"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1150 E., 2023/1081 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1181 E., 2023/219 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, diğer hususlarda inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı dava cevap-cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 24.10.2010 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, taraflar arasında evliliklerinin 3.ayından itibaren cinsel ilişki kurulamadığının, bu durumun 7 yıl boyunca devam ettiğinin, müvekkilin evlenmeden önce çocuk sahibi olmak istediğini belirtmesine rağmen davalı eşin cinsel problemleri olduğunu müvekkile söylemediğini, davalının cinsel problemlerin çözümü için tedaviyi ret ettiğini, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkilin ayrılık sonrası ayrı bir eve çıktığı, maddi sıkıntı içinde bulunduğundan aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini, müvekkilin davalı eşi sürekli olarak tedaviye yönlendirmeye ve evliliğini kurtarmaya çalışmış olan müvekkil 7 yıldır psikolojik olarak baskı altında kaldığı, kendisini cinsel ilişki kurulmak istenmeyecek biri olup olmadığı şeklinde sorgulamalar içinde bulduğunu bu nedenle ruhsal çöküntü içinde bulunmasından dolayı 100.000,00 TL manevi, evlilik birliği süresince yapılan masraflar için 100.000,00 TL maddi tazminatların dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 22.01.2018 tarihinden itibaren ayrı yaşadıklarını, müvekkil ile davacı eş arasında cinsel anlamda anlaşmazlık ve sorun bulunmadığını, müvekkilin cinsel bir rahatsızlığının bulunmadığını, davacı-davalının çocuk sahibi olmak istediğini, ancak müvekkilin çocuk sahibi olmak için erken olduğunu, bunu eşi ile konuşarak hallettiğini, davacının müvekkilin cinsel sorunu olduğu iddialarının asılsız ve onurunu zedeleyen iddialar olduğunu, bu sorunu davacı-k.davalıdan gizlediği iddialarınında soyut bir iddia olduğunu, müvekkil eşinin çalışıyor olmasına rağmen onun maaşını talep etmediği, davacı-davalının evin ortak giderlerine katılmadığını, evin tüm ortak giderleri ve davacı-davalı eşin özel ihtiyaçlarının müvekkil tarafından karşılandığını, müvekkilin bunları konu bile etmediğini, cinsel sorun nedeniyle rapor aldırılması halinde bu durumun açıkca ortaya çıkacağını belirtirek davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkil hakkında cinsel rahatsızlık ithamları nedeniyle müvekkilin erkeklik onurunun incinmesi ve 7 yıl boyunca yaşadığı psikolojik baskı sebebiyle 100.000,00 TL manevi tazminatın davacı-k.davalıdan alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı/k.davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2019 tarih ve 2018/115 Esas 2019/338 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin davacı kadının ihtiyaçları için yeterli maddi destek ve para vermediği, davacı kadının ihtiyaçları için kardeşlerinden para istemek zorunda kaldığını, davacı kadın ve davalı erkekte cinsel ilişkiye engel olacak şekilde fizyolojik ve psikolojik bir rahatsızlık olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir sağlık raporu ve somut bir delil olmadığı, cinsel ilişkiden kaçınanın kadın olduğuna ilişkin bir delil de mevcut olmaması karşısında erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşıldığının kadının açtığı davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili; müvekkilinin cinsel ilişkiden kaçındığına dair bir delil ve somut olgu da bulunmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan tarafın davacı-karşı davalı olduğunu, karşı davalarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden, davacı-davalı kadın vekili ise; nafaka, maddi ve manevi tazminatı miktarları ve davalının varikosel tedavisi olduğunu, üniversiteden alınan raporda davalının sadece fiziksel açıdan değerlendirildiğini, hormonal ve psikolojik değerlendirme yapılmadığını, alınan raporun eksik olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2021 tarih ve 2019/1498 Esas, 2021/1413 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin varikosel rahatsızlığına ilişkin tedavi evraklarının tamamı tedavi olduğu sağlık kuruluşundan celp edilerek, dosyadaki her iki rapor ile birlikte davalı erkek tam teşekküllü Devlet Hastanesine veya Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek, davalıdaki varikosel rahatsızlığının ve geçirdiği operasyonun tıbbi bir zorunluluk olup olmadığı, cinsel soğukluğa neden olup olmayacağı, bu rahatsızlığın sperm ve hormon üreten testisin fonksiyonlarında bozukluk oluşturup oluşturmayacağı, bu operasyonun öncesinin ve sonrasının cinsel birleşmeye engel oluşturup oluşturmayacağı araştırıldıktan sonra tarafların kusur durumu yeniden belirlenerek, Anayasa'nın 141 ve HMK'nın 297 maddesine uygun şekilde yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak ve kaldırılan tüm hususlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek denetlenebilir şekilde karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki evlilik birliği devam ederken kadının eşler arasında mahrem olarak kabul edilen cinsel hayatlarına ilişkin konuları yakın çevresine