarzda cinsel birliktelikten sonra para bırakılması eylemleri ile kadının ... sarsıcı eylemlerinin kıyaslanmasında erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, kadının ispatlanmış ... sarsıcı davranış kusuru dikkate alındığından erkeğin karşı davasının da kabulü gerekir ise de kadının davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden erkeğin karşı davasına ilişkin boşanmanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi ancak karşı davaya ilişkin kadın haksız bulunmakla yargılama giderleri ve vekalet ücretinden kadının sorumlu tutulması gerektiği, erkeğin ağır kusuru dikkate alındığında manevî talebinin reddinde yanlışlık bulunmamış ancak red gerekçesinin erkeğin ağır kusuruna dayalı olarak manevî tazminat talebinin reddine olarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına yargılama gideri ile vekâlet ücretine karar verilerek erkeğin kusur belirlemesi ve reddedilen davası yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, kadının tüm, erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ... sarsıcı hareket olarak müvekkile yüklenen telefon görüşmelerine ilişkin iddialar ise soyut iddialar olup dayanaksız olduğunu, erkeğin affettiğini, ayrıca Mahkemece hükmedilen nafaka ve tazminatlar davalının tam kusurlu olması ve ülkemiz ekonomik konjektörü karşısında çok çok az olması sebebiyle çok çok az olduğunu, belirlenen nafaka ve tazminat miktarlarının arttırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile erkek yararına hükmedilen yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadığını, tanık beyanlarının yetersiz olduğunu, kaldı ki af kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarınının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, dava açıldığı zaman haklı olduğu kabul edilen erkek yararına karşı davada yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi; 492 sayılı Kanunun'un 30 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 15.05.2004 doğumlu ortak çocuk Erol ...'ın temyiz inceleme tarihi itibarıyla ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.