Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7225 E. 2023/4810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyularak belirlenen tazminat miktarında hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kapsamı dışında kalan hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/984 E., 2023/1176 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminatlara karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Lila'nın velayetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, yararına 1.000.000,00 TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, aylık 10.000,00 USD tedbir ve yoksulluk nafaksına,ortak çocuk için aylık 7.500,00 USD tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2014/888 Esas, 2018/407 Karar sayılı kararıyla; davacı karşı davalı erkeğin davasını ispat edemediği, davalı karşı davacı kadının davasında ise davalı erkeğin eşini tehdit ettiği, hakaret söylemlerinde bulunduğu, eşine şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesi ile; davacı karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı karşı davacı kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine, ara kararla kadın yararına aylık 1.000,00 TL ve ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL nafakaya tedbiren hükmedilmiş olmakla bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadğına, çocuk yararına aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı vekili kusur tespiti, velayet, iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden, davalı karşı davacı vekili kusur tespiti, davalı karşı davacı ve müşterek çocuk için hükmedilen tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2020/879 Esas, 2021/1361 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince davacı karşı davalı erkeğe eşine şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği vakıasının kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamı ve ceza dosyası içeriğinden taraflar arasında yaşanan son tartışmada davacı karşı davalı ile davalı karşı davacının babası arasında karşılıklı hakaret ve tehdit eylemlerinin olduğu ve tanık beyanından davacı erkeğin davalının babasının boğazını sıktığı davacı karşı davalı erkeğin eşini tehdit ettiğinin sabit olduğu, davalı karşı davacı kadının ise herhangi bir kusurlu davranışının ispat edilemediği, davalı karşı davacı kadının aldatma iddiasına dilekçeler teatisi aşamasında dayanmadığından bu hususun kusur olarak yüklenmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru olduğu, müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası ile davalı karşı davacı için takdir edilen maddî tazminatın miktarının az olduğu ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile tarafların kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne gerekçenin düzeltilmesine, davalı karşı davacının müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının miktarına, yoksulluk nafakası talebinin reddine ve maddî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kısmen kabulüne kararın buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, müşterek çocuk ...için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı karşı davacı kadın tarafından ise nafakaların ve tazminatların miktar yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 2022/605 Esas ve 2022/3450 Karar sayılı kararı ile; kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının ve maddî ve manevî tazminatın az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesi verilen davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 2.500 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili; kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddî manevî tazminat miktarı yönünden, davalı karşı davacı kadın vekili hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 08.03.2023 tarihli kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı-karşı davacı kadın yararına bu kez 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş ise de kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat konusunda yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 400.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur oranlarının belirlenmesi, tedbir, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ödemeye mahkum edilmesi ve miktarları yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığını noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı- karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.