"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/848 E., 2023/1067 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için 3.000,00 TL tedbir iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin boşanmak istemediğini taraflar arasında somut bir boşanma gerekçesinin de olmadığını beyan ederek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda 22.06.2022 tarihli ve 2021/181 Esas, 2022/476 Karar sayılı kararı ile, davacı erkeğin eşinin harcamalarını aşırı derecede kısıtladığı, eşine hakaret ettiği, eşini aşağıladığı, evde devamlı olarak küs durduğu, davacı kadına kusur izafe edilemediği, gerçekleşen duruma göre tarafların evlilik birliğinin eylemlerinin yoğunluğu ve derecesi de nazara alınarak davalı erkeğin tam kusurlu olduğu tarafları bu aşamadan sonra bir arada yaşamaya zorlamanın artık kanunen de mümkün görülmeyeceği gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Hüseyin ... yargılama devam ederken ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden, davalı erkek vekili davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.12.2022 tarihli ve 2022/1496 Esas, 2022/1897 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, taraflar arasında erkekten kaynaklanan kusurlar sebebiyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, mahkemece verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarı az olduğu gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına davacı kadın yararına İlk Derece Mahkemesince ara kararlarla hükmedilen tedbir nafakasının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar devamına, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden (09.12.2022) boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası takdirine, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadının sair, davalı erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı erkek vekili, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 11.04.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat çok olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; manevî tazminat miktarının halen çok yüksek olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.