"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/572 E., 2023/1192 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bayındır Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/470 E., 2019/477 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Bayındır Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesine boşanma davası açtığını, Mahkemece 2010/209 Eas 2011/277 Karar saıyı ilamı ile davacının boşanmada kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, kararın 06.12.2012 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden bu yana da tarafların ortak hayatı kuramadıklarını ve aradan geçen sürede de birlikte yaşamadıklarını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesininson fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı aleyhine açmış olduğu Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/209 Esas 2011/227 Karar sayılı dosyasında verilen red kararı sonrası İzmir 7.Aile Mahkemesi'nin 2013/951 Esas 2014/670 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, bu davanın reddedildiğini, kararın 11.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, açılan iş bu davada 3 yıllık sürenin İzmir 7.Aile Mahkemesi'nin 2013/951 Esas 2014/670 Karar sayılı dosyasında verilen red kararının kesinleşme tarihi olan 11.09.2015 tarihinden itibaren başlayacağını, 3 yıllık sürenin 11.09.2018 tarihinde sona erdiğini, son boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süre dolmadığından davanın reddine karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde davalı lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, boşanmanın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı lehine 80.000,00 TL maddî 80.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalıya düğün yapılacağına dair söz verdiği halde yapmadığı, bu sebeple davalının davacının yaşadığı yer olan Almanya'ya gitmediği, nikahtan sonra davacının Almanya'ya gitttiği, 3 ay sonra döndüğü 15 gün davalının evinde kaldığı, tekrar Almanya'ya gidip davalıya "Bilet göndereyim gel" dediği, sonrasında davalıyı arayıp sormadığı, tarafların ortak yaşamlarının olmadığı, davacının davalı eşine sahip çıkmadığı, ortak yaşamlarının olması için çaba sarfetmediği, dosya kapsamından tarafların 15 gün bir arada yaşamalarının davalı kadının komşuları tarafından hoş karşılanmadığı ve davalı kadının menfaatinin zedelendiği, red ile sonuçlanan ve 06.12.2012 tarihinde kesinleşen Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/209 Esas 2011/277 Karar sayılı boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası koşullar oluştuğu gerekçesi ile davacının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, 4.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 5.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalı kadına ödenmesine, aynı miktar nafakanın karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davacının iki ayrı boşanma davası açtığını ikisinin de red edildiğini, ikinci davanın reddinden itibaren üç yılın geçmediğini, verilen nafakalar ile maddî ve manevî tazminatın az olduğu yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek, nikahtan sonra düğün yapacağına söz vermesine rağmen daha sonra düğün yapmadığı ve Almanya'da yaşayan erkeğin bilet gönderirim diyerek geri döndükten sonra kadını arayıp sormadığı bu suretle yükümlülüklerine aykırı haraket ettiğinden tam kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat ve yoksulluk nafakası az olduğu, davalı kadın vekilinin, lehine hükmedilen maddî tazminata, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebi kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının ve gerekçenin düzeltilmesine maddî tazmınat ile yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, davalı kadın vekilinin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, 50.000,00 TL maddî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, kadın için boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren her ay 700,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; boşanma davasının kabulü ile tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasına göe açılan boşanma istemine ilişkin davada boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.