"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2625 E., 2023/1166 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/297 E., 2019/238 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın tarafından hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, vekalet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden davalı- davacı kadın vekili; maddî-manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, tedbir nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusur belirlemesi davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından, nafakalara ilişkin hüküm ise davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle tarafların bu yönlerden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına,kadın için aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00TL maddî, 250.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının eve geç saatlerde gelmesinin, evinin ihtiyaçlarını karşılamamasının, ortak çocukları ile ilgilenmemesinin, başka bir kadınla ilişki yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmasının, davalının davacının ailesini istememesinin, davacı ve ailesini evden kovmasının, davacı ve ailesine hakaret etmesinin, evliliklerine ailesinin müdahale etmesine izin vermesi şeklindeki kusurlu davranışlarının olduğunun, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasında davacı erkeğin davalı kadına göre ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 5.000,00 TL maddî, 2.500,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, tarafların ortak çocukları ile baba arasıda kişisel münasebet tesisine, tarafların ortak çocukları ... lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakası takdirine, takdir edilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, tahsilde tekerrür olmaması ve mükerrer tahsilata sebebiyet vermemek kaydıyla 20.11.2018 tarihli ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakaları tahsil edilmiş ise mahsubuna, ortak çocuklar için harcanmak üzere davalıdan alınarak velayeten davacı anneye verilmesine, tarafların ortak çocukları Kübra Melek lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakası takdirine, takdir edilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, tahsilde tekerrür olmaması ve mükerrer tahsilata sebebiyet vermemek kaydıyla 20.11.2018 tarihli ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakaları tahsil edilmiş ise mahsubuna, ortak çocuklar için harcanmak üzere davalıdan alınarak velayeten davacı anneye verilmesine, davacı lehine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, hükmedilen tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, vekalet ücreti yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu, 25.000,00- TL maddî ,25.000,00- TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, diğer istinaf taleplerinin hukuka ve usule uygun olduğundan esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili; maddî-manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, tedbir nafaka miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkeğin tüm, davalı- karşı davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi, davalı- karşı davacı kadın vekilinin nafakalara yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçelerinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî, manevî tazminatların miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3. Davacı- karşı davalı erkeğin tüm, davalı- karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Raziye'ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Faruk'a yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.