"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/331 E., 2023/806 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/676 E., 2020/627 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise, açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin etkisinde kaldığını, ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiklerini ve tek yönlendiricinin kendileri olmaları konusunda ısrarcı ve tehdit edici davrandıklarını, kadının ailesinin, müvekkilini küçümsediklerini, beğenmediklerini, sürekli beceriksizlikle suçladıklarını, aile toplantılarında surat asıp müvekkil ile konuşmayıp onu yalnızlaştırdıklarını, ekonomik şiddet uyguladıklarını, çocukları müvekkiline karşı doldurmaya ve yönlendirmeye çalıştıklarını, ... bu durumu kabul etmeyince de onu evden kovduklarını, ...'ı babasına yönelik şiddet uygulamaya teşvik ettiklerini, davalı kadının, eş olmanın sorumluluklarını yerine getirmediğini, evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarının olduğunu, müvekkilini tehdit ettiğini, 14 Şubat 2018 tarihinde evi terk ettiklerini, evden ayrılırken evdeki eşyaları kırıp döktüklerini, perdeleri yırttıklarını, koltukları kestiklerini, tüm eşyaların yerlere atılarak kullanılamaz hale getirildiğini, müvekkilinin giysilerini tek tek kestiklerini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asıl ve gerçek dışı olduğunu, sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, başka kadından çocuğunun olduğunu, müvekkilinin ailesini görmek istemediğini, müvekkilinin de görüşmesini kısıtladığını, zaman zaman da yasakladığını, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini aşağıladığını, dalga geçtiğini ve küçümsediğini iddia ederek; asıl davanın reddini istemiş karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 nci maddesi kapsamında zina, 162 nci maddesi kapsamında pek kötü ve onur kırıcı davranış, 163 madde gereği suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ve166 ıncı madde gereği evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ziynet eşyalarına yönelik olarak ise; müvekkilinin iradesi dışında iade edilmek şartıyla elinden alınan, toplam 732 gram altın bedeli olan 162.500,00 TL ve düğünde takılan 1.600,00 TL ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından açılan 4721 sayılı Kanun 163 madde gereği suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı davasının reddine, erkeğin evlililik birliği devam ederken başka bir kadınla zina eyleminde bulunduğu, çocuğunun olduğu ve halen bu kadınla birlikte olduğu, kadına fiziki şiddet uygulayıp, saçlarını çektiği, saç derisindeki açıklığın gözle görülebildiği, adın eşi dinen boşadığı ve onu evden kovduğu, kadının da evi dağıtıp evdeki birtakım eşyalara zarar verdiği, tarafların bu tarihten sonra ayrı yaşamaya başladıkları, kadının ise davacı erkek eşe başkalarının yanında "sen beceriksizsin, bir şey yapamazsın, sende adam mısın" şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği kadın hakkında yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının zina ve pek kötü, onur kırıcı davranış ile her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 161 inci ve 162 inci maddeleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklardan 2004 doğumlu ... velâyetinin anneye, 2017 doğumlu ...'in velâyetinin ise anneye verilmesine, ... ile baba arasında ... ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, velâyeti anneye verilen ... yararına aylık 350,00 TL tedbir 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata, kadın tarafından karşı dava dilekçesi ile istenilen ziynet alacağına yönelik harç yatırılmadığından, bu dava hakkında açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, taraflarınca açılan davanın kabulü ile karşı davaya ilişkin verilen boşanma ve boşanmanın sonucuna bağlı tüm taleplere dair kararların kaldırılarak açılan karşı davanın reddine karar verilmesi, ortak çocuk ... 'un velâyetinin mahkemece beyanı alınmadan anneye verilmesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi gereğince haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açılan boşanma davası, erkeğin davasının kabulü, kabul edilen manevî tazminat ve nafakaların miktarı, kişisel ilişki süresi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece 4721 sayılı Kanunun 162 inci madde kapsamında da tarafların boşanmalarına karar verildiği, süreklilik gösteren fiziki şiddetin "pek fena muamele" oluşturacağı, erkeğe yüklenen eylemlerin pek fena muamele kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığı, tarih öncesi olduğu anlaşılan erkeğe kusur olarak yüklenen bir keresinde çıkan tartışmada kadına fiziki şiddet uygulayıp saçlarını çektiği, vakıası ile kadına yüklenen davalı-karşı davacı kadının beraberliklerinde davacı-karşı davalıya yönelik "sen beceriksizsin, bir şey yapamazsın, sende adam mısın" şeklinde küçük düşürücü sözleri başkalarının yanında söylediği vakıalarının kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı, taraflara yüklenen diğer vakıalarının ise sabit olduğu, kadının ayrıca ortak çocuklara babalarını kötülediği vakıasının da sabit olduğu, taraflara yüklenen diğer vakıaların sabit olduğu, tarafların birbirlerine yönelik başkaca iddialarını ispat edemedikleri, taraflar arasında yaşanan geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açtığı geçimsizlikte erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu, kadının ise hafif kusurlu olduğu, ortak çocuk ... 'un ayrılık sürecinde ve dava sürecinde anne yanında yaşaması, sosyal inceleme raporundaki tespitler nazara alınarak velâyetin anneye verilmesinin yerinde olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu ve tarafların istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi gereğince "pek fena muamele" açılmış dava ve kusur vakıaları yönünden kadının istinaf başvurusunun ise kusur vakıalarına, yoksulluk nafakası, manevî tazminat ile iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın tarafından açılan " pek fena muamele" hukuki nedenine dayalı davanın reddine, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair yönlerden istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; velâyet ve aleyhine hükmedilen nafakalar ve manevî tazminatın miktarı, kabul edilen kadının boşanma davaları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü ve 162 nci maddesi gereğince açılan boşanma davası, erkeğin davasının kabulü, kabul edilen manevî tazminat ve nafakaların miktarı, kişisel ilişki süresi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 163 üncü maddesi gereğince açılan boşanma davalarının kabulü gerekip gerekmediği, kadının zina ve evlilik birliğinin sarsılması, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması nedenli davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların şartları ve miktarı, velâyet düzenlemesi ile baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 161, 162, 163 ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden Mahkemece erkek eşe "kadın eşi dinen boşadığı ve evden kovduğu" kusurlarının ispat edildiği kabul edilerek kusur olarak yüklenmiş ise de kadının dinen boşama ve evden kovma maddî vakıalara ilişkin alınan tanık beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret, duyuma dayalı olan ve kadından duyduklarını aktardıkları beyanlar olup bu vakıaların erkek eşe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı; fakat erkek eşe kusur olarak izafe edilmeyen "erkek eşin eve geç geldiği, evi, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ekonomik şiddet uyguladığı" maddî vakıalarının tanık beyanları ile ispatlanmasına rağmen kusur olarak yüklenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eş ağır kusurlu, kadın eş ise az kusurlu olup kusur vakıalara yönelik değerlendirme hatalı olduğundan hükmün bu yönde bozulması gerekmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırıya nazaran kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın yararına kusur gerekçesi ve kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı- davalı erkek vekilinin tüm davalı- davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'a iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.