Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7093 E. 2024/5180 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka miktarları, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynet eşyalarının iadesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/653 E., 2023/266 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/301 E., 2022/27 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238,730 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı kadının tüm, davalı erkeğin diğer yönlerden gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin şiddet uyguladığını küfür ve hakaretler ederek aşağıladığını, evin giderlerini ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine,kadın ve ortak çocuk lehine aylık 1.500,00'er TL'den yoksulluk ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyaların aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, asıl şiddet uygulayan tarafın davacı taraf olduğunu, ailesinin gelmesini istemediğini, ailesi eve geldiğinde odadan çıkmadığını ve ailesiyle ilgilenmediğini, psikolojik rahatsızlığı bulunduğunu, küfür, hakaret ve aşağılayıcı sözlerine maruz kaldığını, konutu 12-13 kez terk ettiğini, tedaviden kaçındığını, evi terk etmeden iki ay önce yatağı ayırdığını belirterek tarafların boşanmalarına ve davacının taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 60.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıya günlük ihtiyaçları için para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, ortak çocuklarının doğumunda davacının yanına gelmeyerek ilgilenmediği, davacıya fiziksel şiddet uygulayıp boğazını sıktığı, davacının da davalı ve ailesine hakaret ve küfür ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyet kendisine verilmeyen baba ile çocuk arasında her ayın hafta sonu Pazar günleri ile dini bayramların 2. günleri saat 09.00'dan akşam 19.00'a kadar kişisel ilişki tesisine, davacı için karar tarihinden geçerli olmak üzere kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere aylık 600,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ortak çocuk için karar tarihinden geçerli olmak üzere kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 700,00 TL nafakanın davalıdan alınarak velâyeten davacıya verilmesine, davacı lehine 30.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, davacının ziynet eşyalarının iadesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf sebepleri olarak; kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları, artırmaya hükmedilmemesi ile ziynet eşyası talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf sebepleri olarak; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süresi, maddî ve manevî tazminat, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının tartışmalar sırasında davalı erkeğe bağırdığı, davalı erkeğe ve ailesine hakaret ettiği, küfrettiği, davalı erkeğin de davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşinin ve evin ihtiyaçları için yeterli para bırakmadığı, böylece evlilik birliğinin sona ermesinde davacı kadının az, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu bu bakımdan davalının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden ilk derece mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine karar vermek gerektiği, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin şekli ve süresi babalık duygularının tatmini ve çocuğun kişisel gelişimi açısından yetersiz olduğu, davacı lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı hakkaniyet gereğince fazla olduğu, davacı kadının yaşı, yeniden evlenme ve çalışma ihtimali karşısında toptan yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği, davalının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu-olumsuz karar verilmediği, davacı müşterek evden fiziksel şiddet görerek ayrıldığından, davalının iddia ettiği gibi, davacının altınları yanında götürmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı tanığı ...'in beyanından altınların davalı tarafından alındığı ve iade edilmediği anlaşıldığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davacının ziynet eşyasına ilişkin davasının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk ile davalı baba arasında, her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'den Pazar günü saat 18.00'ye kadar, Ramazan ve Kurban Bayramlarının 2. günü saat 10.00'den 3. günü saat 18.00'ye kadar, her yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen ve Ocak ayında uygulanan okul yarı yıl tatilinin başladığı hafta Pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden Pazar günü saat 18.00'ye kadar, her yıl 01 Temmuz günü saat 10.00'dan 31 Temmuz günü saat 18.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, 50.000,00 TL manevî tazminatın, 21.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararına "davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine" bendinin eklenmesine, davacının ziynet eşyası davasının kabulü ile 10 adet 22 ayar 112 gr bilezik 24.528,00 TL, 1 adet 14 ayar 8 gr zincir ucunda 1 adet tam ziynet altın 2.680,00 TL, 7 adet çeyrek altın 2.730,00 TL ile 3.302,00 TL nakit paranın aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 33.240,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, kişisel ilişki süresi, nafakaların miktarı, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, iştirak nafakası miktarı ve yıllara göre artırım oranının belirtilmemiş olması, maddî- manevî tazminat miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, velâyet, ziynet eşyası alacağı davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyetın anneye verilmesi, baba ile kişisel ilişkinin süresinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.