Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7092 E. 2024/4748 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ve ziynet alacağının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve usul kurallarına uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/575 E., 2023/891 K.

KARAR : Esastan ret (ziynet alacağı davasında istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması)

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/25 E., 2021/182 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne, eşya alacağı davasında açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ziynet alacağı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, diğer yönlerden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının ve babasının kendisine hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, ev eşyalarını boşalttıklarını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ev eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin her konuda yalan söylediğini, müvekkili adına sahte sözleşmeler dahi yaptığını, herkesi dolandırdığını iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilik öncesinden beri kendisini Vakıf Bank’da görevli banka müdür yardımcısı olarak tanıttığı, her öğlen bankadan yemek yemek için kayınvalidesinin evine gittiği, banka çalışanıymış gibi davranarak esaslı güven sarsıcı bir davranışı evlilik süresince sürdürdüğü, aile ve arkadaş çevresinden sürekli olarak yalan söyleyerek borç aldığı ve ödemediği, kadın adına sahte işlemlerle bireysel abonelik sözleşmeleri imzalayarak kadın hakkında icra takibi yapılmasına sebep olduğu, kadının ise iş yerine de yakın olmasından dolayı sık sık annesinin evinde kaldığı, bazı hafta sonları ortak konutlarında gelip kaldığı, bu şekilde aynı zamanda evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluklardan da kaçındığı, erkeğe “Evli kaldığın süre boyunca ister hırsızlık yap, ister kapkaççılık yap her ay benim avucuma 8.000,00 TL para vereceksin" dediği, erkeğin bankada çalışmadığının anlaşılması üzerine çıkan tartışmada kadının babasının erkeğin boğazını sıkıp ölümle tehdit ettiği, kadının “Orospu çocuğu, piçin oğlu” diyerek tokat attığı, toplanan bütün bilgi ve belgeler, özellikle tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, her iki tarafın da çok sayıda kusurlu davranışının bulunduğu, erkeğin silsile halinde yalanlarla devam ettiği hususunda şüphe bulunmayan esaslı güven sarsıcı çok sayıda davranışlarının bulunduğu, ...’ın ise yine çok sayıda kusurlu davranışının bulunduğu, kusurlu davranışı ilk başlatan taraf, kusurun ağırlığı ve devamlılığı, tepkiselliğin aşılması suretiyle ancak yaşanan olaylara tahrik sonucu verilen davranışların kusur yoğunluğu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğunun dosya gerçeğine uygun olduğu kanaatine varıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, düzenli geliri olan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, yoksulluk nafakasının reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, erkeğin eşya alacağı davasının açılmamış sayılmasına, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi ve ziynet alacağı davası yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ziynet alacağı davasının 5.000,00 TL bedel üzerinden açıldığı daha sonra ıslah edildiği, tüm bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin ziynet eşyası alacağına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin bölümünün "39.282,00 TL alacağın 5.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, bakiyesinin ıslah tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte" şeklinde düzeltilmesine, davacı-karşı davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma ile eşya ve ziynet alacağı davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.