"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/61 E., 2023/412 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksuluk nafakası ile 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle birliğin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde iddiaların asılsız olduğunu, asıl kusurun davacı kadında olduğunu savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2020 tarih ve 2018/134 Esas, 2020/613 Karar sayılı kararıyla; davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, aile fertlerinin yanında davacıya " avradını s..tiğimin çocuğu" "bir kaç adamla gelir seni öldürürüm " şeklinde hakaret ve tehdit söylemlerinde bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, psikolojik tedavi için verilen ilaçları kullanmadığı, her ne kadar başka bir kadınla yaşayarak güven sarsıcı davranışta bulunmuşsa da davacının bu eylemi affettiği ancak tekrar bir arada yaşarken davalının başka kadınlarla ilişkisi olduğuna dair dedikodu çıkmasına sebebiyet verdiği, davacıya yönelik baskıcı tutum ve davranışlarının olduğu, ailesi ve arkadaşlarıyla görüşmesini kısıtladığı, davacının da davalıya yönelik ailesinin büyü yaptırdığı yönünde ithamlarda bulunduğu, her ne kadar davalı tanıkları davacının kıskanç olduğuna yönelik beyanda bulunmuşsa da güven sarsıcı eylemleri sebebiyle kıskançlığa kendisinin sebebiyet verdiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının ağır kusurlu, davacının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından nafaka ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2021/20 Esas, 2022/1230 Karar sayılı kararıyla, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından nafaka ve tazminatların miktarı, davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 09.11.2022 tarih ve 2022/6944 Esas, 2022/9011 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının da az olduğu gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek davacı kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşmadığını, hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının da fahiş olduğunu, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kişilik haklarının zedelendiğinin ispat edilemediğini, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kendi kusurunun da bulunduğunu, manevî tazminatın aşırı yüksek olduğunu belirtilerek, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sair hususlar kesinleşmiş olmakla, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk borçlar Kanunu'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesini birinci fıkrası kapsamında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Davacı kadın dilekçeler aşamasında aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Usulüne uygun yapılmış bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Mahkemece talep aşılarak davacı kadın için aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek yararına yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.