Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7182 E. 2024/4703 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların boşanmalarına, kusur durumuna, maddi ve manevi tazminat miktarına ve yoksulluk nafakasına ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları doğrultusunda verdiği karar usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1916 E., 2023/1157 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/6 E., 2022/50 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadını beğenmediğini, fiziksel özelliklerini sürekli eleştirdiğini, kilosu ile alay ettiğini, ameliyat olmak zorunda kaldığını, cinsel birlikteliğin sağlamadığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, baskı ile evlendiğini söylediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, odalarını ayırdığını, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sosyal ortamlarda yalnız bıraktığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, estetik ameliyat olmayı kendisinin istediğini ve masraflarını erkeğin karşıladığını, evliliği maddi amaçlarla yaptığını beyan ettiğini, yüksek lisansı bahane ederek eve gelmemeye başladığını, yurtta kaldığını, onur kırıcı sözler söylediğini, sebepsiz evi terk ettiğini, sadakatsiz olduğunu, odalarını ayırdığını, cinsel birliktelikten kaçındığını 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 20.12.2018 tarih ve 2018/53 Esas, 2018/1084 Karar sayılı kararı ile erkeğin eşinin burnu ve selülitleri hakkında söz söylediği; kadının eşine olumsuz konuştuğu, özel hayatlarının olmadığı, tarafların aile sorumluluklarını taşımadıkları, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi ile kadın yararına 21.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminat talepleri, nafaka yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17.01.2022 tarih ve 2020/1133 Esas, 2022/50 Karar sayılı kararı ile Mahkemece, kısa kararda davaların kabulüne karar verilmesine karşın hukuksal dayanak olan maddenin belirtilmediği, gerekçeli karar da ise anlaşmalı boşanmaya ilişkin hukuksal dayanak olan madde 166 ncı maddenin üçüncü fıkarasına göre boşanmalarına karar verildiği; üstelik bu maddeye göre boşanmaya karar verilmesine karşın taraflara kusur yüklenildiği; ara kararla 10.06.2018 tarihinden itibaren hükmedilen tedbir nafakasının kesinleşmeye kadar devamına karar verildiği; gerekçeli kararda tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren başlamasına karar verildiği; ara kararda toptan hükmedilen yoksulluk nafakasının kesinleşmeden itibaren tahsiline karar verildiği; gerekçeli kararda ise hükmedilen yoksulluk nafakasının tahsiline karar verildiği, böylece yoksulluk nafakasının tahsili için belirlenen başlangıç süresinde çelişki yaratıldığı; gerekçeli karar içinde tarafların dayandıkları tüm vakıalara yer verilerek, hangisine neden üstünlük tanındığı belirtilmesinin gerektiği ancak sadece taraflara yüklenilen kusurlara yer verildiği; tarafların cinsel birliktelik sağlanamama vakıasına dayandığı, Mahkemece kimden kaynaklandığının tespiti için hastaneden rapor alınmayarak eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşinin burnu ve selülitleri hakkında söz söylediği, ailesi istediği için evlendiğini söylediği, davalının bilgisayar başında vakit geçirdiği, çamaşırlarını dağınık bıraktığı, başka kadınlarla cinsel içerikli yazışmalar yaptığı, cinsel birliktelik sağlanamaması nedeniyle erkeğin tedaviden kaçındığı, aile sorumluluğu taşımadığı; kadının ise erkeğin kiloları ile ilgili konuştuğu, erkek ameliyat olmak zorunda kaldığı, davacı kadının eşine olumsuz konuştuğu, düzenli ve titiz davrandığı, erkek arkadaşı ile konuştuğunu eşine söylediği, erkeğin maaş ve kredi kartlarının kadında durduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, aile sorumluluğu taşımadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma hükmü kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin çalıştığı ve düzenli gelirinin bulunduğundan reddine, çalıştığı ve düzenli geliri bulunduğundan kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin, nafaka taleplerinin reddinin nafaka taleplerinin reddinin erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, kendi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen kusurların hatalı olduğunu, tüm dosya kapsamından erkeğin, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla cinsel içerikli yazışmalar yaptığı, kavga sırasında evdeki eşyalarla babasına vurmaya çalışarak eşyaları kırdığı, tarafların cinsel münasebetin gerçekleşmesine engel olacak bedensel ve psikolojik bir durum bulunmadığı halde cinsel münasebetin gerçekleştirilmesi konusunda gerekli çabayı göstermediği, Mahkemenin belirlediği testlerden kaçındığı, erkeğin kadın ile sosyal ortamlara katılmadığı, birlikte gezmediği, ayrı odada kaldığı, yatağını ayırdığı, sürekli telefon ve bilgisayarda vakit geçirdiği, eşi ile ilgilenmediği, ev içinde dağınık bir yaşam sürdüğü, kişisel temizliğine dikkat etmediği, kadının uyarmasına rağmen dişlerini fırçalamadığı, vücudunu kanatarak kadını rahatsız olmasına neden olduğu, ailesi kendisine baskı yapmasaydı evlenmeyeceği, yalnız yaşayacağı yönünde konuşarak kadını rencide ettiği; kadının ise cinsel münasebetin erkekten kaynaklı sebeplerle gerçekleşmediği konusunda başkalarının yanında konuştuğu, yatağını ve odasını ayırdığı, yüksek lisans yapmasını bahane ederek uzun sürelerle eve gelmediği, yurtta kaldığı, erkeği sürekli eleştirdiği, aşağıladığı, evde temizlik ve yemek yapmadığı, boşanmaktan bahsettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin yine de daha ağır kusurlu olduğu; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre kadın yararına hükmedilen tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesine, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının az olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı – davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, reddedilen ve kabul edilen tazminat taleplerinin hatalı değerlendirildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat koşullarının kimin yararına oluştuğu, kadın yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 352 inci madde,353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.