"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1518 E., 2022/2624 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/874 E., 2021/265 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz, sadakatsiz olduğunu, evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, güvenini sarstığı, aşağıladığını, günlerini bir odaya kapanıp bilgisayarda geçirdiğini, yatakları ayırdığını, karı-koca yaşamlarını bulunmadığını, ancak davalının cinsel günü artırıcı ilaçlar kullandığını, hakaret ettiğini, "Öl, geber" dediğini, kovduğunu, ortak konutan ihtiyaçlarıda karşılamadığını, belirterek; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını doğru olmadığını, davalının aşırı kıskanç olduğunu, sürekli olarak eve geldiklerini huzursuzluk yaptığını, davacının kendisinin yatağı ayırdığını, mesajları affettiğini, kendisini sürekli aşağıladığını, ailesine ve kendisini hiç değer vermediğini, ailesinin oturduğu eve gitmek istemediğini, eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi ekinde davalıya ait olduğu iddia edilen birtakım sosyal medya kayıtlarının dosyaya ibraz edildiği ancak mesajların gönderildiği mail adresinin davalıya ait olup olmadığı ve söz konusu mesajların davalı tarafından gönderildirildiğinin mevcut dosya kapsamı itibariyle anlaşılamadığı, bir an için söz konusu kayıtların davalıya ait olduğu düşünülse dahi 58 sayfadan ibaret mesaj kayıtlarının 05.11.2011-18.01.2012 tarihleri arasına ait olduğu ve bu tarihten sonra tarafların bir arada yaşamaya devam ettiklerinin tanık beyanları ile de doğrulandığı ve bu haliyle söz konusu husususun davacı tarafından affedilmiş yahut en azın hoşgörü ile karşılanmış olduğu; davalının eve gelen bayan misafirlere daha yakın davrandığı iddiası yönünden ise aşamalarda beyanlarına başvurulan ve taraflarında aynı zamanda ortak çocukları olan tanıklar ..., ... ve ...'in bu minvalde beyanları var ise de, tanıkların söz konusu vakıaya ilişkin beyanlarının zaman ve mekan yönünden belirsiz ve genel geçer beyanlar olduğu ve bu haliyle ispata elverişli olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen davalının gayrimeşru bir çocuğunun bulunduğu iddiasına yönelik olarak mevcut dosya kapsamı itibariyle iddiayı doğrulayan ve ispatlayan herhangi bir delilin olmadığı ve tanıklarında bu hususta görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davacı asilin safra kesesi rahatsızlığı geçirmiş olduğu ve bu durumda iken davalı eşinin davacı ile ilgilenmediği ve şiddet uyguladığı iddiası yönünden ise tanıklardan Emine'nin 8. Sınıfa giderken söz konusu olaya şahit olduğu tanığın olaya şahit olduğu zaman diliminden ikame edilen iş bu davanın açıldığı tarih arasındaki süre, tanığın 09.08.2000 doğumlu olduğu da göz önüne alındığında, söz konusu eyleminde davacı tarafından affedilmiş yahut en azın hoşgörü ile karşılanmış olduğu; davalının evin ve ortak çocukların ihtiyaçlarına kayıtsız kaldığı iddiası yönünden ise davalı tarafça dosyaya ibraz edilen hesap dökümleri, Halka Bank ... Şubesi'nin 25.02.2020 Tarihli ve Garanti Bankası Genel Müdürlüğü'nün 28.02.2020 Tarihli cevabi yazıları ile de sabit olduğu üzere davalının belirli periyotlarla ortak çocuklara para gönderdiği ve ihtiyaçlarını karşıladığı, her ne kadar tanıklar davaya konusu da edildiği üzere tarafların 8-9 yıldır ayrı yataklarda yattığını beyan etmişlerse de; yatakların ayrılarak taraflar arasında ki cinsel hayatın sona ermesinin hangi tarafın kusurundan kaynaklandığını mevcut dosya kapsamı itibariyle tespit edilemediği ve bu nedenle kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı dayanılan iddiaları ispata el verişli mevcut dosya kapsamında hukuka uygun olarak elde edilmiş başkaca delil de bulunmadığı gerekçesi ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile tüm yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin ortak çocuklar ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediği, vaktinin çoğunu bilgisayar başında geçirdiği, eşine "Öl, geber" gibi sözler söylediği, ayrı odada yatmalarına rağmen cinsel gücü arttırıcı ilaçlar kullanarak eşinin güvenini sarstığı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğu, gelişen bu olaylar karşısında evliliğin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığı ve davacı kadının davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, davacı kadın boşanma davası açmakta haklı olup, kadının boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddi yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; kadının affettiğini, kusur belirlemesi ve davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tüm yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.