"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/721 E., 2023/1553 K.
KARAR : İsinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eğirdir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/220 E., 2021/426 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının müvekkiline karşı uzun süredir eş gibi davranmadığı, onur kırıcı davranışlarda bulunduğu, sürekli hakaret edip aşağıladığı, eşine karşı psikolojik, ekonomik, ailesel şiddet uyguladığını, çocukları babalarına karşı doldurduğunu, babalarını çocuklarının gözünde ve çevresi nazarında küçük düşürdüğünü, özel hayatlarının gizliliğini hiçbir aşamada bırakmadığını, kadının ailesinin erkeği ve ailesini hakaret edip tehdit ettiklerini, kadının da erkeğin ailesine karşı saygısız bir şekilde yaklaştığını, kendi ailesinin ortak eve gelip aylarca kalmalarına rağmen erkeğin ailesinin hiçbir zaman istenmediğini, erkeğin annesini döverek gözüne yumruk attığını, bu nedenle gözünü kaybettiğini, kadının erkeğin hastalığı ile ilgilenmediğini, sahte kayıp ihbarında bulunduğunu, evlilik birlikteliği içerisinde evlilik birliğinin kendine yüklemiş olduğu tüm sorumluluklardan kaçındığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; evliliğin her döneminde aldatıldığını, dönem dönem şiddet gördüğünü, eşi tarafından aşağılandığını, ortak çocukların eğitimlerinin aksamasının babanın davranışları sonucunda olduğunu, çocukların gördükleri psikolojik ve fiziksel şiddet sebebi ile babalarına mesafeli olduklarını, erkeğin haber dahi vermeden sürekli olarak şehir dışına gittiğini, markette gittiklerinde hesaplarının olmasına rağmen bir ekmek dahi verilmediğini, maddî olarak çaresiz kaldıklarını, kadının ailesinden yardım istemesinin dahi kusur olarak addedildiğini, sürekli ailesinin yanına göndermek isteğini, fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli olarak sadakatsiz tavırlar içinde olduğunu, müvekkiline ait olan ziynet eşyalarını harcadığını iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde başka kadınlar ile süregelen şekilde görüşerek sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eşine ve ortak çocuklara fiziksel ve psikolojik olarak şiddet uyguladığı, tehdit ve hakaret ettiği, davalı-karşı davacı kadının eşine zaman zaman "adi, şerefsiz" şeklinde hakaret ettiği, erkeğin annesinin gözüne 2017 yılında yumruk attığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun yüksek yararı gereğince velâyetinin annesine verilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ... ergin olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Sevban'ın velâyetinin anneye verilmesine, ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ... yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, karar tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk ... yararına dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihi itibariyle ergin olduğundan iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı kadının maddî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadın tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ziynet eşyası alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve sadakatsiz davranışlarda bulunduğuna ilişkin vakıaların gerçekleştiği, ancak, erkeğe kusur olarak izafe edilen kadın ve çocukları tehdit ettiğine ilişkin iddiaya ise kadın tarafından dilekçelerin teatisi aşamasında vakıa olarak dayanılmadığından söz konusu eylemin erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, yine, erkeğe Mahkemece yüklenen kusurlu davranışlar yanında erkeğin, kadını ve çocukları istemediğini söylediği, bu eylemin de erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, öte yandan, Mahkemece de belirtildiği üzere kadının eşine zaman zaman "adi, şerefsiz" diyerek hakaret ettiği, ancak erkeğin annesine 2017 yılında fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin vakıanın ise eski tarihli olup bu olaydan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, söz konusu eylemin erkek tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı, affedilen veyahut hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğinden anılan eylemin kadına kusur olarak izafe edilmesinin doğru olmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında; Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş olması doğru ise de, kusur belirlemesine ilişkin gerekçe hatalı olduğundan kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesinde özetle asıl davanın fer'îleri ile birlikte kabulü, karşı davanın fer'îleri ile birlikte reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen talepleri, kadının davasının kabulü ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırıya nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.