ve akrabalarına anlattığı böylelikle kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek şekilde tarafların evlilik sırlarını ve yatak odası mahremiyetlerini ifşa ettiği buna karşılık erkeğin de eşinin maddi ihtiyaçlarını düzenli bir şekilde karşılamadığı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olacak şekilde harçlık vermediği böylelikle eşine karşı ekonomik şiddet uyguladığı yapılan yargılama ve toplanan deliller ile sübuta erdiği, tarafların evlilikleri süresince düzenli bir şekilde cinsel ilişki kuramadıkları toplanan delillerden anlaşılmış ve evlilik birliği süresince düzenli cinsel birlikteliğin yaşanmaması olayından kaynaklı olarak erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu ve davalı-davacı erkeğin de ağır kusurlu oldukları anlaşıldığından asıl ve karşı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 600,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi olan 14/02/2023 tarihi itibariyle 400,00 TL arttırılarak aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar bu şekilde devamına, karar kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakanın davacı/k.davalı kadın için yoksulluk nafakası olarak devamı ile her ay davalı/k.davacıdan alınarak davacı/k.davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; 50.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı/k.davacıdan alınarak davacı/k.davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, erkeğin manevi tazminat talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; ilk kararda erkeğin davasının reddedildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası davalının davasının kabulüne karar verilmesinin hakkaniyete, usule ve hukuka aykırı olduğunu, kaldırma kararı sonrasında erkeğin doktora gitmekten kaçındığını, müvekkilinin evliliğin bitiş sebebi hakkında yakın çevresi ile konuşmasının doğal olduğunu, yeni bir delil olmadan bu durumun ilk derece mahkemesince kusur olarak yüklenemeyeceğini, müvekkilinin çalışmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, karşı davanın kabulünün yanlış olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili erkek vekili istinaf dilekçesinde; Yargıtayın hakim görüşüne göre müvekkilinin kusurlu sayılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin cinsel sorunlarının olduğu iddiasının köyde herkesin diline dolandığını, müvekkilinin önceki raporda patolojik sorununun olmadığının ispatlandığını, ağır kusur tespitinin yanlış olduğunu, nafaka ve tazminatlara karar verilmesinin yanlış olduğunu, müvekkili lehine tazminat verilmemesinin yanlış olduğunu, asıl davanın reddi gerektiğini, davacının çalıştığını, yoksulluk nafakası için gereken şartların oluşmadığını bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı deliller ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından tarafların istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin doktora gitmekten kaçındığının, müvekkilinin evliliğin bitiş sebebi hakkında yakın çevresi ile konuşmasının doğal olduğunu, yeni bir delil olmadan bu durumun ilk derece mahkemesince kusur olarak yüklenemeyeceğini, müvekkilinin çalışmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, karşı davanın kabulünün yanlış olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı vekili erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin kusurlu sayılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin cinsel sorunlarının olduğu iddiasının köyde herkesin diline dolandığını, müvekkilinin önceki raporda patolojik sorununun olmadığının ispatlandığını, ağır kusur tespitinin yanlış olduğunu, nafaka ve tazminatlara karar verilmesinin yanlış olduğunu, müvekkili lehine tazminat verilmemesinin yanlış olduğunu, asıl davanın reddi gerektiğini, davacının çalıştığını, yoksulluk nafakası için gereken şartların oluşmadığını bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi maddesi maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine ekonomik şiddet uygulayan, evlilik süresince düzenli cinsel birliktelik yaşanmamasına sebep olan erkeğin ağır; eşler arasında mahrem olarak kabul edilen cinsel hayatlarına ilişkin konuları yakın çevresine ve akrabalarına anlatan kadının ise az kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde tarafların daha önce de başka evliliklerinin olduğu, kadının dava dilekçesinde evliliklerinin ilk üç ayında düzenli birliktelik yaşadıklarını ancak sonradan cinsel birliktelik yaşanmadığını iddia ettiği, toplanan delillere göre ilk üç aydan sonra düzenli cinsel ilişki yaşanıp yaşanmadığı, yaşanmamış ise bunun kimden kaynaklandığının tespit edilemediği, bu durumda; erkeğe kusur olarak yüklenen "düzenli cinsel birliktelik yaşanmaması" vakıasının dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklindeki kusur belirlemesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda ikinci bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafaların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. İlk Derece Mahkemesince erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ...'ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.