Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7075 E. 2024/3178 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan kusurun kimde olduğu, boşanmaya bağlı olarak nafaka ve tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarının tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları ve sosyal medyada başka bir kadınla olan fotoğraflarını paylaşması nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verdiği, davalı kadının ise bu duruma göre haklı olduğu, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/680 E., 2023/1206 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/266 E., 2019/881 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı -karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dilekçesinde özetle; davalı ile 11.06.2015 tarihinde evlendiklerini, evliliklerinden bir çocuklarının bulunduğunu, davalının evliliklerinin son bir yıllık dönemi içerisinde tarafına aşağılayıcı sözlerde bulunduğunu, küfür ve hakaretler ettiğini, ortak çocuğa şiddet uyguladığını, sürekli olarak boşanacağını söylediğini, annesinin babasının yanında ağza alınmayacak sözler söylediğini ve beddua ettiğini, daha sonra aralarında soğukluk oluştuğunu ve iki aydır ayrı yaşadıklarını, tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesini talep etmiş, davacı ön inceleme duruşmasında her ne kadar çocuğun velâyetini talep etmiş ise de, çocuğun yaşı küçük olduğu için velâyetinin annesine bırakılmasını ve çocukla arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ettiğini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin davacıya karşı hakaret, küfür, beddua, aşağılayıcı sözler ve söylemediğini, çocuğa şiddet uygulamadığını, aksine müvekkiline hakaret ve küfür eden, bazen şiddet uygulayan ve bu suretle çocuğun psikolojisini bozan kişinin davacı olduğunu, davacının çalışmadığını, evde oturduğunu veya dışarıda gezdiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, bu nedenle taraflar arasında birçok tartışma çıktığını, davacının uyuşturucu kullandığını,kadının üzerinde ütü masası kırdığını, darp raporu aldığını, ayrıca davacının sayısız defa eşini başka kadınlarla aldattığını, en son bir tartışma sonrası davacının evden gittiğini, daha sonra müvekkilinin bir arkadaşına mesaj göndererek "ben kız kaçırdım, şu an onunlayım, ...'ı sildim, ondan ayrılacağım" şeklinde mesaj gönderdiğini, daha sonra müvekkilinin davacının ... isimli kadın ile birlikte yaşadığını öğrendiğini, davacının kadın ile ilişkisini alenen yaşadığını, sosyal medya hesaplarında fotoğraflarının olduğunu, kadının sosyal medya hesaplarında kendi soyadını değiştirerek davacının soyadı yaptığını ve kadının hamile olduğunu, müvekkilinin daha fazla dayanamayarak annesinin evine yerleştiğini, davacının çocuklarını görmediğini, evlilik birliğinin davacının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını belirterek asıl davanın reddi karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası,kadın için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 11.06.2015 tarihinde evlendikleri, evliliklerinden bir çocuklarının olduğu, davacı tanığı ....'nın beyanlarında belirtilen davalı kadının davacı erkeğe "ben evi terk edeceğim ancak seni de kapımda köpek yapacağım" sözünden sonra davalı kadının çocuğunu da alarak evi terk ettiği, bu olaydan sonra tarafların barıştıkları, bu olaydan bir ay kadar sonra tarafların tartışmaları sırasında davalı kadının davacı erkeğe "kazaya belaya gelesin eve neden gelmiyorsun" dediği ve çocuğunu da alarak evden ayrıldığı, bu olaydan sonra da tarafların barıştıkları, önceki olayların affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı, davacı tanığının daha sonraki olaylara ilişkin beyanlarının davacı oğlundan duyuma dayalı olduğu, davacı erkeğin davasını ispatlayamadığı, davalı tanığı ....'nin beyanlarında geçen davacı erkeğin davalı kadına şiddet uygulamasına ilişkin olaylardan sonra tarafların barıştıkları, davalı tanıkları ... ve ...'in beyanlarına göre, davacı erkeğin 2019 yılı mart ayında sosyal medyada ... adındaki kadınla birlikte el ele fotoğraflarını paylaştığı, davacı erkeğin davalı kadına mesaj göndererek "seni istemiyorum al eşyanı git" dediği tarafların bu olaydan sonra ortak oturdukları evi boşalttıkları davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, taraflar arasındaki evliliğin davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle devamı kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı anlaşıldığından asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetinin anneye verilmesine, babası ile yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, kadın için aylık 450,00 TL tedbir nafakasının kararar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir nafakasınına kararının kesinleştiği tarihten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlenmesi, maddî ve manevvi tazminatın şartalarının oluşmadığını ve miktarlarının fazla olduğunu, yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının gerekçesinin bulunmadığını, iki ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kusurlu tarafın kadın olmasından dolayı lehine de vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini, boşanma hükmüne bir itirazının bulunmadığını beyan ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının ve iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, vekâlet ücretleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.