Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7235 E. 2024/3506 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan tapu iptal ve tescil davasında, boşanma nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı, haklılık durumu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanmaları nedeniyle dava konusu taşınmazın aile konutu vasfını yitirmesi ve davanın konusuz kalması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/192 E., 2023/773 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/772 E., 2020/752 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı bulunan Silivri ... mahallesi 175 Ada 29 parselde kayıtlı 32/160 arsa paylı dairenin tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına, daire satılmış ise satışın iptali ile eski hale getirilmesine, olmadığı takdirde satış bedelinin yarısının satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte kendisine verilmesine, adli yardımdan yararlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Dava konusu taşınmazın tapu kayıt malikleri olan dahili davalılar ..., ... ve ... davacı vekilinin 03.09.2018 tarihli dilekçesi ile davaya dahil edilmiş, dahili davalılarca cevap dilekçesi sunulmamış, dahili davalılar vekili 19.10.2020 tarihli beyan dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı eşin evlilik birliğinin halen devam ettiği, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, davalı eşin bir tartışma sonrasında ortak haneyi terk ederek sonrasında davacı eşin rızasına başvurmadan dava konusu taşınmazı satarak devrettiği, dahili davalıların ise davaya süresinde cevap vermedikleri, sonrasında vekilleri aracılığı ile beyan dilekçesi sunarak iyi niyetli kabul edilmeleri gerektiği yönünde talepte bulundukları, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 175 ada, 29 parsel 159,98 m2 'lik ve 32/160 arsa paylı dahili davalılar ..., ... ve ... adına kayıt ve tescilinin iptali ile taşınmazın davalı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Dahili davalılar vekili istinaf dilekçelerinde; kararının yeterli inceleme ve araştırma yapılmayarak verildiğini, kararın harç yönünden düzeltilmesi gerektiğini, taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden değil keşif tarihindeki değer üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, karşı taraf nispi vekâlet ücretinin de yanlış hesaplandığını, karşı taraf vekâlet ücretinin de tıpkı harç gibi taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, ancak bunun da keşif tarihindeki değer üzerinden hesaplandığını, dahili davalıların dava konusu taşınmazı iktisaplarında tapu siciline güven ilkesi gereği iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olduklarını, zira taşınmaz edinildiği sırada tapu kaydında aile konutu şerhi ibaresi bulunmadığını, şerh olmadan aile konutu savunmasının dinlenemeyeceğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli sözlü yargılama ve hüküm duruşma tutanağının başlığında yazılı celse tarihi, hakim ve zabıt katibi ad ve soyadı sicili tutanak sonunda yazılı olandan farklı ise de, bu durum usul ekonomisi gereği maddî hata niteliğinde kabul edilerek hataya değinilmekle yetinildiği, yapılan incelemede; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine göre, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konutun aile konutu özelliğini taşıdığı, bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh kurucu değil açıklayıcı şerh özelliğini taşıdığı, dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu ve davacının açık rızası alınmadan 12.06.2016 tarihinde davalı ... tarafından dahili davalılara satıldığı, ne var ki, taraflar Silivri Aile Mahkemesinin 22.03.2018 tarih ve 2016/681-2018/269 E-K sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanmaya ilişkin hüküm 09.02.2021 tarihinde kesinleşmiş olduğundan dava konusu taşınmazın aile konutu vasfını yitirdiği, eldeki davanın konusuz kaldığı, dava konusu taşınmazın davacı ve davalı ...'ın aile konutu olduğu, taşınmazın davalı ... tarafından dahili davalılara satışı hususunda davacının açık rızasının alınmadığı sabit olduğundan davacı eldeki davayı açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle konusuz kalan davada hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kademeli ve nispi olarak tayin ve takdir edilen 16.485,70 TL vekâlet ücretinin davalı ... ile dahili davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalıların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; haklı davasının kabulü gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu ve vekâlet ücretinin eksik hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı eş ... bizzat verdiği temyiz dilekçesinde; davacının haksız olduğunu, evden gönderildiğini, kredisi devam eden adına kayıtlı tek evini sattığını, halen bedelini alamadığını, vekili tarafınan düzgün bir şeklide temsil edilmediğini, yargılama giderlerinin tarafına yüklenmesinin hatalı olduğunu, ayrıca aleyhe nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında açılan tapu iptal ve tescil davasında davacı ve eski malik olan davalı ...'ın boşanmaları nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı, haklılık durumu ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 331 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli sözlü yargılama ve hüküm duruşma tutanağının başlığı yanlış düzelenmiş ise de bu durum mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.