Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7142 E. 2024/6046 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, delillerin takdiri, tazminat ve nafaka miktarlarının tespiti hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/880 E., 2023/1589 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Alanya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/459 E., 2021/747 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın vekilinin sair yönlerden, erkek vekilinin ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkiline değer vermez tavırlar sergilediğini, küçümser davranışlar içine girdiğini, kötü muamelelerde bulunduğunu, müvekkilinin zihnen bedenen ve psikolojik olarak davalı tarafından mobing tarzında eylemlere muhatap olduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ev hanımı olan müvekkiline harçlık dahi vermediğini, çocuk ... karşı erkeğin, kötü tavırlar sergilediğini, erkeğin baskı ve haksız eylemlerine yıllarca maruz kaldığını, müvekkilinin, psikolojik manada ve kadın hastalıkları manasında kronikleşen rahatsızlıklar yaşar hale geldiğini, erkeğin müvekkiline haber vermeden seyahatlere gittiğini, evde yataklarını da ayırdığını, erkeğin müşterek hanede herkesin duyacağı şekilde galiz küfür ve hakaretler ettiğini, erkeğin Alanya Gürses Otomotivde çalıştığını, bu firmada finans ve diğer idari işleri yürüten yöneten kişi olduğunu, yüksek gelire sahip olduğunu, müvekkilinin ev hanımı olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilerek, çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet bedelinin erkekten tahsili ile mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline onur kırıcı sözler söylediğini ve ailesini aşağıladığını, kadının iddialarının aksine tarafların yaklaşık 2 yıldır yatakları ayırdığını, kadının sorumsuz ve kusurlu davranışlarda bulunduğunu, evlilik birliğinin yüklediği sorumluluğu yerine getirmede yetersiz kaldığını, müvekkilini başkalarının yanında rencide ettiğini, müvekkilinin ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediğini, kadının gece gündüz sadece telefonuyla ilgilendiğini, taraflar arasında yaklaşık 3-4 yıldır hiçbir cinsel birliktelik bulunmadığını, kadının ortak çocukların yani ailenin evde bulunduğu zamanlarda bile kimseye sormadan ve tek kelime etmeden müşterek konuttan çıkıp gittiğini ve geç saatlerde geri döndüğünü, bir anne olarak ve bir eş olarak çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin haber vermeden müşterek konuttan ayrılıp eve gelmediği günler olduğu, sorulduğunda hesap mı vereceğim diyerek herhangi bir açıklamada bulunmadığı, kadının kilosu sebebiyle onu aşağıladığı, kadına ve ailesine küfür ettiği, kadına "sen kadın mısın, yetiştirdiğin çocuk bu kadar olur, kadınlık yapmıyorsun" dediği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, ortak çocuklardan erkek olanı evden kovduğu, kadının babasına kredi çektirip bu kredinin bir kısmının ödemediği, kadının da evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları ihmal eder boyutta dışarı çıktığı, arkadaşlarıyla vakit geçirdiği, erkeğe "sen ne zaman öleceksin, senin mallarını satıp yiyeceğim", "salak, geri görüşlü", "hayvan öküz" dediği, kadının istediği alınmadığı zaman sorun çıkararak evi terk edip kendi ailesinin evine gittiği, erkek eşe sevgi saygı göstermediği, sürekli telefonla meşgul olduğu, erkeğe nereye gittiğini haber vermeden dışarıya çıktığı, tarafların evlilikleri boyunca bu zamana kadar bir çok kez kavga ettikleri, akabinde eş-dost-yakın akrabaların araya girmesi ile barışarak evlilik birliğinin devam ettiği ancak tarafların dava açılmadan önce uzun zamandır aynı evin içinde birbirlerine karşı küs gibi yaşadıkları, yatak odalarını ayırdıkları, zorunlu haller dışında iletişime bile geçmedikleri, tarafların sabit görülen kusurlu davranışları sebebiyle birliğin devamına imkan vermeyecek derecede evliliğin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında taraflar, ortak çocuklar ve toplum yönünden korunmaya değer bir yararın da tespit edilemediği, bu geçimsizlikte tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilerek baba ile ... arasında kişisel ilişki tesisine, ... için aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, ortak çocuk ... için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine, mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, çocuk için belirlenen tedbir ve iştirak nafakası ile erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünde istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının birçok defa şiddet gördüğünü belirterek kusur tespiti, çocuk için belirlenen nafakanın miktarı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile yine reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, sürekli ve düzenli bir geliri bulunmayan davacı- davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru görülmediği, kadının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, kadının boşanma davasında verilen karara dair sair istinaf itirazlarının esastan reddine, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-davalının ziynet alacağı davasında verilen karara dair istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının birçok defa şiddet gördüğünü belirterek kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakaların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.