"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/964 E., 2023/1785 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/37 E., 2021/644 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalının şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu, evliliklerinin 5. yılında davalının iş kazası geçirdiğini ve omurilik felci nedeniyle yaşam fonksiyonlarını kullanamayacak duruma geldiğini, yaklaşık 12 yıldır davalının kişisel bakım ve temizlik işlerini kendisinin yerine getirdiğini, sırtında taşıdığını, davalıyı kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için sırtına aldığında davalının boğazına sarılıp kendisini boğmak istediğini, şiddet uyguladığını, kendisinin 46 davalının 78 kilo olduğunu, sürekli davalıyı sırtlamaktan bel ve boyun fıtığı hastalığı olduğunu, davalının dışarı çıkmasına sürekli müdahale ettiğini, kardeşine bile gittiğinde bir ihtiyacı olduğunu söyleyip gelmesini istediğini, gittiğinde de bir ihtiyacının olmadığını gördüğünü, davalının eve misafir gelmesini istemediğini, iletişim kurduğu tüm komşuları ile kavga ettiğini ve komşularını kendisinden uzaklaştırdığını, ortak haneye sadece davalının akraba ve arkadaşlarının gelebildiğini, davalının arkadaşlarıyla yanında cinsel hayatları hakkında sohbet edip kendisini utandırdığını, bu davranışını kendi abisi, kız kardeşi ve arkadaşlarının yanında da sürekli tekrarladığını, davalının ihtiyaçlarını zaman zaman ortak çocuk ...'ın karşıladığını, ...'ın davalıyı banyo yaptırırken davalının oğluna kendisini kötülediğini, gerekirse kendisini dövmesini ve hakaret etmesini söylediğini, ekonomik şiddet uyguladığını davalının ailesinin kazadan beri kendisine hiç destek olmadıklarını, davalıyı taşıyamayacak kadar hasta olduğunda bile yardım istediğinde gelip yardımcı olmadıklarını, davalı tarafından bir eş olarak değil bakıcı, hizmetçi ve adeta bir köle olarak görüldüğünü, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için 1.000,00'er TL tedbir -iştirak nafakasına hükmedilmesini, 1000,00 TL tedbir -yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, nafakalara artış oranı belirlenmesine, 50.000,00 TL maddî tazminat ile, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle boşanma talebini kabul etmediğini, geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle %99 oranında engelli olduğunu, başka bir kişinin bakım ve gözetimine ihtiyaç duyduğunu, eşinin bakım ve gözetim yükümlülüğünden kaçma adına bu davayı açtığını, şiddet iddiasını kabul etmediğini, tuvalet, banyo ve hatta yeme içme gibi en temel ihtiyaçlarını dahi kendisinin karşılayamadığını, oturduğu yerden bile kalkamadığını bu sebeplerle iddiaların imkansız olduğunu, davacının psikolojisinin de yerinde olmadığını, 2017 yılında davacının intihara teşebbüs ettiğini, talep edilen nafaka ve tazminat bedellerini ödeme imkanının olmadığını, açılan bu davada herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanlarından davalının davacıya hakaret ettiği, davacıyı ailesinin önünde aşağıladığı, davranışlarıyla ortak çocukları olumsuz etkilediği, davacının sosyalleşmesine karşı çıktığı, eve misafir gelmesini istemediği, ortak çocuğa davacıyı kötülediği, taraflar ve toplum açısından evliliğin devamında fayda kalmadığı, davalının kusurlu davranışlarıyla ortak hayatın devamı çekilmez hale geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı dinlenen tanık beyanlarından davalının ortak çocukları olumsuz etkilediği, küçüklerin bakımının anne tarafından sağlandığı, yargılama aşamasında tarafların birlikte aynı evde ikamet ettikleri çocukların bakımını birlikte sağladıkları, tarafların ekonomik sosyal durumu ve ortak çocukların ihtiyaçları davacının yoksulluk nafakası talebi mevcut olup boşanmayla davacının yoksulluğa düşme tehlikesi bulunduğu, eşine baktığı için ödenen bakım ücretinin ortadan kalkacağı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden davacının kişilik hakları saldırıya uğradığı, davacının boşanmakla beklenen ve mevcut menfaatlerinin zarar göreceği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar için aylık 300,00' er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, iştirak nafakasının her yıl ocak ayında ÜFE oranında artırılmasına, aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yoksulluk nafakasının her yıl ocak ayında ÜFE oranında artırılmasına, 18.000,00 TL maddî tazminat ile 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle davacı tanıklarının davacının kardeşi ve eniştesi olduğunu subjektif beyanda bulunduklarını, kendi tanıklarına gerekli soruların yöneltilmediğini, tekrar dinlenmediğini, ortak çocukların hala kendisi ile yaşadığını, davacının ailesinin yanında yaşadığını tazminat ve nafaka miktarını ödeyecek maddî gücü olmadığını, ses kaydındaki sesin kendisine ait olmadığı, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmadığını ileri sürüp kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği, hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz başvurusunda özetle; davacı tanıklarının davacının kardeşi ve eniştesi olduğunu, subjektif beyanda bulunduklarını, kendi tanıklarına gerekli soruların yöneltilmediğini, tekrar dinlenmediğini, ortak çocukların hala kendisi ile yaşadığını, davacının ailesinin yanında yaşadığını tazminat ve nafaka miktarını ödeyecek maddî gücü olmadığını, ses kaydındaki sesin kendisine ait olmadığı, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmadığını ileri sürüp kararın bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.