"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/459 E., 2023/744 K.
KARAR : İstinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nallıhan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/33 E., 2021/357 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının feragat nedeniyle reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle kadının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, son olayda kayınpederinin müvekkilini yatak odasında darp ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, yasal faizi ile birlikte müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- davalı erkek vekili 12.07.2019 tarihli dilekçesinde özetle; davacı asilin davadaki taleplerinden ve davadan vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkek eşin, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, müvekkilinin çalışmasını istemediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesini ve annesini istemediğini, ahlaka aykırı tekliflerde bulunduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilini kovduğunu, müvekkilinin babasını yaraladığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına , kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, 08.07.2021 tarihli duruşmada nafakaların ÜFE-TÜFE oranında artırılmasını istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin davasından feragat ettiği, davacı erkeğin, davasından feragat etmesi sebebiyle feragatten önce gerçekleşen vakıaların affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı kadına izafe edilen kusurların affedilmiş sayıldığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadına"sizin gibi ağzı pis, şerefsizler, pislikler, yüzsüzler, o evden yarın defolup gideceksiniz ... yoksa ben size ne yapıyorum görürsünüz'' şeklinde hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderdiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kusurlu kadının ise kusursuz olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği kadının, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuğun yaşının küçük olduğu, anne ilgi ve şefkatine ihtiyacı olduğundan velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının feragat nedeniyle reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli tavzih kararında; davalı-davacı kadın vekilinin tavzih talebi ile, ortak çocuk için nafakaya hükmedildiği, ancak nafaka artırımı uygulanacak tarihin ve hükmün netleştirilmesi, icraya mümkün hale getirilmediği gerekçesiyle; tavzih talebinin kabulüyle hükmün 'hükmün kesinleşmesinden sonra devam eden yıllarda nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına'' şeklinde düzeltilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davanın kabulü, kusur belirlemesi, velayet, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakalar ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak boşanma hükmü haricinde kadının davalarının reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kişisel ilişkinin yatılı tesis edilmesi, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların ve kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarları ile tazminatlara faiz talebi hakkında bir karar verilmemesi yönünden yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi'nce, alınan uzman raporu ve dosyada mevcut deliller de değerlendirildiğinde tarafların ortak çocuk 3.5 aylıkken ayrıldıkları, ortak çocukla baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının ortak çocuğun üstün yararına aykırı olduğu yönünde ciddi bir delilin sunulmadığı, annenin bu husustaki iddialarını ispat edemediği, Mahkemece ortak çocukla baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının isabetli olduğu, ortak çocuğun yaşı da dikkate alındığında ortak çocukla baba arasında yaz tatilinde düzenlenen kişisel ilişkinin süresi fazla olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının az olduğu, tazminatlara faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf edilmeyerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin süresi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının ve kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarları ile tazminatlara faiz talebi hakkında bir karar verilmemesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; ortak çocuk lehine İlk Derece Mahkemesi'nce hükmedilen 02.08.2022 tarihli ara kararı ile artırılan tedbir nafakasının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra devam eden yıllarda ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve çocuk ile baba arasında " her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10:00'dan Pazar günü saat 17:00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00’dan 3. günü saat 17:00'a kadar, her yıl sömestr (yarıyıl) tatilinin 7. günü saat 10:00'dan 14. günü saat 17:00'e kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10:00'dan 10 Temmuz saat:17.00'a kadar " kişisel ilişki kurulmasına, davacı- davalı erkeğin tüm; kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar ve velayet yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuş kararın talepleri doğrultusunda bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların miktarının çok düşük kaldığını ve tazminatlar için yüklenen faizin mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak belirlenerek dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesi, maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuş kararın talepleri doğrultusunda bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar ve tazminatlara uygulanan faiz oranı ve başlangıç tarihi velâyet düzenlemesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Sercan'a yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.