"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/649 E., 2023/794 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/174 E., 2021/203 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve mehir alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının, müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, müvekkiline ve ortak çocuklara karşı fiziksel şiddet uyguladığını, davalının dinen müvekkilini boşayarak ortak konutu terk edip başka bir kadınla imam nikahı ile evlendiğini, bu evlilikten de iki çocuğu olduğunu ve birlikte yaşadıklarını, davalının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve devamlılık arz eden zina eyleminde bulunduğunu, davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, kabul etmediklerini, davalının zinası ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, mehir bedeli olarak belirlenen altın ve para karşılığı olarak 30.000,00 TL maddî tazminata, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, yabancı olduklarını ve dini kurallara göre ikinci eş olarak başka biriyle evliliğinin bulunduğunu, eşinin kendisini terk ettiğini, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, eşini affettiğini ve eve dönmesini istediğini beyanla davanın reddine, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocukların velâyetlerinin kendisine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanıklarının görgüye dayalı beyanları ile davalının başka bir bayanla aynı evde yaşadığı ve zina eyleminin sabit olduğu, bu hususun davalının, cevap dilekçesinde ve sosyal inceleme raporu için uzmanla yapılan görüşmede de ikrar edildiği, davalı cevap dilekçesinde davacı aleyhine bazı iddialarda bulunmuş ise de davacıyı affettiğini ikrar ettiği, davalının affetmesi nedeniyle davacıya kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, davacının kusurunun bulunmadığı, bu olaylara göre davalının zinanın ispatlandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte taraflar arasında geçimsizliğin olduğu, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine, davacı anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı lehine takdir edilen 150,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, davacı kadın lehine 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; velâyet düzenlemesi ile davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı kapsamında lehine takdir edilen manevî tazminat tutarının makul bulunduğu, ortak çocukların yaşları, mevcut sosyal inceleme raporu, çocukların fiilen babalarının yanında kalmaları dikkate alındığında çocukların velâyetinin babaya verilmesine ilişkin kararın yerinde olduğu, davacının maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'îsi niteliğinde bulunmadığının anlaşılması karşısında davacı lehine maddî tazminat takdir edilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususun davalı tarafça istinaf konusu edilmediği, yine davacının mehir alacağı talebi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemiş ise de, bu hususun davacı tarafça açıkça istinaf konusu edilmemesi ve mehir talebinin kanuni zamanaşımı süresi içerisinde yeniden talep edilmesine engel bir durumun da bulunmadığı gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; velâyet düzenlemesi ile davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci ve 336 ncı madesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir suretinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.