Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7056 E. 2024/3695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, erkeğin hukuka aykırı elde ettiği delillerin boşanma davasında kullanılıp kullanılamayacağı ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, kadının telefon görüşmelerini hukuka aykırı olarak kaydetmesi ve bu kayıtları tehdit unsuru olarak kullanması, ayrıca kadına hakaret etmesi gibi davranışlarının evlilik birliğini temelinden sarstığı ve erkeğin kusurlu olduğu, affedilmiş olayların dahi evlilik birliğinin devamı imkansız hale geldikten sonra tekrar gündeme getirilebileceği, kadının kusurlu olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/567 E., 2023/861 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, boşanmanın fer'îlerine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hukuka uygun olmayan şekilde elde ettiği ses kayıtlarını kadının yakınlarına göndermekle tehdit ettiğini ve sonrasında paylaştığını, bu kayıtları kadının telefonuna koyulan bir program ile elde edildiğini düşündüklerini, erkeğin eve gizli kamera ses kayıt cihazı yerleştirdiğini, erkeğin kadını başkalarının yanında tehdit ve hakaret ettiğini, "seni rezil ederim, seni de kendimi de öldürürüm, elimde ses kayıtların var, onları bütün tanıdıklarına gönderirim" gibi sözler söylediğini, erkek hakkında şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya elde etme suçlaması nedeniyle Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma dosyalarının bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsizlik iddiasına ilişkin sunmuş olduğu delillerin erkek tarafından kadının telefonuna yüklenen casus yazılım ile elde edildiğini, hukuka aykırı delil kapsamında olduğunu Mahkeme tarafından vakıanın ispatına ve hükme esas alınamayacağını iddia ederek kadının açmış olduğu dava ile bu dava dosyasının birleştirilmesine erkeğin davasının reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin söz konusu kayıtlardan kadının telefonundaki bir program sayesinde tesadüf üzerine haberdar olduğunu, bu nedenle erkeğin de boşanma davası açtığını, kadının iddialarını kabul etmediklerini, kadının erkekten habersiz başka bir hat kullandığını, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin kusurlu olmadığını, iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, erkeğin açtığı dava dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesini ortak çocukların tedbiren velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek tarafından açılan birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının kredi yurtlar kurumunda güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, kadının telefonuna kadının yüklediği bir uygulamadan kaydedilen konuşmalardan kadının çalıştığı yerdeki yönetici, grup sorumlusu, fabrikatör ve farklı kişilerle para karşılığı cinsel ilişki yaşadığını, müstehcen konuşmalar yaptığını tesadüf eseri öğrendiğini, kadının arkadaşları ile yaptığı konuşmalarda yaşadığı bu ilişkilere ilgili olayları anlattığını, kadının görüştüğü erkeklerin kadının hesabına para gönderdiğini, bu erkeklerden biriyle görüşmek için ortak çocukla birlikte fitness salonuna gittiğini, kadının erkeği beğenmediğini soğuk davrandığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; birleşen dava davacısı tarafından ibraz edilen 51 adet görüşme ses kaydının "özel hayatın gizliliği" ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği, bu nedenle hükme esas alınamayacağı, davacı birleşen dava davalısının kullandığı... nolu cep telefonu ile .... tarafından kullanılan ... nolu cep telefonu arasında 2017 yılında Ağustos-Eylül ayları arasında arama ve mesaj yoluyla toplam 65 görüşmenin olması, davacı birleşen dava davalısının güvenlik görevlisi olması, ...'nin davacı birleşen dava davalısının amiri olması ve başkaca yan delillerin bulunmaması nedeniyle davacı birleşen dava davalısının eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına ve güven sarsıcı hareketlerde bulunduğuna yeterli delil olarak kabul edilemeyeceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ıncı maddesi gereğince ''Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükmünün bulunduğu, buna göre birleşen dava davacısı tarafından, boşanmayı gerektirir şekilde birleşen dava davalısının kusurundan kaynaklanan bir geçimsizlik kanıtlanamadığının anlaşıldığı bu nedenle birleşen