"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/670 E., 2023/791 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tazminatlara ve nafakalara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, bileziklerle ilgili tartışma sonrasında evden kovduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının davacı kadının beklentilerinin yüksek olmasından kaynaklandığını, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24/03/2021 tarihli ve 2018/881 Esas, 2021/170 Karar belirtilen kararı ile davalı erkeğin eşine "senin ağzına s.çarım, senin ananı sinkaf ederim, şerefsiz" şeklinde küfür ettiği ve bağırdığı, davalı erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmiş ise de, bu olaydan sonra tarafların barıştıkları, bu olayın davacı kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğu, eşine küfür ve hakaret eden, gelirlerine göre aşırı harcamalar yapan davacı kadının boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için 300,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden 100,00 TL arttırılarak boşanma davasına ilişkin karar kesinleşinceye kadar 400,00 TL'sı üzerinden devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, mahkemenin kusur değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları göz önüne alındığında hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu, müvekkilin evlilik birliği boyunca şiddete maruz kalması göz önüne alındığında maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.09.2022 tarihli, 2021/977 Esas, 2022/1235 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda birbirlerine karşılıklı hakaret ve küfür içeren ifadeler kullanan her iki tarafın eşit kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile, davacı kadın vekili tarafından kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, kusur tespitinin gerekçe kısmında açıklandığı şekilde eşit kusurlu olarak düzeltilmesine, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davacı kadın vekili tarafından yoksulluk nafakası yönünden yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilgili bendin kaldırılmasına, davacı kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, sair istinaf istemlerinin esastan reddine, karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların reddi, nafakaların miktarları yönünden, davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 18.01.2023 tarihli kararı ile Mahkemece davalı erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı ancak sonrasında evliliğin devam ettiği bu nedenle davacı kadın tarafından affedildiği değerlendirmesi yapılarak karar verilmiş ise de dosyadaki tanık beyanlarından davalı erkeğin eşine süregelen şekilde şiddet uyguladığı, son olayın da yine erkeğin fiziksel şiddet uygulamasından kaynaklandığı, bu eylemlerin süreklilik arz etmesi nedeniyle af olarak nitelendirilemeyeceği o hâlde Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanında davalı erkeğin davacı kadına süregelen şekilde fiziksel şiddet uygulamak suretiyle de kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkek ağır kusurlu olduğu, davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, o hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğundan bahisle hükmün bu yönlerden bozulmasına, erkeğin iştirak nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine, bozma kapsamı dışında kalan sair yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyma kararı verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda, yapılan yargılama sonucunda; tüm dosya kapsamı, tanık ifadeleri, iddia, savunma göz önüne alındığında, davalının davacı eşine " senin ağzına s.çarım, senin ananı sinkaf ederim, şerefsiz sensin" şeklinde küfür ettiği ve bağırdığı, davalı erkeğin eşine süregelen şekilde şiddet uyguladığı, son olayın da yine erkeğin fiziksel şiddet uygulamasından kaynaklandığı, davacı kadının ise, davalı eşine " senin ağzına s.çarım, senin ananı sinkaf ederim, lan şerefsiz, ben seni çağırdım neden gelmiyorsun, telefonumu neden açmıyorsun" sözlerini kullanarak hakaret ettiği, belirlenen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadın lehine tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü, kusur durumları, hakkaniyet gereği 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü, kusur durumları, dikkate alındığında kadın yararına aylık 1000.00 TL yoksulluk nafakasına, yine müşterek çocuğun yaşı, eğitimi, ihtiyaçları göz önüne alındığında müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; davalının ekonomik durumu ve maaşı yasal olarak gözüken miktarın çok üzerinde olduğundan,tazminatların, yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarının ve kusur belirlemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların, yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarı ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, davacı lehine maddî manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, davacının hali hazırda çalışmakta olup maddî durumu yerinde olduğu, nafaka şartları bulunmadığı, çocuğun baba yanında kaldığı babanın çocuğa nafaka ödemesinin haksız olduğu, çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği, davacı kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
1.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Kadir'e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.