"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/91 E., 2023/1161 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1071 E., 2020/1026 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli evlilik birliği içerisinde kavga çıkardığını ve müvekkiline şiddet uyguladığını, davalının ev içerisinde hiçbir masrafa karışmadığını, ekonomik şiddet uyguladığını 4721 sayılı Kanun'un 161. maddesi gereğince zina ve 162. maddesi gereğince pek kötü ve onur kırıcı davranış ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL, davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, davacı lehine 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata, davalının mal varlığı ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının, davacıya şiddet uyguladığı, ortak konut ve davacının kişisel ihtiyaçlarını karşılamayan, ekonomik şiddet uygulayan, eşine ve ortak çocuğa ilgi ve sevgi göstermeyen, davacıya karşı küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunan, bu kapsamda birlik görevlerini yerine getirmeyen davalının tam kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında yatılı biçimde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına dava tarihinden itibaren geçerli aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 500,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesi ile iştirak nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı yararına dava tarihinden itibaren geçerli aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 750,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 15.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıklarının davalıya atfedilen kusurlara ilişkin görgüye dayalı bir ifadeleri bulunmadığını, duyuma dayalı beyanların hükme esas alınamayacağını, davacı tanıklarının beyanlarının tamamen yönlendirmeye ve duyuma dayalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar hukuka aykırı olduğu gibi miktarlarının da fahiş olduğunu, delillerinin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini belirterek kararın tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, ortak konut ve davacının kişisel ihtiyaçlarını karşılamadığı, ekonomik şiddet uyguladığı, eşine ve ortak çocuğa ilgi ve sevgi göstermediği, davacıya karşı küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunduğu, bu kapsamda birlik görevlerini yerine getirmediğinin sabit olduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince davalının, davacıya fiziksel şiddet uyguladığı yönünde de kusur yüklenmiş ise de, davacı, barışma sonrasında davalının fiziksel şiddette bulunduğu yönünde bir vakıaya dayanmamış olduğundan davalıya bu yönde kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, erkeğin de yasal sürede cevap dilekçesi sunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda, ortak konut ve davacının kişisel ihtiyaçlarını karşılamayan, ekonomik şiddet uygulayan, eşine ve ortak çocuğa ilgi ve sevgi göstermeyen, davacıya karşı küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunan, bu kapsamda birlik görevlerini yerine getirmeyen davalı erkeğin tam kusurlu; davacı kadının kusursuz olduğu, bu nedenle davalının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine karar vermek gerektiğinden, davalının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, davalının diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; davacı tanıklarının davalıya atfedilen kusurlara ilişkin görgüye dayalı bir ifadeleri bulunmadığını, duyuma dayalı beyanların hükme esas alınamayacağını, davacı tanıklarının beyanlarının tamamen yönlendirmeye ve duyuma dayalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar hukuka aykırı olduğu gibi miktarlarının da fahiş olduğunu, delillerinin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini belirterek kararın tümü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.