davanın reddine, asıl davaya ilişkin yapılan değerlendirmede; dinlenen davacı tanık beyanlarından ve dosyaya davalı tarafça ibraz edilen ve ne şekilde elde edildiği belirlenemeyen ses kayıtlarından anlaşılacağı üzere, davalı kocanın, eşinin görüşmelerini hukuka aykırı olarak kayıt altına aldığı, bu kayıtları başkalarına göndermekle tehdit ettiği, eşine karşı "gerizekalı, salak" gibi sözlerle hakarette bulunduğu, bu nedenlerle taraflar arasında sevgi ve saygının kalmadığı ve evlilik birliğinin temelinden sarılmasında davalı kocanın tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı, asıl davanın kabulüne karar verildiği evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadınının boşanmakla yoksulluğa düşemeyeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, davalı- davacı erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin tarafların kusur durumu gözetilerek reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle kusur belirlemesi, esas davadaki boşanma hükmü, karşı davanın reddi, tazminat taleplerinin reddi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat hükümleri yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle İlk Derece Mahkemesi tarafından erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen "kadının telefonundaki ses kayıtlarını başkalarına göndermekle tehdit ettiği, geri zekalı, salak gibi sözlerle hakaret ettiği" maddî vakıaları, davacı-davalı tanık beyanları ve Uyap sisteminden yapılan inceleme neticesinde belirlenen Manisa 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/346 Esas, 2021/41 Karar sayılı (kesinleşen) dosya içeriği ile sabit olduğu, gerek Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2018/23109 soruşturma sayılı dosyasında tanık olarak ifadesine başvurulan ....'nin beyanlarına, gerekse tarafların uzman görüşmesinde verdikleri beyanları ile kadına ait telefon kayıtlarına göre, kadının en son 2018 yılı 2. aya kadar görüşme yaptığı, bu tarihten sonra görüşmelerine devam ettiğine ilişkin iddiaların ne tanık beyanları ne de celp edilen telefon kayıtları ile ispat edilemediği, kaldı ki davalı-davacının bu konuda dosyaya sunduğu yazılı beyanlarında da aksinin iddia edilmediği, kadının bu yönde Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayet üzerine verilen 23.01.2020 tarih, 2018/23109 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar içeriğinden, erkeğin, kadının telefonuna casus program yerleştirip telefon görüşmelerine ulaştığına ilişkin bir incelemenin de yaptırılmadığı, ancak tarafların bu olay ortaya çıktıktan sonra barışıp evliliğe devam kararı aldıkları, en az 3-4 ay bir arada yaşadıkları, erkeğin kayıtları sileceğine dair verdiği sözü tutmayıp, bunları kadına karşı tehdit aracı olarak kullanmaya devam ettiği anlaşıldığı, erkeğin bu olaydan dolayı kadını affettiği, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, affedilen olaylardan dolayı karşı tarafa kusur yüklenemeyeceğinin açık olduğu, bu halde İlk Derece Mahkemesi'nin erkeğin ileri sürdüğü bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmemesinde netice olarak bir usulsüzlük olmadığı, erkeğin kadını affettikten sonra kadının bu davranışlarına devam ettiğini ispat edemediği, bu durumda, kadına atfı mümkün hiç bir kusurun ispat edilemediğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesi'nin boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde ve maddî vakıa tespitinde neticede bir usulsüzlük görülmediği, yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin, kadının telefonundaki ses kayıtlarını başkalarına göndermekle tehdit etmesi, geri zekalı, salak gibi sözlerle hakaret etmesi nedeniyle birlik görevlerini ve ailenin mutluluğunu ihlal ettiğinin anlaşıldığı, olayların akışı karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru ispat edilemeyen kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi'nin erkeğin kadını affettiği, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, affedilen olaylardan dolayı karşı tarafa kusur yüklenemeyeceği yönündeki kabulünün hatalı olduğunu, kadının ayrılana kadar kusurlu hareketlerine devam ettiğini beyan ederek kusur belirlemesi, esas davanın kabulü birleşen davanın reddi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı,noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı, 174 üncü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.