Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7072 E. 2024/3177 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan kusurun kimde olduğu, kadına yoksulluk nafakası verilip verilmeyeceği ve boşanma kararının hukuka uygun olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz sebeplerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/302 E., 2023/639 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kovancılar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/66 E., 2022/230 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, karar verilmiştir. Kararın davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verildiği halde kadının, evlenmeden önceki soyadına hükümde yer verilmemesinin doğru olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle;davalı eşi ile 2009 tarihinde resmen evlendiklerini, bu evliliklerinden 5 tane çocuklarının bulunduğunu, evliliklerinin ilk yıllarında normal bir hayat yaşadılarsa da bilahare kendisine hakaret etmeye başladığını, gelenek ve göreneklerinin birbirine uymadığını, tüm bu nedenlerle davalı eşi ile boşanmalarına, çocuklarının velayetlerinin tarafına verilmesine, tüm masrafların davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğine rağmen süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 06.09.2021 tarih ve 2020/45 E 2021/2019 K sayılı kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının davacı kocaya karşı hakaret içerikli incitici söz ve davranışları, evlilik birliğinin mutluluğunu ve huzurunu sağlamak için davacı kocaya karşı iletişim kurma hususunda yeterli özeni göstermemesi ve kendi ailesini evlilik birliğinde davacı kocaya tehdit olarak ileri sürmesi nedeniyle ağır ve tek kusurlu olduğu, davacı kocanın ise davalı tarafça ispatlanmış hafif de olsa bir kusurunun bulunmadığı, bu şartlar altında tarafları birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığı, evlilik birliğinin davalı kadının ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın taraflar için çekilmez hale geldiği kanaatine varılmış olmakla, davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davalı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL'nin dava tarihinden itibaren tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak davacıdan alınarak ortak çocuklar yararına davalıya verilmesine, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının ağır ve tek kusurlu olduğu kanaatine varıldığından davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı taraf için ara kararı ile takdir edilen aylık 250,00 TL'nin dava tarihinden (12.05.2020) itibaren tedbir nafakası olarak davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1-İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili özetle; hangi delilin hangi vakıa için bildirildiğinin belirtilmediğini, bu sebeple tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, hakarete ilişkin tanık beyanlarının somut olmadığını, dava dilekçesinde tehdit vakıasına dayanılmamasına rağmen kadına kusur olarak yüklenilmesinin iddia ve savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğunu, ayrıca olayların affedildiğini, açıklanan sebeplerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarih ve 2021/970 E 2022/160 K sayılı kararı ile; Mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verildiği halde kadının, evlenmeden önceki soyadına hükümde yer verilmemesinin doğru olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının davacı kocaya karşı hakaret içerikli incitici söz ve davranışları, evlilik birliğinin mutluluğunu ve huzurunu sağlamak için davacı kocaya karşı iletişim kurma hususunda yeterli özeni göstermemesi ve kendi ailesini evlilik birliğinde davacı kocaya tehdit olarak ileri sürmesi nedeniyle ağır ve tek kusurlu olduğu, davacı kocanın ise davalı tarafça ispatlanmış hafif de olsa bir kusurunun bulunmadığı, bu şartlar altında tarafları birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığı, evlilik birliğinin davalı kadının ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın taraflar için çekilmez hale geldiği kanaatine varılmış olmakla, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davalı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL'nin dava tarihinden itibaren tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak davacıdan alınarak ortak çocuklar yararına davalıya verilmesine, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının ağır ve tek kusurlu olduğu kanaatine varıldığından davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı taraf için ara kararı ile takdir edilen aylık 250,00 TL'nin dava tarihinden (12.05.2020) itibaren tedbir nafakası olarak davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;boşanma, tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, hakarete ilişkin tanık beyanlarının somut olmadığını, dava dilekçesinde tehdit vakıasına dayanılmamasına rağmen kadına kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığını, yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu affa uğramış beyanlar olduğu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanma kararı, hangi delilin hangi vakanın ispatı için gösterildiğinin belli olmadığı, tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, hakarete ilişkin tanık beyanlarının somut olmadığını, dava dilekçesinde tehdit vakıasına dayanılmamasına rağmen kadına kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığını, yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu affa uğramış beyanlar olduğu belirterek kararın bozularak davanın reddine karar verilmesi istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur. yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmemesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın kabulü kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.