Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7141 E. 2024/6047 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasında kusur belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri değerlendirilerek, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/642 E., 2023/1926 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/882 E., 2021/743 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının horoz dövüşlerine merak sarması ile problemlerin başladığını, davalı-davacının haftanın dört günü alkol aldığını, alkol aldığı zamanlarda çoğu zaman kendinden geçtiğini, eve sarhoş bir şekilde, üstü başı dağınık bazende kan içinde geldiğini, bir çok kez alkollü bir şekilde araba kazası yaptığını,aracının yandığını, eve geldiğinde huzursuzluk çıkararak ev halkını tedirgin ettiğini, davalı-davacının çok kıskanç bir insan olduğunu, davacı-davalının akrabaları ile dahi ilişkisi olup olmadığı yönünden kontrol edercesine cümleler kurduğunu, davacı-davalının iş yerinde olup olmadığını kontrol etmek için davacı-davalının iş yerine gittiğini, davalı-davacının müsrif bir kişiliğinin olduğunu, davacı-davalının davalı-davacının borçları nedeni ile bir çok kez kredi çekmek zorunda kaldığını, en son olarak davalı-davacının bir gün yine evde alkol aldığını, davacı-davalının ortak çocukları yatıracağı sırada davalı-davacının ortak çocuğun öleceğini söylediğini, çocuk ölürse davacı-davalıyı öldüreceğini, kendisine ihanet ettiğini söylediğini, sonrasında evden çıkıp gittiğini, ardından eve geri geldiğini ve davacı-davalıyı darp ettiğini bunun üzerine polis ve davacı-davalının akrabalarının geldiğini, davalı-davacının eşinin ailesine eşini götürmelerini söylediğini, davacı-davalının evden ikinci bir çorap dahi alamadan ayrılmak zorunda kaldığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, her bir çocuk için 750,00 TL iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı-davalının evliliğin getirdiği görev ve sorumlulukları yerine getirmediğini, hakaret ve aşağılanmalara katlandığını, davacı-davalının ekonomik olarak hiçbir katkısının olmadığını, davalı-davacının yıllardır varlık içinde yokluk yaşadığını, davacı-davalının davalı-davacıyı yalnızca maddî bir kaynak olarak gördüğünü, davalı-davacının alkole ve ya gece hayatına bir düşkünlüğü olmadığını, alkol bağımlılığı bulunmadığını, alkollü araç kullanmaktan veya bir olaya karışmaktan şimdiye kadar hiçbir cezasının bulunmadığını, horoz dövüşü yaptığı iddiasının da diğer iddiaları gibi soyut kaldığını, davacı-davalının lükse karşı bir düşkünlüğü olduğunu, davalı-davacının bu nedenle yapmış olduğu işinin yanında ek olarak da işler yaptığını, ailesinin ve eşinin refahı için elinden geleni yaptığını, davacı-davalının davalı-davacıya "sen adam mısın, midesiz" gibi sözler söylediğini, hakaretler ederek davalı-davacıyı küçük düşürdüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı-davacı babaya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı 750,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, nafakanın her yıl tefe/tüfe oranında attırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadını iş yerindeyken sürekli kontrol ettiği, bu şekilde kıskançlık gösterdiği, harcamalarını kontrol ettiği, haftanın belirli günlerinde gece geç saatlerde eve geldiği, aşırı alkol tükettiğinde davranışlarını kontrol edemediği, bir keresinde bu yüzden kaza yaptığı, son tartışmalarında kadının ailesine "Alın kızınızı gidin" dediği, bu nedenle kadının evden ayrıldığı, sonrasında erkeğin evin kilidini değiştirdiği; kadının da, davalı-davacı erkekten sürekli maddî taleplerde bulunduğu, bu nedenle erkeğin ek işlerde çalıştığı, kadının erkeğe yönelik ailesinin yanında "sen işe yaramazsın, sen adam olmazsın" şeklinde aşağılayıcı söylemlerde bulunduğu erkeğin ağır kusurlu, kadının ise hafif kusurlu olduğu her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 450,00'şer TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu,tanık anlatımlarının tamamen soyut, duyuma dayalı iddialar olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde;erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının birçok defa şiddet gördüğünü belirterek kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile iştirak nafakalarının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmolunmasının isabetli olduğu, ancak tazminat miktarlarının ve ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının az olduğu, bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm tesisine, 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı ...'tan alınarak davacı-karşı davalı ...'a verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ... ve ... için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacı ...'tan alınarak davacı-karşı davalı ...'a verilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu,tanık anlatımlarının tamamen soyut, duyuma dayalı iddialar olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, velâyet ve nafakaların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının birçok defa şiddet gördüğünü belirterek kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile iştirak nafakalarının miktarı yönünden, temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.