Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7044 E. 2024/37 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının ve müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2648 E., 2023/846 K.

DAVA TARİHİ : 02.10.2019- 05.12.2019

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/549 E., 2021/569 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı karşı davacı kadının davasının kabulü ile boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava/cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin sürekli müvekkilini azarladığını, hakaret ettiğini, müvekkili ve ailesini hor gördüğünü, kadının buna ses çıkartmadığını, evlilik içindeki bütün sırları kendi ailesine anlattığını, müvekkil istemediği halde kuzeni olan Hikmet ile evliliğin ilerleyen dönemlerinde konuşmaya devam ettiğini, davalının evlilik birliği boyunca eşine ve çocuğa karşı maddî ve manevî sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya tevdii ile 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli hakaret, küfür edip fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilin ailesine saygısız davrandığını, müvekkile ve çocuğuna daima ilgisiz olduğunu, ailesinin fikirlerine göre hareket ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, aylık 1500,00 tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 5000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, mehir alacağının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların bir kısım iddialarının tarafların evliliğinin ilk yıllarına ilişkin olup, bir kısım iddialarının ise barışıp beraber yaşamaya devam ettikleri olaylara ilişkin olduğu, bu olaylar kapsamında tarafların birbirini affetiği en azından hoşgörü ile karşıladığı, yaşanan son olayda ise erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ailesinin kadını ve ortak çocuğu alarak baba evine getirdiği, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, baba ile çocuk arasında hafta sonları ayda iki kez, dini bayramlarda, sömestr ve temmuz ayı süresince kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve 550,00 TL iştirak nafakasına, koşulları oluştuğundan kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, mehir alacağına yönelik davanın ise tefrikine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; tanık İdris'in somutlaştırılmamış beyanına itibar edildiği gerekçeleri ile erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur, velâyet ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık ... 'nın dinlenilmesinden vazgeçilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, üç yaşında olan çocuk ile ayda iki kez ve temmuz ayı boyunca kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğunu belirterek kusur, tazminat ve nafaka miktarları ve kişisel ilişki yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun yine kusur belirlemesinin doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı ile günün ekonomik şartlarına göre kadın ve ortak çocuk yararına yoksulluk ve iştirak nafakası, kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru, miktarlarının uygun ve yerinde olduğu, çocuğun yaşı, devamlı olarak anne yanında kalması, anne bakım ve şefkatine muhtaç olması gözetildiğinde, yaşı küçüğün velâyetinin anneye verilmesinin doğru olduğu, yazılı şekilde baba ile kişisel ilişki tesisinin usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrarla tanık ...'ın dinlenmesinden vazgeçilmesi, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden kararın bozulmasını, ayrıca nafaka yönünden ÜFE oranında artırım yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tanık ...'ın dinlenmesinden vazgeçilmesinin isabetli ve buna bağlı olarak kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyeti anneye verilen çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi kapsamı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunun 241 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 331 inci maddeleri, 323 üncü maddesi. 324 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Muhammed Ege yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.